"THY UÇAĞI HAVADA GÖRMEK İSTİYOR"

Japon Hava Kuvvetleri için savaş jetleri, helikopterler, uçak motorları, güdümlü füzeler ve torpidolar üreten Mitsubishi Heavy Industries (MHI)'in Türkiye ve Komşu Ülkeler Genel Müdürü Ata Komral, yeni uçakları Mitsubishi Regional Jet'i (MRJ) Türk Hava Yolları için üretmek istediklerini söyledi.

Dünya gazetesinin sorularını yanıtlayan Ata Komral, "Uzun yıllardır Boeing için kanat ve gövde kompenentleri üretiyoruz. MHI'nin 70 ve 90 koltuklu ilk ticari uçağı MRJ ise önümüzdeki yıl uçmaya başlayacak. Bugüne kadar Japan All Nippon Airways ve Amerikan Trans States Holdings firmalarından sipariş aldık. MRJ'nin THY filosuna girmesini istiyoruz. Görüşmelerimiz devam ediyor ancak THY uçağı önce havada görmek istiyor" diye konuştu.

Enerjinin geleceği kömür gazında yatıyor

MHI'nin Türkiye'de birçok sektörde yeni atılımlarda bulunacağını bildiren Komral enerji sorununa da dikkat çekerek, "Doğalgazı ve petrolü olmayan Türkiye fosil yakıt kaynağı dağılımını dengelemek ve dışa bağımlılığını azaltmak için kömür rezervlerini elektrik üretiminde değerlendirmek zorunda. Kömürü konvansiyonel olarak yakmak yerine gazlaştırarak, verimli ve temiz bir enerji kaynağına sahip olabiliriz" dedi.

Şirket politikası olarak uluslararası ofislerine dahi Japon genel müdür atayan MHI'nın ilk ve tek yabancı genel müdürü olma başarısını gösteren Komral, İstanbul ofisinde Türkiye'nin yanı sıra Balkan, Orta Asya, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerini de kontrol ediyor.

"Türkiye'nin doğalgazı ve petrolü yok ama kömürü var. Bakanlık da bunu elektrik üretimi için kullanmak istiyor. O yüzden gelecekte kömür çevrimi önemli bir elektrik üretim kaynağı olacak" diyen Komral, kömürün yüksek verimle, baca gazı emisyonları en düşük seviyede kalacak şekilde yakılmasının önemli olduğunun altını çizdi. MHI'nin geliştirdiği Kömür Gazlaştırma ve Kombine Çevrim Entegre Tesisi'nin (IGCC) kömürü konvansiyonel yöntemlerle direkt yakmak yerine önce kömürden gazlaştırma yöntemi ile gaz elde ettiğini anlatan komral, daha sonra bu gazı gaz türbinlerinde yakıt olarak kullanıp elektrik üretildiğini kaydetti. Komral, gaz türbinlerinden dışarı atılan yüksek sıcaklıktaki egzoz gazları ile atık ısı kazanlarında üretilen buharın da daha sonra buhar türbinlerinde ilave elektrik üretimi için kullanıldığını vurguladı.

MHI'nin rüzgar santrali parçalarını üreten tesislerinin Uzakdoğu ve Kuzey Amerika'da olduğundan Türkiye'de santral yapımını düşünmediklerini ancak Türkiye için ön fizibilite çalışmaları yaptıkları özel bir proje olduğunu vurgulayan Komral şöyle konuştu; "Rüzgar enerjisi sabit değil, üretimi de sabit değil. Bu projenin amacı rüzgar santralının pompaj depolamalı bir tesis ile entegre edilmesiyle rüzgar santralından enterkonnekte sisteme verilen elektriği dengelenebilir kılmak. Çalışmamız tamamlandıktan sonra, uygun bulunursa Türkiye'deki ilk örnek proje olacak. Yer olarak şu anda Kayseri düşünülüyor." Komral, EÜAŞ'a ait olan santrallerin özelleştirilmesi programını da yakından takip ettiklerini sözlerine ekledi.

"Gemi motoru fabrikasını kriz engelledi"

Mitsubishi Ağır Endüstri'nin 2008'de Türkiye'ye yatırım planladığını belirten Komral, "İstanbul ofisinin önerisi doğrultusunda küresel kriz öncesinde Türkiye'de iki zamanlı gemi motoru üretimi yapmayı planladık ancak kriz yüzünden bu projemizi gerçekleştirme imkanı bulamadık" diye konuştu. Komral vazgeçilen yatırıma rağmen Türkiye'de tersane kurma arzusunu dile getirdi: "Büyük tonajlı ticari gemiler, yolcu gemileri ve okyanus platformları yanında Japon donanması için savaş gemileri ve denizaltılar da üreten MHI'nın Türkiye'de veya bölgede tersane yatırımı yapmasının büyük stratejik hamle olacağını düşünüyorum. Tersanelerde çelik konstrüksiyondan, makine imalatına, elektrikelektronik sistemlerden, enerji sistemlerine kadar pek çok farklı alanda imalat yapmak mümkün. Türkiye'de bir tersanemiz olsaydı, örneğin, 3. Köprü ihalesine girebilir, köprü parçalarını çok rahat bir şekilde inşa edebilirdik."