TALPA Başkanı Ali Ziya Yılmaz ile TALPA Avukatı Yaşar Öztürk ve TASSA Başkanı İzzet Levi ile TASSA Avukatı Ali Turan Hür’ün konuk olduğu program havacılık camiasının en önemli sorunlarından birini masaya yatırdı.
Sefa İnan’ın ‘Nedir Havacılık Kanun Tasarısı’ sorusu üzerine söz alan TALPA Avukatı Yaşar Öztürk; “Kanunu biz istemedik. Öncelikle bu bir ihtiyaçtır. Bu kanunu isteyen Türk halkının ta kendisidir. Çünkü hayati bir iş yürüten uçucu personelin yerde herhangi bir görev yürüten çalışan kadar hakkı mevcut değil. Örneğin yerdeki personel İş Kanunu’na dâhilken uçucu personel bu haktan yoksun durumda. Bu kanun dünyanın her tarafında uygulanıyor. Ama bizde maalesef yok. Bir yolcu uçağa binerken bu uçak güvenli mi diye pilota sorma hakkı yok. O da Sivil Havacılığa, pilota, uçağa güvenip uçuyor. Ama burada pilotun kafası rahat mı değil mi durumu çok önemli” dedi.
Sefa İnan’ın ‘İş Kanunu yeterli değil mi’ sorusuna ise Öztürk; ‘Hayır yeterli değil. Havacılık mesleğine ayrı bir düzenleme gerekiyor’ şeklinde yanıt verdi.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan TALPA Başkanı Ali Ziya Yılmaz ise; “Biz, yasanın güvencesine girmek istiyoruz. Böyle bir hakkımız var. Bizi koruyan bir kanun yok. Yapılan sözleşmeler işverenin faydasına oluyor. Uçucu personeli koruyan yok. Devlet bizim maaşımızı güvence altına alsın istiyoruz. Avrupa’da tüm taşıma işini yapan çalışanların hakları belirlenmiştir. İş kanunu bize yetmez. Ayrı bir düzenleme gerekiyor. Çünkü çalışma saatlerimiz farklı ve değişkenlik gösteriyor. Bunlar ancak kanunla düzenlenebilir” dedi.
”BU KANUN ÇIKARSA HAVAYOLU ŞİRKETLERİ BATAR”
Aynı soruya yanıt veren TASSA Avukatı Ali Turan Hür ise; “Komisyon toplantılarında bize söylenen şuydu, kanun çıkarsa havayolu şirketleri batar. Bu kadar açık. Şirketler bu kanunun çıkmasını istemiyor. Sözleşmeler yeterli değil. Çünkü sözleşmeler çalışanlara değil işverenlere hitap ediyor. Örneğin bir yıllık yapılan bir sözleşmede çalışan bir yıldan önce işi bırakırsa tazminat ödemek zorunda kalıyor. Çalışan uçucu personel, işi yüzünden rahatsızlanırsa ki buna çok sık rastlanabiliyor. Kulağından ya da midesinden rahatsızlanabiliyor. Bu durumda dava açabileceği ya da hakkını arayabileceği bir mecra yok. Bu durum normal bir işçi için 10 yılda zaman aşımına uğrarken uçucu personelde 1 yılda zaman aşımına uğruyor. Bu durumda mağdur olan çalışan oluyor.
Konu tartışılırken yayına telefonla bağlanan TALPA eski Başkanı Tuna Gürel; “7 yıl boyunca bu tasarı için uğraştım. Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’ın büyük katkısıyla tasarı Başbakanlık’a gitti ama görüşler alınacak gibi konular nedeniyle tasarı 4 kez geri döndü. Biz mecliste yaptığımız toplantılarda kanunun gerekliliğini açıkça söyledik. Aslında TALPA, TASSA, TÖSHİD ve Hava-İş olarak anlaşmıştık ama konu iş kanununa geldiğinde tıkandık ve bir türlü bu konuyu aşamadık. O günden bu yana da TÖSHİD ile bir araya gelemedik. Uçuş emniyeti için bu kanun mutlaka gereklidir. 20 tane havayolu şirketi var ve farklı farklı sözleşmeler gündeme geliyor. Bu durum kanuna aykırı. Biz iş kanunun 4857 nolu maddesine de razıyız. Türk Hava Yolları’nda durum farklı. Çünkü orada Hava-İş sendikası var ve 2 yılda bir sözleşmeler yapılıyor. Ama artık yeni bir düzenlemeyle Hava-İş’in de yetkisiz kılınacağı söyleniyor. İşverenler kendi menfaatleri söz konusu olduğunda konuya sıcak yaklaşıyor ama çalışanın faydasına olunca geri çekiliyor, yan çiziyor” dedi.
YASA NEDEN ÇIKAMIYOR?
’Yasa neden çıkamıyor’ diyen Sefan İnan’ı yanıtlayan Ali Ziya Yılmaz; “Bu yasanın çıkmasını birilerinin istemediğini sanmıyorum. Yasanın gerekli olduğu çok açık. Ama Meclis’te yaptığımız toplantılarda bize işverenlerle anlaşın gelin diyorlar. Bu mümkün değil. İşverenle anlaşamıyoruz. Onlar kendi menfaatlerini göz önünde bulunduruyor. Biz de kendi menfaatlerimizi. Bu durumda görüşmeler tıkanıyor ve kanun bir türlü çıkamıyor. Konuyu önemli hukukçuların ele alıp çözmesi lazım. Anlaşın gelin demeye devam edildiği sürece kanun 10 yılda değil 20 yılda da çıkmaz. Tek anlaşabileceğimiz madde çalışma saatleri bunun dışında anlaşamıyoruz. Avrupa’da her çalışan kanunla korunuyor. Çalışanın hakkı düzenlemeyle değil ancak kanunla korunur’ dedi.
