02 Mart 2008, Pazar 11:36:50

THY'den Anadolu Jet çalımı

Havacılık Yazarı Tolga Turgut, Türk Havayollarının özel sektöre atacağı çalılmdan bahsetmiş. İşte Tolga Turgut'un endişeleri...

THY'nin bir süredir gündeminde olan yeni düşük maliyetli havayolunun tescili Anadolu Jet ismiyle geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. THY ve ülkemize hayırlı olsun...

Konuyu 3 Şubat tarihli yazımda detaylı olarak paylaşmıştık. Turkish Express olarak düşünülen isim konusunda yanıldığımı itiraf etmeliyim. Kendi kültürümüze daha fazla hitap edebilmek amacıyla olsa gerek şirketin adı Anadolu Jet oldu. THY, 2007 yılını önceki birkaç yıl gibi iki haneli yolcu artış başarısıyla geçirdiği gibi, özellikle AB ülkelerinde daha fazla saygı duyulan bir havayolu kimliğinde.

Anadolu Jet hamlesi özellikle büyümeden olgunlaşma transformasyonu eşiğindeki diğer Türk bayraklı taşıyıcılarımızı rahatsız ediyor. Zira THY yeni Düşük Maliyetli Havayolu (DMH) ile yurtiçi uçuşların yanı sıra başlangıç itibarıyla Viyana, Basel, Tahran ve Frankfurt gibi talebin yoğun olduğu noktalara da uçuş yapmayı planlıyor. Önceki yazılarımda British Airways ve KLM'nin bu konudaki girişimlerinin çok yakın geçmişte başarısız olduğundan örnekler vermiştim ki, onların DMH kurma çabaları AB mevzuatı ile serbestleşen uçuş haklarından dolayı tamamen pazarlarını korumak amaçlı idi. Ancak, AB üyeliğinin 10-15 yıldan önce hayal olduğunu herkesin algıladığı, sektördeki çoğu uzmanın AB ile yüzde 100 havacılık liberalleşmesinin en erken 2015'te olabileceğini öngördüğü (gerçekleşmeme ihtimali de var) ortamda, THY'nin alt marka hamlesini konjonktürel olarak rekabetçiliğe tehdit olarak algılıyorum. Dilerim THY beni yanıltır, Anadolu Jet ile Ankara merkezli olarak ulaşımın zor olduğu şehirlere hizmet götürerek ülkemizin sosyo-kültürel gelişimine katkıda bulunur. Ülkemizi havayolu ağı ile örebilmenin tek yolu turboprop (bölgesel pervaneli) jetleri de ulaşımda kullanabilmektir ve umarım ikinci atağını da bu uçaklarla gerçekleştirir. Zira kısmen özelleşse de THY'yi devlet havayolu olarak algılamaya devam eden halkımızı başka hiçbir havayolu pervaneli uçağa binmeye ikna edemez.

HAKSIZ REKABET Mİ?

Anadolu Jet, hiç şüphesiz yurtdışı uçuş izinlerini (slot) THY'nin torpiliyle alacak, hatta aynı hatlara Pegasus, Atlasjet, Onur gibi diğer taşıyıcılarımız müracaat etmiş olsa bile avantajlı olacaktır. Sektörün diğer havayolu yatırımcılarını rahatsız eden işte bu yaklaşımdır. Ve eğer tezahür ederse bunun adı haksız rekabettir. Asıl tehlike bundan da büyük maalesef. Şayet THY, Anadolu Jet ile yurtdışı uçuşlarını artırır ancak istediği kârlılığı edemez ise havayolunu satacaktır. AB'ye bu kadar yakın, nüfusu bu kadar büyük bir ülkede slot haklarından dolayı bu satış birçok AB kökenli DMH'nin ilgisini çeker. Bu senaryo ile bir bakmışız ki sene 2013, Ankara'dan Samsun'a Easy Anatolia Jet ile uçuyoruz. Şimdilik kanunlar belki yabancı ülke vatandaşlarına tek başına havayolu mülkiyeti vermeyebilir ama anayasanın bile bu kadar budandığı bir ülkede birkaç yıl içinde neler olamaz ki!

