Türk Hava Yolları ile Hava-İş Sendikası arasındaki 23üncü dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerinde yetki sıkıntısı bir kez daha ortaya çıktı. THY, yetki tespitine itiraz etti.
THY’nin yaptığı itirazla ilgili Hava-İş sendikası bir açıklama yaptı. İşte sendikadan yapılan o açıklama:
“THY A.O Yönetiminin “5 Yıldızlı” Sendika ve Emek Düşmanlığı Devam Ediyor.
• Hava-İş’in THY A.O 23. Dönem Toplu Sözleşme Yetki Tespitine İşverence İtiraz Edildi.
• Hava-İş Sendikasına yönelik çok yönlü saldırılar mücadelemizi hiçbir şekilde engelleyemeyecek, THY’nin “Çağdışı Yönetim” anlayışı yine hukuk önünde mahkûm ve rezil olacaktır.
Sendikamız, 01 Ocak 2011-31 Aralık 2012 tarihlerini kapsayacak THY A.O 23. Dönem toplu iş sözleşmesi yetki tespiti için 16 Eylül 2010 tarihinde T.C Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na 2822 sayılı yasa çerçevesinde 120 gün önce başvurmuştur. Aynı yasa gereği bu başvurumuzun 6 gün içinde sonuçlandırılması gerekirken THY A.O İşletmesinde yetki için çoğunluğu sağladığımıza dair yazı bilmediğimiz gerekçeler ile Bakanlıkça, neredeyse 4 ay sonra 05 Ocak 2011 tarihinde sendikamıza tebliğ edilmiştir.
Ancak bugün itibarı ile THY A.O işvereninin bu yetki tespitine İstanbul 8. İş Mahkemesinde itiraz ettiğini tespit etmiş bulunuyoruz. Bu itiraz sonuçlanıncaya kadar toplu iş sözleşme işlemleri Bakanlıkça durdurulmaktadır. Dolayısıyla yeni toplu iş sözleşmemiz işverenin bu itirazı ile zamanında başlayamayacaktır.
Bilindiği gibi 2009 yılındaki bir önceki toplu iş sözleşmesi döneminde de THY A.O işvereni ülkemizde eşine rastlanmamış bir biçimde sendika adına yetki tespiti istemiş, sendikaların uhdesinde olan toplu iş sözleşme hakkını keyfice biçimlendirme ve yönlendirme ile gasp edebileceğini sanmıştır. Elbette sendikamız bu tek taraflı müdahaleyi bir tehlike olarak görmüş ve üyeleri adına da müdahalede bulunmuştur. Ancak geçen dönem 1 yıl gecikmeyle başlayan sözleşme sürecinde bu haksız işveren girişiminin nasıl sonuçsuz kaldığını hep birlikte yaşadık. Yine yaşayacağız.
Peki, 2 dönemdir işveren sözleşme sürecine neden bu müdahaleleri yapmaktadır? Geçen dönem toplu iş sözleşme masasında “beyaz sayfa açma” “sorunları sıfırlama” sözleri veren işveren yetkililerinin toplu iş sözleşmesinin imzasından sonra, birden bire nasıl kıvırdıklarına ve namusumuz dedikleri sözlerini nasıl yuttuklarına hep beraber şahit olduk. Anlaşılan o ki o günde oyunlar tutmamıştır. Hava-İş sendikası tecrübesi ve akıllı kriz yönetimi ile süreci önemli kazanımlarla üyesini zora sokmadan çözümlemiştir. THY A.O Yönetimindeki kişi yada gruplar bunu hazmedememiş, sendikaya gereksiz kazanımlar verildiğini bunun hesabının sorulması gerektiğini savunmuşlardır. Bu nedenle yapılan bu itirazı da aynı düzeysiz, kindar yönetim anlayışının doğal sonucu görüyoruz.
Bu bir kin ve öç hırsı ile davranma tepkisidir, onun için çağdışıdır. 12000 THY A.O personelinin sendikasının tüzelliğine karşı yapılan bu hiçbir şekilde sonuç alamayacakları girişimi yine “sendika yönetimi” ile “THY Yönetimi” arasında bir sürtüşmeye indirmeye çalışarak kafa bulandıranlar olacaktır. Ancak oyun büyüktür, sendikayı sarı sendikaya dönüştürmek ve işverenin Bakırköy Personel Müdürlüğüne indirgemek girişimleri sürmektedir.
