Türk Hava Yollan'nı karalayan yazılan zaman zaman gazetelerde okurum. Doğrusu, başka havayollan bünyesindeki uçaklara binmediğimiz için yazılanların doğru olduğunu da düşünürdüm. Taki, geçen haftaya kadar.
Rönesans İnşaatın davetlisi olarak geçen hafta Fransa'nın Cannes kentine gittim. Organizasyon firması, THY'de yer olmadığı için İtalyan Hava Yolları Alitalia'dan bilet bulabilmişti. Roma aktarmalı olarak Fransa'nın Nice kentine gidecek ve birkaç gün sonra aynı yolla dönecektik. Gidişte, uçakta ikram olarak bir kuru sandviç ile bir küçük bardak kola verdiler. Uçağın koltuklannın eskiliği, kirliliği pek iç açıcı değildi ancak asıl sıkıntıyı dönüşte yaşadık. Nice'ten uçağımız 1.5 saat rötarlı havalandı. Roma'da aktarma yapmak için 1 saat 20 dakikalık opsiyonumuz vardı. Nasılsa Roma'daki uçak da rötar yapar diyerek, Nice'teki rotarı pek fazla umursamadık. Sadece su ikramıyla Roma'ya geldik. Yaklaşık 1 kilometre koştura koştura transit yolcu kapısına gittik. Pasaport kontrolünün ardından çıkış yaptık. Yine koştura koştura C terminalinin en ucundaki 38 numaralı kapıya gittik. Uçak, sadece 10 dakika önce, Nice'ten gelen bağlantılı yolculannı beklemeden hareket etmişti. Hemen karşı tarafta, Alitalia'nın standındaki bayan görevliye durumu anlattık, biz bir üst kattaki büroya yönlendirdi. Moral bozukluğu içinde yukarı çıktık, Alitalia bürosu kapalı. Derdimizi anlatacak bir kişi bulmaya çalıştık, koca terminalde kimse yok. Yürüye yüreye geçtik B terminaline. A, B, C terminali arasında gidip gelerek, yaklaşık 2 saat derdimizi anlatacak birini aradık . Ümitsiz bir şekilde, ne yapacağımızı düşünürken, bir polis yolumuzu çevirdi. Galiba yanlış bir alana girmiştik. Çatpat İngilizce konuşarak derdimizi anlattık, bizi B terminalinin en üst katına yolladı.
Yine yaklaşık 1 kilometre yürüdükten sonra Alitalia bürosunu bulduk. Görevli, bilgisayardan söylediklerimizi kontrol etti ve sabah saat 10.05'teki uçağa rezervasyonlarımızı yaptı. Alitalia ile anlaşmalı otele giden son otobüs, duraktan kalkmak üzereymiş. Koştur koştur durağa gittik, şoför "15 dakikamız var" dedi. Otele vardığımızda saat 01.00 olmuştu. "Yemek yiyecek bir yer bulabilir miyiz?" diye sorduğumuz resepsiyon görevlisi, otelde yemek verildiğini ve ücretsiz yeme hakkımız olduğunu söyledi. Birer çorba içip yattığımızda saat 01.30'du. Sabah saat 06.00'da kalktık. Duş ve kısa bir kahvaltıdan sonra 07.00 otobüsüne binip yeniden havaalanına döndük. 07.30'dan 09.30'a kadar bekledik ve uçağa alındık. 15 dakika rötarlı da olsa saat 10.20'de havalandık. Bir sandviç ile kola ikramıyla İstanbul'a geldik. Saat 14.00'te Ankara'ya hareket için THY uçağına bindiğimizde sanki yeniden doğmuş gibi olduk . Turkuvaz renginin güzelliği , deri koltuklar , tertemiz zemin , genç hostesler ve doyurucu ikram . Ankara ' ya bindiğimizde, yerli malı ürünlerimize ne kadar haksızlık ettiğimizi düşündük.
Yaşar Önel
Sabah ANKARA
Yorumlar Tüm Yorumlar (11)