Milliyet gazetesi köşe yazarlarından Meral Tamer "THY'nin yerli yolcusuna borcu var" başlığı ile yazdığı köşe yazısında büyüme hedeflerini transit yolculara bağlayan THY'nin İç Hat yolcularını düşünmediğini ve onlara rötar eziyeti çektirdiğini yazmış. İşte Tamer'in o köşe yazısı...
Türkiye’de tüketici bilincini yerleştirmek üzere yola çıktığımız 80’li yılların başından bu yana herkes bilir ki amacım kesinlikle bağcıyı dövmek değil, üzümü yemektir.
Tüketici köşesini bırakalı yıllar oldu, ama ne zaman geniş tüketici kitlesini ilgilendiren bir yazı yazsam, mutlaka okuyucu nezdinde yankı bulur; sorunlar masaya yatırılır, çözüm önerileri sıralanır. Gazeteci olarak benim görevim de, bu sorunların dillendirilmesine ve yetkili makamların dikkatinin çekilmesine aracı olmaktır.
Müşteri memnuniyetini ön planda tutan bir kurum için “Her şikâyet, aslında bir armağandır.” Ne var ki THY üst yönetiminin birinci önceliği yerli müşterilerini memnun etmek değil, hızlı büyümeyi sağlamak için transit yolcu sayısını arttırmaktır. Zaten THY Genel Müdürü Temel Kotil de her demecinde bu noktaya özellikle vurgu yapmaktadır:
Kotil’in mesajı gayet net“İstanbul üzerinden yurt dışına götürülen transit yolcu sayısı 2000 yılında 380 binken 2009’da 2.2 milyona ulaştı. Taşıdığımız transit yolcu sayısı her yıl % 50 artıyor. Bu yılki hedefimiz 3.2 milyon transit yolcu. Ortadoğu pazarını güçlendirdikçe, transit yolcu sayısı büyüyecek. Bu hızla devam ederse yakın bir tarihte THY, Türkiye pazarından ziyade yurt dışı pazarına hizmet verir hale gelecek.” (10.04.2010/Hürriyet)
Mesaj gayet net. THY Türkiye’den ziyade yurt dışı pazarına hizmet verir hale gelebilmek için var gücüyle çalışıyor; bu arada da kabak, bugüne kadar THY’ye sadık kalmış, ucuz olduğu halde diğer havayollarıyla hiç uçmamış biz yerli müşterilerin başına patlıyor.
Her bayram uçak seferlerinde aksama olur. Seyahat acentelerinin düzenlediği charter seferleri 4-5 saat rötar yapabilir. Ama bu bayramda THY’nin tarifeli seferleri, zaman zaman charter uçuşlarını bile aratır hale geldi.
Mülteci kampı gibiOkurum Alp Kural, rötarın fotoğrafını çekip yollamış; altına da şu notu düşmüş:
“Bizim geçen pazar ki uçağımız resmi olarak 305 dakika, ama pratikte 6 saat rötarlı kalktı. CIP Lounge’da saat 23.00’e kadar maçı seyrederek oyalandık, ama sonrasında ortalık mülteci kampına döndü! Koltuklarda balık istifi şeklinde uyuyan çocuklar, görevlilerle kavga edenler, yerlerde-masalarda tabaklar, yiyecek kırıntıları, pislik! Sonunda Dalaman’dan 19.30’da kalkması gereken TK 2559 uçağına 305 dk rötarlı olarak yolcu almaya başlandı; ama bir türlü koyun sayma işlemi bitemediğinden saat 01.00’i geçene kadar kalkamadık. İnişte de İstanbul üzerinde bayağı dolandık. THY yönetimi, krizi fırsata dönüştürerek hızlı büyümekle her fırsatta övünüyor, ama benim gördüğüm bizi kekleyerek büyüyorlar. Bunları Allah’a havale edelim. Belki ondan korkarlar da adam olurlar biraz!”
Blanco Ceramic’ten okurum H. I. Murat Çınar, “Ben de bir ekleme yapmaya karar verdim,” diyerek 12 Eylül günü THY’nin TK 1828 numaralı Paris-İstanbul seferinin 8 saat 40 dakikalık rötarını haber veriyor.
Tarifeli saati 17.35 olan uçak, gece 02.15’te havalanmış. İstanbul, Paris’ten 1 saat ileri olduğuna göre Allah bilir uçaktan inip doğruca işbaşı yapmışlardır!
Bu kadarı da fazla artık. THY’nin sadık yerli müşterilerinin sorunlarına da eğilmesi lazım.
(Milliyet)
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)