British Airways'in Go ve KLM'nin Buzz havayolları ile çok yakın geçmişte başarısız olmalarının ana sebebi, iş planlarının DMH'ler gibi olamamasıydı. Hizmeti oluştururken maliyetleri Easyjet ve Ryanair'dan yüksekti ancak slot rekabetinde herkes eşitti. Ancak Anadolu Jet'te, THY'nin avantajından dolayı slot rekabeti diğer taşıyıcılarımız için aynı olamayacağından bu havayollarının endişe etmesi gayet doğal. Eşitlikçi bir profil çizen Ulaştırma Bakanlığı'nın bu durumu sektörün geleceği açısından dikkatle değerlendirmesi gerekmez mi?

BÜTÇE OYUNLARI

UlaŞtIrma Bakanlığı'nın ısrarıyla bakanlığa bağlı tüm altyapı özelleştirme gelirlerinin Bakan'ın inisiyatifinde kurulacak bir fona aktarılması geçtiğimiz günlerde TBMM Plan Bütçe Komisyonu'nun gündemindeydi. Düzenleme, Binali Yıldırım'a, bütçe dışında harcama fonu oluşturarak Sayıştay denetimi olmadan harcama yetkisi veriyor. Özellikle son 10 yılda yapılan başarılı havalimanı ihaleleri, kurulması gündemde olan bu fonun aslan payını oluşturuyor. Bu gelirlere ilave olarak liman, otoyol, GSM operatörü gelirleri de bu fonun içinde düşünülüyor. Gündem türban, Irak harekatı gibi konulara bu kadar odaklanmışken haliyle böyle ciddi konular fazla göze çarpmıyor. Fonun kurulmasına Mehmet Şimşek ve Nazım Ekren'in mali disiplini bozma ihtimali ve kontrolün zorluğu sebebiyle muhalif olması, gönüllere su serpiyor. Zira havacılık altyapısından elde edilen gelirlerin tekrar havacılığa yatırılması, sektörün geleceği açısından önemli.

Isparta kazası ile gündeme gelen altyapı eksiklikleri, her yıl milyarlarca dolarlık bedellerle özelleştirilen havalimanlarından elde edilen gelirlerin neden altyapı geliştirilmesi için kullanılmadığı sorusunu gündeme getiriyor. Üstüne üstlük Sayıştay denetiminde bile olmayacak böyle bir fon, korkarım ki sektörün gelişiminden ziyade, ülkeye bu çapta gelir sağlamayan başka sektörleri besleyecektir.

Havacılıkta geri kalan hiçbir ülke ekonomik olarak bağımsızlığa sahip olamaz! Keşke havacılık özelleştirmelerinden elde edilen gelirin en az yarısının tekrar havacılıkta kullanılacağına dair bir düzenleme getirilse. Havacılığın geleceği için Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı kurumların bütçelerinin büyütülmesi ivedilikle şarttır. Özellikle SHGM (Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü) dünyadaki muadil ülkelerin kurumlarına göre ar-ge ve personel nitelik/nicelik hususlarında sınırlı kalmaktadır. SHGM bürokratlarının iyi niyetlerine rağmen havacılık altyapısından elde edilen gelirlerle doğru orantı göstermeyen bütçeleri, bir noktadan sonra ABD ve AB ülke bürokrat ve kurumlarına kıyasla başarılarını sınırlamaktadır. Özellikle son birkaç haftadır sektörde Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ile ilgili rüşvet iddiaları teftiş boyutuna gelmiş durumda. Konu inceleniyor, dileriz gerçek değildir ve sektör daha fazla yıpranmaz. Ancak hükümet, bürokratlarının rüşvet gibi bir konuyu akıllarının ucundan bile geçirmeyecekleri bir çalışma ortamı tesis etmek zorundadır.

Osmanlı döneminin sonunda çöküşünü hızlandıran en önemli konu bütçe disiplininin yok olması ile kontrol edilemeyen fonlar kurulması idi. 20. yüzyıl ve sonrasında kalkınmışlık ölçüsü havacılıkta ilerlemekten geçer, eğer öyle olmasaydı G-7 ülkelerinin hiçbiri havacılığa önem verip yatırım yapmazdı.

THY'den Anadolu Jet çalımı

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000