Türk Hava Yolları'nın dün akşam saat 20:00'da gerçekleştirmesi gereken İstanbul-İzmir seferinin kabin ekiplerinin beklenmesi sonucu rötar yaptığı iddia edildi. TC-JFY kuyruk tescilli TK0340 sefer sayılı İstanbul-İzmir uçağında bulunan bir yolcunun anlattığı olay şu şekilde gerçekleşti:
Dün, bir iş toplantısı nedeniyle günübirlik İstanbul’a gittim. Akşam dönüş uçağım, Türk Hava Yolları’nın, saat 20.00’da havalanması gereken, TK0340 sefer sayılı İzmir uçağıydı.
Diyeceksiniz ki sakın bize yeni bir rötar hikayesi anlatma bunlar son derece olağan şeylerdir havaalanlarında. Bu sefer durum biraz farklı galiba. Öyle hava trafiği, apron yoğunluğu, olumsuz hava şartları bilmem ne hikayeleri değil yani. Anladığım kadarıyla tabi.
Konunun uzmanı değilim. Ama havayolu şirketlerinin performanslarının değerlendirilmesindeki en önemli kriterlerden birinin zamanında kalkış/varış oranları olduğunu bilirim. Sadece havayolu firmalarının değil, aynı zamanda hava meydanlarının da tabi.
Gelelim dün akşam yaşananlara. Türk Hava Yolları’nın, “Elazığ” isimli uçağına, olması gerektiğince, yani kalkıştan yarım saat önce, 19.30 gibi alındık. Ve kalkış saatini beklemeye başladık. Buraya kadar her şey normal.
Ancak kabin ekibi içerisinde bana çok da normal gelmeyen hareketlilikler sezmeye başladım. Bu arada kalkış saati gelmiş, geçmeye de başlamıştı. Erkek kabin görevlilerinden biri, arka taraftan küçük bavulu elinde olduğu halde ön kısma doğru geçti yanımdan. Hemen yanımda bulunan bayan görevli arkadaşına geçerken gülerek bir şeyler söyledi. O da ona.
Ön sıralarda olduğum için, pencereden uçağın ön kapısına dayanmış olan merdiveni görebiliyordum. Neredeyse yarım saat geçmişti kalkış saatini ama en ufak bir hareket yoktu. Tam hosteslerden birine gecikmenin nedenini, neden hiçbir açıklama yapılmadığını soracaktım ki arka sıralardaki yolculardan biri benden önce davrandı.
Hostes, gecikmeyle ilgili olarak birazdan kaptanın anons/açıklama yapacağını ifade etti. Merakla beklemeye başladım. Bu arada gözüm dışarıdaydı.
Yaklaşık 20.35 gibi bir meydan içi ulaşım aracı, uçağın merdivenlerine yanaştı. İki tane hostes içinden indi. Ve onların yerine de daha önce bizim uçakta gördüğüm biri erkek diğeri bayan iki kabin görevlisi gülerek bindiler. Gecikmenin nedeni anlaşılmıştı. Bir uçak dolusu yolcu, iki kabin görevlisinin uçağımıza teşrif etmelerini beklemiştik.
Yine de iyi niyetimi koruyarak ve elzem bir durum olabilir düşüncesiyle kaptanın yapacağı açıklamayı bekledim.
Hosteslerimizin uçağa binmesiyle merdiven alındı, uçak hareket etti, kalkış pistine geldi ve hiç sıra beklemeden havalandı.
Uçuş boyunca kaptandan ne gecikme ile ilgili bir açıklama, ne de özür duyamadık. Ve ben bu durumu Türk Hava Yolları gibi bir kurumun, kurumsal kimliğine ve kültürüne yakıştıramadım. Şaşırdım.
Hadi eskiden iç hat uçuşlarında tek tabancaydınız ve sizi tercih ettiğimiz için -sanki başka şansımız varmış gibi- her seferinde anlamsız bir teşekkür ediyordunuz. Ama bir süredir iç hatlarda da rekabet dönemi başladı. Reklamlar falan vermeye başladınız mesela. Ve bu tip durumlara daha çok dikkat ettiğinizi düşünüyordum.
Ne dersiniz, yanılıyor muyum?
Aydın SEVİNÇ
Yorumlar Tüm Yorumlar (25)