Hava trafik kontrolörlerinin 1 Haziran’da iş bırakacağını duyuran bildiri ortalığı karıştırdı.DHMİ'nin ve TATCA’nın haberdar olmadığı bildiriyi kimin gönderdiği bilinmiyor.
Zeynep Ayhan isimli bir kişiye ait e-posta adresinden mail kutusuna düşen bir bildiri kafaları karıştırdı. Hava trafik kontrolörlerinin 1 Haziran tarihinde iş bırakacağını ve Türk hava sahasında uçaklara hizmet verilmeyeceğini duyuran bildirinin altında Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri yazmasına rağmen Türkiye Hava Trafik Kontrolörleri Derneği TATCA’nın bildiriden haberdar olmadığı ortaya çıktı. TATCA Başkanı Ayhan Kartal, “ Böyle bir bildiriden haberim yok, zira böyle bir karar da yok” dedi.
Kartal, TATCA olarak bütün üyelerine her türlü durum karşısında sakin olmalarını, işlerini aksatmadan ve uçuş emniyetinden taviz vermeden, kaliteli ve hızlı hava trafik akışını sağlamaları konusunda uyarılarda bulunduklarını kaydederek, boykota konu olan havacılık tazminatlarının bir kısmını 8 aydır düzenli olarak aldıklarını söyledi.
Kartal şöyle konuştu: “ Tazminatlarımızı alıyoruz ama kesinleşen oran belli değil ve içeride 8 aylık alacağımız fark bulunuyor. Biz her zaman Genel Müdürümüz Sayın Orhan Birdal'a güvendiğimizi dile getiriyoruz. Sayın Genel Müdürümüzün hazineden kaynaklanan bu sıkıntıyı çözeceğine ve farkların en kısa zamanda ödeneceğine inanıyoruz. Bu vesileyle tüm havacılık camiasına kazasız uçuşlar diliyorum” dedi.
DHMİ yetkilileri de sözkonusu bildirinin bağlayıcı niteliği bulunmadığını, Türk hava sahasının kapatılmasının mümkün olmadığını açıkladı.
Esrarengiz bildirinin kimler tarafından gönderildiği bilinmiyor.
İşte basın mensuplarının mail kutularına düşen o bildiri:
Kamuoyuna;
‘’ Hava Trafik Kontrolörlüğü, dünyanın en zor ve en stresli mesleklerinden biridir. En ufak bir hata veya dikkatsizlik büyük facialara neden olabilir. Hava Trafik Kontrolörleri için söylenen bir söz vardır. Kontrolörler, pilotların gözü ve kulağıdır diye. Bu sözü şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Bir odaya yaklaşık 20 kör insanı koyalım. Sonra da bu insanlara odanın içinde yürümelerini söyleyelim. Bu insanlar ister istemez, birbirlerine çarpacaklardır. İşte havada da durum aynen böyle sayılabilir. Eğer Hava Trafik Kontrolörü pilota ne yapacağını söylemezse, daha doğrusu gerekli ayırmaları yapmazsa, uçakların birbirleri veya başka engellerle çarpışması kaçınılmazdır. Kontrolörün dikkati yanında, soğukkanlı ve anında karar verme yeteneği de olmak zorundadır. Eğer bir uçak zor bir durumda ise, kontrolör çok kısa bir düşünmenin ardından gerekenleri yapmalıdır.’’
Biz Hava Trafik Kontrolörleri, Avrupa’nın en yoğun 6. Hava sahası olan Türk Hava Sahasında günlük 4000 civarında hava trafiğine hizmet vermekteyiz. Sadece bu istatistikle bile, yaptığımız işin ne kadar yüksek konsantrasyon ve motivasyon gerektirdiği aşikârdır.
Son yıllarda artan ekonomik göstergelerden anlaşılacağı üzere, hava trafik kontrol hizmetinde olabilecek bir kesinti Türkiye’ de turizm, hizmet ve dolayısıyla üretim sektörlerinde günlük 200 milyon $ civarında kayba neden olacaktır. Aynı zamanda yaşanacak gecikme ve iptaller tüm havayolu şirketleri ve yolcuları çok ciddi problemlerle baş başa bırakacaktır. Maddi kayıplar bir yana, meydana gelebilecek bir ‘’hava hadisesini’’ düşünmek bile istemiyoruz.
Yukarıdakileri neden özetlemeye çalıştığımız konusuna gelirse; Motivasyonun son derece önemli olduğu işimizde, biz ‘’Hava Trafik Kontrolörleri’’, son 9 aydır çok büyük bir mağduriyet yaşamaktayız.
1 Ağustos 2010 tarihinde resmi gazetede yayımlanan ‘’çeşitli mali kanunlarda değişiklik yapan 6009 sayılı Kanun’’la yasalaşan, DHMİ personeline ödenen havacılık tazminatının artırılmasına yönelik yasa hala uygulamaya konulmamıştır. Sık Sık DHMİ Genel Müdürü ve Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım’ ın açıklamalarından da anlaşılacağı üzere yasanın uygulanmaması için hiçbir geçerli hukuki mazeret yoktur. Hem yasanın Resmi Gazete de yayınlanması, hem de ilgili Sayın Bakan ve Genel Müdürün açıklamalarıyla ümitlenen Hava Trafik Kontrolörlerinin tamamına yakını yüksek meblağlarda kredi kullanıp, şuan ciddi maddi yükümlülüklerin altına girmişlerdir.
Bu kadar ciddi hayal kırıklıkları olan ve borç yükü altında bulunan Hava Trafik Kontrolörlerinin, orta vadede yapabilecekleri hatalardan kimler sorumlu olacaktır? Ya da bu hayal kırıklığı ve çaresizlikle ortaya çıkabilecek herhangi bir eylem kararında Türkiye’nin yaşayacağı ekonomik kayıpların sorumluları kim olacaktır? (ki bu kayıp günlük 200 milyon $ civarında olacaktır ki yasayla uygulanacak iyileştirmenin bir yıllık maliyetinin 2 katı kadardır).
23.07.2010 tarihinde TBMM’ de kabul edilen ve 01.08.2010 tarihinde resmi gazetede yayınlanan 6009 no’ lu kanunun ilgili maddesinin,’’ Türk Hava Sahasında hizmet kalitesinin azalmaması, uçuş güvenliğinin kesintisiz yürütülmesi, gecikme ve iptallerin yaşanmaması, yaz tarifelerine geçmeye hazırlandığımız şu günlerde biran önce yürürlüğe geçmesini, aksi takdirde, Türk Hava Trafik Kontrolörlerinin, 1 HAZİRAN 2011 tarihi itibariyle inisiyatif kullanmamaya kararlı olduğunu kamuoyuna saygılarımızla duyururuz…
TÜRKİYE HAVA TRAFİK KONTROLÖRLERİ
©AirportHaber.com
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)