2009 Aralık ayında yapılan Genel Kurulda bu denenmiş başarılı olmamıştır. Şimdi hem THY Teknik A.Ş’de hem de THY A.O’da toplu iş süreçleri yeniden işverence doğal mecrasından çıkarılma operasyonu ile karşı karşıyadır. Diğer yandan da Gökkuşağı Hareketinin Olağanüstü Genel Kurul gerekçelerinde dile getirdiği“THY ve Teknik A.Ş’de bu sendika Yönetimi başarılı olamayacaktır” kehanetleri artık bu itirazla birbirini tamamlamış, Olağanüstü Genel Kurul isteminin aynı oyunun parçası olduğunun bir şüphesi kalmamıştır.
İşveren yetkilileri büyük bir olasılıkla ve pişkinlikle “geçen dönem sendika itiraz etti şimdide biz itiraz ediyoruz” diyerek, bu itirazın hukuki bir hak olduğunu sizlere pompalayacaktır.
Ancak geçen ve bu dönem girişimlerinin de “hukuki, ancak ahlaki olmadığını” bildikleri halde konuyu çarpıtacaklardır. Hatta “Atilay Ayçin Yönetimi olmasa biz bu itirazı yapmayacaktık” bile diyecekledir. Sizleri sendikaya karşı kışkırtacak ve güven kaybı yaratmaya çalışacaklardır.
Bu girişimlerin geçen dönem yapılanıda, bu dönem yapılanıda şirketi 5 yıldızlı havayolu yapan hızla büyüten 12000 çalışana bir hakarettir. Olayları birebir yaşıyorsunuz ve şahitsiniz.
Bu çağdışı zihniyetler her yolu denemişler ancak Hava-İş yönetimine boyun eğdirememişler ve satın alamamışlardır, alamayacaklardır!
Amaçlanan nedir? Sendika aidatlarını yatırmayacaklar, sendikal izinleri vermeyecekler, temsilci odalarını kapatacaklar, Hava-iş yöneticilerini işyerlerine sokmayacaklar, tek taraflı disiplin kurullarını toplayacaklar, Yönetmelikleri tek taraflı istedikleri gibi değiştirecekler, toplu iş sözleşmesinin birçok maddesini uygulamayacaklar. Bunları kâr sayacaklardır.
Kısacası emeğin hakkını kul hakkını çalacaklardır. Kul hakkı çalanların akibeti bellidir. 12 ay hukuki engelleme yapsalar ne kazanacaklardır? Sonunda yine masaya oturacaklardır. Hava-İş 15 Eylül 2010 tarihinde yaptığı başvuru ile yetki hakkını zaten kazanmıştır. Hiç bir güç bu iki yıllık toplu iş sözleşme yetki hakkını Hava-İşten alamaz, alamayacaktır.
“Yeni Anayasa’ya evet deyin ülkeye demokrasi gelsin” diyen siyasi iktidarın atadığı bu THY A.O Yönetimi, getirilen demokrasinin nasıl bir demokrasi olduğunu ortaya koymakta, ahlaki olmayan yollarla işçilerin alın teri ve emekleri üzerine oyunlar kurmaktadır.
Hani yeni Anayasa sendikal hakları koruyacaktı,
İşçilerin hak grevi, genel grev gibi yasakları kalkmıştı. Gelin deneyelim, bu itiraza karşı hak grevine gidelim, ahlaki olmayan işveren itirazı kalkmadığı sürece özverimizi bizde kaldıralım, üretmeyelim, Anayasaya sığınalım ve yeni demokrasiyi hep birlikte görelim...
Ülkemizde sermayenin önündeki tüm engeller kaldırılırken, basit bir sendika yetki tespitinin bile 2 sayfalık bir itiraz dilekçesi ile aylarca engellenmesi hangi demokraside vardır.
Peki 12000 THY A.O çalışanı olarak bu haksızlığa oturup suskunca bakacakmıyız?
Bu emek hırsızlarına her dönem benim toplu iş sözleşmemi buyur engelle mi diyeceğiz?
Korkularımızla nereye kadar yaşayacağız?
Onurumuzla oynayanlara yanıt vermeyecekmiyiz?
Hava-İş Yönetimi bu uğurda her türlü bedeli ödemeye hazırdır. İşçilerin hak ve menfaatlerinin korunması ile ilgili her türlü demokratik meşru eylem ve tepki örgütlenecektir. Her platform ve süreçte demokratik karşı koyma hakkımızı kullanacağız.
Bu tür oyun ve baskılar Hava-İş sendikasını yolundan döndürememiş, hak gördüğü yolda kararlılıkla işçi sınıfına hizmet etmeye devam etmiştir. Elbette gün gelecek, devran dönecek emek düşmanları halka hesap vereceklerdir. Buna yürekten inanıyoruz. Saygılarımızla.”
HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU
Yorumlar Tüm Yorumlar (55)