Bu noktada söz alan TASSA Başkanı İzzet Levi ise; “bizim istediğimiz kanunla korunmak. İşçi kanunu bize yetmez. Çünkü bayanların ağırlıklı olarak çalıştığı bir sektörden bahsediyoruz ve onların gece çalışması problem olabiliyor. Bayan kabin memuru uçaktayken mesaisi bittiğinde uçağı indirmeniz mümkün değil. Ayrıca hamile olan kabin memurlarının uçması sakıncalı. Çünkü radyasyon alıyor. Bu konu hakkında iş kanununda bir yükümlülük ve koruyucu madde yok. Bunun dışında yıpranma hakkımız olmalı. Erken emeklilik bizim için ideal olandır” şeklinde konuştu.
TALPA Avukatı Yaşar Öztürk ise görüşlerini şöyle aktardı; “Avrupa’daki çalışma saatleri ile buradaki çalışma saatleri aynı değil. Bu düzenlemenin mutlaka kanunla gerçekleştirilmesi gerekir. Talimatla ve düzenlemeyle halledilemez. Bizim Avrupa’daki uçucudan bir farkımız yok. O halde onların hakları bizde de olmalı. Avrupa’da uçuş saatini dolduran bir pilota ekstra uçuş yaptırmazsınız. Kanun olmamasının yanı sıra sözleşmeler öyle bir durumda ki, inanılır gibi değil. Örneğin bir pilot, bazı sözleşmelerde, sözleşmesi bitmeden işten ayrılırsa 40 bin dolar tazminat ödüyor, ayrıca ayda 10 bin dolar dolayında da tazminat ödemeye devam ediyor. Kabin memurlarında da durum farklı sayılmaz. 45 yaşına gelen bir kabin memuru işten rahatlıkla çıkarılabiliyor” dedi.
ÇALIŞANLARIN SENDİKA TALEBİ
Ali Turan Hür, çalışanların sendika talep etmeleri halinde ayrı bir yaptırımla karşı karşıya kaldığını ifade ederken sözlerini şöyle sürdürdü; “Yöneticiler sendikaya karşı olmadığını söylüyor. Ama toplu olarak sendikaya gittiklerinde işten çıkarılabilme ihtimalleri karşısında ellerinde güvenceleri yok. Onlara bu güvenceyi kimse vermiyor. Greve bile gidemezler çünkü işçi değiller. Bu durumda iş kanunun yettiğini söylemek mümkün değil. Ama biz iş kanunundaki 4857 maddesine de razıyız.”
ŞİRKETLER HANGİ MADDELERİ İSTEMİYOR?
Sefa İnan’ın ‘şirketler hangi maddeleri istemiyor şeklinde soru yöneltmesi üzerine cevap veren TALPA Avukatı Yaşar Öztürk; “TÖSHİD, iş güvenliği maddesini istemiyor. İşten çıkarılan bir personele tazminat ve kıdem tazminatı ödenmeli ayrıca çalışan 1 ay içinde işe iadesi için dava açabilir. İşte bu maddeyi TÖSHİD kesinlikle istemiyor. Ayrıca uçuş sürelerine de karşı tavır alıyorlar.
Bunun dışında TÖSHİD, öncelikle tanımları bile kabul etmiyor. Kokpit ekibinin tanımı, hava aracının tanımı ve birçok konudaki tanımları kabul etmiyor. Biz Bakan Binali Yıldırım’la görüştük. Bize karşı çok anlayışlıydı ve çok uğraştı. TÖSHİD ile görüşün, ortak bir karara varın, ben de tasarıyı hemen meclise almak için elimden geleni yapacağım dedi. Biz de TÖSHİD’i aradık ama sürekli bahane üreterek bizimle görüşmediler” şeklinde konuştu.
THY VE YABANCI PİLOT ALIMI
THY’nin yabancı pilot alımına değinen Ali Ziya Yılmaz; “Yabancı pilot alımına karşıyım. Türkiye’de bu işi yapabilecek çalışamayan işsiz birçok pilot var. Onların yerine yabancı pilot alınması bana saçma geliyor. Ayrıca bu durum kanunlara da aykırı. Ancak yetiştirilen pilotların görevleri teslim almasına kadar yabancı pilot alınabilir. Pilot yetişence de yabancı pilot gönderilmeli. Yetiştirilen bir pilot adayı mezun olduktan sonra tip eğitimi alması gerekiyor. Ancak parasal sorunlar yüzünden bu eğitimi alamıyor. Bu durumda bu yükümlülüğü havayolu şirketinin alması gerekiyor. Bu ve buna benzer tüm sorunları çözecek olan tek şey Havacılık Kanun Tasarısı’dır” diyerek sözlerini noktaladı.
Haberin video görüntüleri ilerleyen saatlerde AirportHaber'de olacak...
Yorumlar Tüm Yorumlar (10)