Fransız karikatür dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen kanlı terör saldırısı sonrası havalimanlarında yaygınlaştırılması istenen ‘patlayıcı madde koklama dedektörleri’ için çalışma başlatıldı.
Geçen ay yine buradan duyurduğumuz, ‘elektronik patlayıcı tarayıcısı bomba dedektörü (ETD)’ ile gerçekleştirilen kontrollerin nisan sonu veya en geç mayısta başlatılacağı ifade ediliyor. Şu anda sadece ABD ve İngiltere gibi uçuşlarda gerçekleştirilen denetimler, Türkiye’deki tüm havalimanlarında yolcunun uçağa geçişteki son kontrol noktalarında yapılacak.
Cihazlar nisanda yerleştirilecek
Avrupa’nın 11 Eylül’ü şeklinde görülen Charlie Hebdo’ya düzenlenen kanlı terör saldırısı sonrası başta IŞİD ve El Kaide olmak üzere terör örgütü elemanlarının yakalanması amacıyla havalimanlarındaki güvenlik denetimlerinin en üst seviyeye çıkarılması istenmişti. Avrupa ülkeleri ve Avrupa Komisyonu’nun baskıyı artırmasıyla da havalimanlarında yeni tedbirler uygulamaya girmişti. Bu isteklerden patlayıcı madde dedektörü ETD ile yapılması istenen kontroller için Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’nün (DHMİ), cihaz alımı konusunda harekete geçtiği öğrenildi. Çalışmaları doğrulayan yetkililer, cihazların gelecek aydan itibaren havalimanlarına yerleştirileceğini ve personelin bu konuda eğitileceğini söyledi.
Şüpheli yolcular denetlenecek
ETD cihazıyla yapılacak kontrollerin ise uzun süreceği endişesiyle sadece şüpheli yolcuların denetleneceği belirtiliyor. Eşyalara temas ettirilen bomba koklama dedektörleri, cihazla yapılan analizle kişilerin herhangi bir patlayıcı maddeye temas edip etmediğini tespit ediyor. Cihaz, hafızasında kayıtlı patlayıcı madde ve uyuşturucuların ayrışımına göre araştırma yapabiliyor. Altı saniye içinde istenen sonucu veren ve 12 voltluk elektrikle çalışan cihaz, seyyar şekilde araçlara monte edilebiliyor. Cihazın test sonuçları, araştırmanın yapıldığı ülke mahkemelerinde de delil olarak kullanılabiliyor.
Avrupa ülkeleri yolcu bilgisi istiyor
Amerika ve Avrupa ülkeleri, terör örgütü üyelerinin takibinin kolayca yapılabilmesi amacıyla yolcular hakkında bilgilerin paylaşılmasını ve bunun için ‘Yolcu İsim Kaydı’ veritabanının oluşturulmasını istiyor. Böylece, terörist yetiştiren yerlere giden veya oralardan dönen yolcuların da kolayca takip edilebileceği ifade ediliyor. Ancak Türkiye, yolcu bilgilerinin diğer ülkelerle paylaşılmasına sıcak bakmıyor. Bu yüzden ABD’nin ve diğer ülkelerin ısrarına rağmen bu konuda anlaşma imzalamıyor.
Denetimler daha da artacak
Avrupa ülkeleri, terör örgütlerinin gücünün zayıflatılması amacıyla ilk etapta para ve insan kaynağının kesilmesi konusunda ciddi tedbirler alınmasını istiyor. Bu kapsamda kara, hava ve deniz sınırlarından geçişlerdeki güvenlik tedbirlerinin en üst seviyeye çıkarılması istenirken, daha sonra ise gücü azalan terör örgütleriyle sıcak temasa yani çatışmaya girilmesinin daha doğru olacağı dile getiriliyor. Bu konuda ısrarcı olan ABD ve Avrupa ülkeleri, terör örgütü üyelerinin takibini ve yakalanmasını kolaylaştıracak tüm güvenlik tedbirlerinin acilen ve zafiyet gösterilmeksizin uygulamaya konulmasını istiyor.
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda, sahte pasaport kullanımını ve pasaport kontrol banko önlerindeki uzun kuyrukları ortadan kaldırmak amacıyla ‘Biyometrik Entegre Otomatik Geçiş Sistemi (e gate)’ adlı yeni sisteme geçilmişti. Pasaport polisinin görev almadığı uygulamada, kontroller elektronik sistemle gerçekleştiriliyor. Adı otomatik geçiş olan ve ocakta başlayan sistemde, yolcuların harç pulu alıp almadıkları ise görevliler tarafından kontrol ediliyor. Bu yüzden günlük 150’ye yakın yolcunun geçiş yaptığı cihazlarda harç pulu kontrollerinin kaldırılması istenirken, harç pulu fiyatının bilete dahil edilmesi veya bir başka şekilde çözümlenmesi gerektiği ifade ediliyor.
Mustafa Gün / Zaman
Yorumlar