Zaman Gazetesi yazarı Ali Yurttagül, Türk Hava Yolları ile AK Parti ilişkisinin ahlak sınırlarını zorladığını ifade etti. Yurttagül, Zaman ve Taraf gazetelerinin uçak içerisinde dağıtılmamasını da sert bir dille eleştirdi... ;
İşte Ali Yurttagül'ün kaleme aldığı o yazı...
THY bir siyasî parti şirketi mi?
Kabin görevlisi hanım nazik bir dille “yönetime yazın lütfen, iyi olur” diyerek elinde olmayan bir sorundan kendisinin de rahatsız olduğunu hissettiriyordu.
Kararın “yukarıdan” geldiğini de zaten söylemişti. Yanlış anlaşılmasın, İstanbul uçağında geçen bu konuşmadan kabin personeli veya Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarından şikâyetçi olduğum sonucuna varılmasın. Yıllardır THY’nin sadık bir müşterisiyim. Geçen aralık Avrupa Parlamentosu (AP) İran Delegasyonu Tahran’a uçtuğunda, idarenin “tavsiyesi” üzerine delegasyon Frankfurt üzerinden giderken, ben THY ile İstanbul üzerinden gitmeyi tercih etmiş, sitem işitmiştim. THY uzun zamandır ilk tercihim. Kabin personeli ve servisten çok memnunum. Nazik oldukları gibi, kritik durumları oldukça iyi yönettiklerini, kabinde gerilime yer vermediklerini çok izledim. Ufak tefek sorunlar yok değil. Mesela bundan yıllar önce, THY içecek servisi ile fındık verirdi. Bu THY’ye özgü bir şeydi. Artık diğer şirketler gibi şeker veya çikolata veriyor. Biraz bayağılaştı. Son günlerde çevremden “THY’ye ne oluyor?” diye sorular da duymaya başladım. İstanbul üzerinden Tokyo’ya uçan bir dostum beş gün valizini alamamış. “Şikâyette bulundum, cevap bile vermediler” diyor. Benim şikâyetim yönetimden, yani “yukarıdan” ve yeni değil.
THY yönetimine karşı ilk kızgınlığımı çalışma şartlarını protesto etmek için greve giden personele karşı sert, saygıdan yoksun, diyalogdan uzak ve baskıcı tutumlarını izlediğimde hissetmiştim. Dünyanın (demokratik) her yerinde şirket yönetimi ile personel arasında yaşanan bu tür sorunlarda yönetiminin çalışanlarını anlamaya, kazanmaya gitmek yerine, THY’nin cezalandırma, işten atma gibi insanları kalıcı mağduriyete iten tavrını kabul edilmez ve sorumsuz bulmuştum. Grevleri bastırmak için AKP (hükümet veya TBMM demeye utanıyorum) ile ilişkilerini devreye sokarak Meclis’ten kanun geçirdiğinde dehşete kapılmıştım. İnanmak mümkün değildi. Lufthansa gibi özel bir şirkette grev sorunu olduğu için, hükümet partisi olayı “milli güvenlik sorunu” yapıp, grevleri yasaklıyor, yüzlerce vatandaşının işten çıkarılması için yasal altyapı oluşturuyordu. Sendikal hakları, imzası bulunan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) kurallarını ayaklar altına almıştı.
THY–AKP ilişkisinin ahlak kurallarını zorladığı, bir özel şirketin en basit etik kuralları hiçe saydığı an, Bank Asya’yı batırma operasyonuna alet olduğu gün oldu. Bir avuç yolsuzluğa bulaşmış AKP kadrosunun intikam duygularını tatmin etmek, “yolsuzluk yok, darbe var” söylemine çanak tutmak için, bir özel şirketin hangi ellerde olması gerektiğini hayal edemiyorum. THY milyonlarca insanı taşıyan, AKP’lisi, muhalefeti ile Türkiye’nin havayollarından biri değil mi? Ne arıyor bir özel şirket bu tür siyası parti operasyonlarında? THY’nin bu tutumunu ceza yasası açısından değerlendirmek benim görevim değil, etik olmadığı konusunda ise şüphem yok.
Bardağı taşıran damlayı bu günlerde yaşıyorum. Kabin görevlisinin girişte verdiğim nazik cevabı, kabinde verilen gazetelerden kaynaklanmıştı. Yeni Şafak, Cumhuriyet, Zaman ve Taraf gazetelerini istemiştim. Sadece Yeni Şafak ve Cumhuriyet gelince, bakışlarımdan sorunu anlayan hanımefendi “Zaman ve Taraf vermiyoruz” dedi. “Niçin?” soruma cevabı da “bilmiyorum, gelmiyor” oldu. Belli ki THY yönetimi bir kez daha yolsuzluğa bulaşmış AKP kadrolarının “Cemaat”e karşı yürüttüğü “cadı avının” parçası olmaya karar vermişti. Sizce bu, etik bir tutum mu? Özel bir şirketin bu tür siyasi operasyonlara alet olması doğru mu? Ben herhangi bir yolcu olarak, Taraf, Zaman gibi Türkiye’nin değerli gazetelerini okumaktan mahrum olmak zorunda mıyım?
Bu son konuda, THY “tercihimiz böyle” diyebilir. Peki, şirket yönetimi benim gibi yolcularını, Türkiye’de AKP’ye muhalif kitleleri THY ile seyahat etmeme tercihine zorladığını fark etmiyor mu? THY’nin etik kurallar içerisinde kalmasını sağlayan, denetleyen, bu görevleri için para alan kurumları var mı? Ne yapıyorlar? Yoksa onlar da mı “taraf”?
Yorumlar Tüm Yorumlar (32)