THY PİLOTLARI İRANLI AJAN KURBANI MI?

Lübnan’da 9 Ağustos’ta, İstanbul-Beyrut seferini yapan THY personelini havalimanından otele götüren servis aracını durduran silahlı kişiler, Türk pilotlar Murat Akpınar ile yardımcısı Murat Ağca’yı kaçırdı. Pilotların ne için kaçırıldığı bile tam olarak anlaşılamamıştı. Medyada yer alan iddialara göre pilotları kaçıranlar ilk önce Suriye’de kaçırılan akrabalarını kurtarmak için böyle bir girişimde bulunduklarını yazmıştı. Ancak yapılan araştırmalara göre THY pilotlarının kaçırılışında asıl amacın Suriye’de Özgür Suriye Ordusu’nun elinde bulunan dokuz İranlı Devrim Muhafızı Ordusu (DMO) ajanını kurtarmak olduğu anlaşıldı.

Hatırlanacağı gibi geçen yıl mayıs ayında, Suriye’nin Azez bölgesinde 11 kişi Suriyeli muhalifler tarafından kaçırılmıştı. Bu olay basına “Lübnan’dan İran’a ziyarete giden 11 Lübnanlının, İmam Ali Rıza’nın türbesini ziyaretlerinin ardından karayoluyla ülkelerine dönerken kaçırılması” şeklinde yansımıştı. Kaçırılanlardan ikisi İHH’nin MİT destekli arabuluculuğu sonucu serbest bırakılmıştı. Daha sonra kaçırılanların İran (Devrim Muhafızları Ordusu) mensubu oldukları medyaya yansımıştı. İran’ın çok önem verdiği bu 11 DMO mensubunun kurtarılmasında Türkiye MİT üzerinden devreye girmiş ve iki kişinin kurtarılmasına yardım etmişti. Türkiye’nin bu girişimi Suriye deki muhaliflerle kriz yaşanmasına neden olmuştu. Diğer dokuz kişi hâlen Suriyeli muhaliflerin elinde bulunuyor.

İşte THY pilotlarının kaçırılması da dokuz DMO mensubunu kurtarmak için organize edilmiş bir eylem olarak değerlendiriliyor. Güvenlik birimlerinin değerlendirmesine göre İran’ın Hizbullah aracılığıyla kalan dokuz DMO mensubunu kurtarılmasında Türkiye’den yararlanmak için İran Hizbullahı iki Türk pilot kaçırdı.

İran’ın pilot kaçırma gibi operasyonlarla bir taşla iki kuş vurduğu değerlendiriliyor. Türkiye kaçırılan yurttaşlarını kurtarmak için değişik araçlar kullanıyor. Bu noktada öne çıkan kurum Mavi Marmara olayını organize eden İHH. Daha önce de gazetecilerin kurtarılması ve İranlı Devrim Muhafızları’nın kurtarılmasına aracılık eden İHH’nin faaliyetlerinden Esad muhalifi Özgür Suriye Ordusu rahatsızlık duyuyor. İddialara göre İHH’nin yardım faaliyetlerinden El-Nusra da PYD de yararlanıyor. Yine İHH’nin Suriye’de yaptığı kurtarma girişimleri dolaylı olarak da olsa İran’ın elini güçlendiriyor. Bu da Suriye muhalefetine destek veren bölge ülkeleri, Batı ülkeleri ve onlardan destek alan Özgür Suriye Ordusu’nu rahatsız ediyor.

Değerlendirmelere göre İHH üzerinden yürütülen ikili oyunlar Muhaliflerle, Türkiye arasındaki güveni bozdu. Özellikle İHH’nin İran’ın da işine yarayacak kurtarma faaliyetleri ve bu faaliyetlere MİT’in arka çıkması, bölgede Türkiye’ye güven besleyen kesimleri küstürdü. Bölge ülkelerinin Ankara’nın “İran sevgisini anlamadığı” ve tepkilerini Ankara’ya ilettiği belirtiliyor. İddialara göre İHH ile bölgeye aktarılan yardımların kimlerin eline geçtiği (aşırılıkçı Çeçenlere mi, El-Nusra’ya mı, PYD’ye mi yoksa doğrudan Esad rejimine mi gittiği) de belirsiz.

Türkiye’nin bölgede çatışmanın tarafı olacağı ve Lübnan’da çıkarılacak Sünni-Şii çatışmasında etken olması gündemde. Bu faaliyetlerin bizzat İran tarafından adım adım planlandığı ve Türkiye’nin batağa çekilmek istendiği düşünülüyor. Bu kapsamda dokuz İranlı DMO mensubunun kurtarılması için Türkiye’yi oyuna katmayı planlayanlar iki pilotumuzu kaçırarak Türkiye’yi oyunun parçası yapmak için bir daha sahnede yerlerini aldılar.

Yapılan değerlendirmelere göre, MİT ve Dışişleri’nin İHH’yi bir aracı olarak kullandığı, bunun bir yere kadar anlaşılabilir olduğu, ancak İHH’nin MİT’le birlikte planlanan ve başarısızlıkla sonuçlanan projelerinin hep İran’ın işine yaradığı, bunun da Türkiye’yi Ortadoğu’da güvenilmez ve İran’ın menfaatlerinin takipçisi bir ülke konumuna getirdiği düşünülüyor. Kaçırılan pilotlarla ilgili yapılabilecek başka girişimler varken İran’ın DMO ajanlarını kurtarmak için pazarlık aracı yapılmasının bunun son örneği olduğu değerlendiriliyor...