Akşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Atatürk Havalimanı'nda yaşanan rötarlarla ilgili bir yazıyı köşesine taşıdı. İşte Küçükkaya'nın o köşe yazısı...
Yaz geldi rötar işkencesi başladı. Kendinizi star gibi hissettirmiyorlar!Son zamanlarda uçaklarda yine rötarlar başladı. Her yaz aynı çile tekrarlanıyor. Geçen gün Fatih Altaylı canlı yayında yakınıyordu:
'İki saatten fazla rötar vardı, az daha yayına yetişemiyordum.'
Kılıçdaroğlu ve CHP kurmay ekibini Ankara'dan İstanbul'a getirecek 13.00 uçağında da 45 dakikalık gecikme yaşandı. Ondan hemen öncesi 12.00 uçağı 30, 11.00 uçağı 45 dakika rötarlıydı. Gün boyu aynı işkence sürdü. Bunlar perşembe gününün yaşananları... Ana muhalefet partisi mustarip oldu, yüzlerce vatandaşın yanı sıra...
Bir gün önce de Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Hanım aynı sorunla karşılaştı. 18.00 uçağıyla Ankara'dan İstanbul'a geçecekti, rötarı öğrenince rahatsız oldu.
Yurtdışı seyahatlerde mütevazı kişiliğine bire bir tanık olmuşumdur. Görevlilere gecikmenin sebebini sordu ve lisanı münasiple hoşnutsuzluğunu iletti.
THY görevlileriyle konuştum. Sorunun, İstanbul'daki yoğun trafikten kaynaklandığını söylediler. Ankara kaynaklı rötarlar, İstanbul bağlantılı uçakların geç gelmesinden dolayı yaşanıyormuş. Hemen her hafta en az bir kez İstanbul-Ankara arasında uçan birisi olarak Atatürk Havalimanı'ndaki yoğunluğun farkındayım. Dün de durum aynıydı. Rötarlar 1.5 saati buldu.
Çoğu kere uçaklar boşu boşuna İstanbul'un üzerinde tur atmak zorunda kalıyor. Alana inince de uçak park yerine ulaşıncaya kadar çok uzun zaman geçiyor. Aynı sorun, hem inişte hem kalkışta tekrarlanıyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, halkın gündelik yaşamına etki eden en büyük hizmetlerinden birisi sağlık politikalarıysa diğeri hava ulaşımındaki gelişmelerdir. Türkiye'nin dört bir yanına uçakla gidip gelebilme imkanının sağlanması yaşam kalitesini çok yukarılara çekmekte. Uçaklardaki yolcu profiline bakınca, artık orta ve alt gelir grubunun da seyahat edebildiğini görüyorsunuz. Bundan ancak mutluluk duyulur. Her vesileyle THY'nin başarılarını yazmış bir gazeteci olarak yaz aylarındaki bu rötarların artık sona ermesini beklemekteyim.
Aynı kabus her yaz tekrarlanır mı? Bu nasıl büyük yöneticilik. THY son yıllarda çok hızlı büyüyor. Uçuş noktalarını içeride ve dışarıda inanılmaz sayılara çıkardı. Bunlar güzel ama bir yandan da kaliteyi elden düşürmemenin çarelerine baksınlar. 'Avrupa'nın en iyi havayolu' seçildik diye müthiş propaganda yapıyorlar, spor ve sanat dünyasının uluslararası yıldızlarına milyonlarca dolar aktarıyorlar ama lütfen biraz da hizmet kalitesiyle ilgilensinler. Özellikle rötar son derece büyük bir sorun. Vakit kadar kıymetli ne var ki başka? THY yöneticileri geçen hafta Euronews kanalında da gecikmelerle ilgili sorulara muhatap oldular. Yanıtları ikna edici olmaktan çok uzaktı.
İşte, son üç günlük tablo bize iktidarıyla muhalefetiyle herkesin aynı dertten mustarip olduğunu gösterdi. THY'nin eski sloganlarından birisi, 'Vakit kaybetmeyin, yorulmayın' şeklindeydi. Vakit kaybediyoruz, yoruluyoruz. Yeni reklam sloganları da 'Kendinizi star gibi hissedeceksiniz'. Valla uçaklardaki bu gecikmelere bakınca, değil kendimi star gibi, iyi hizmet alan bir müşteri gibi hissetsem yeter de artar bana.
(Akşam)
Yorumlar Tüm Yorumlar (33)