Reuters haber ajansı, geçtiğimiz günlerde Uluslararası Taşımacılık İşçileri Sendikası’nın (ITF) Genel Sekreteri David Cockroft’la, THY’nin işten çıkardığı 305 işçi, havacılık sektörüne getirilen grev yasağı ve ITF’in yürütmekte olduğu uluslararası kampanya hakkında bir röportaj yaptı.
İşte o röportaj:
* Türk Hava Yolları yönetimiyle görüşüyor musunuz? İşten çıkarılan 305 çalışanın işe iadesiyle ilgili herhangi bir işaret alıyor musunuz?
ITF, Türk Hava Yolları yönetimine iki ayı aşkın bir süredir devam etmekte olan bu son derece olumsuz uyuşmazlığı çözmeye çalışmak için işten çıkarılmış işçilerin sendikası Hava-İş’le yapıcı bir diyaloga girmesi çağrısında bulundu. Bu süre zarfında, Türk Hava Yolları sendika ile olumlu bir işbirliği geliştirmek yolunda herhangi bir yaklaşım göstermedi.
Türkiye hükümeti havacılık sektöründe önemli bir etki yaratan grev yasağını meclisten hızla geçirdiği ve Türk Hava Yolları’nın yüzde 49,12 hissesine sahip olduğu için, Cenevre’de şahsen Çalışma Bakanı ile görüştüm ve daha sonra bir ITF heyeti, işçilerin işlerine iade edilmeleri ve yeni kanunun ILO standartlarına uygun olmasını sağlamak üzere hükümetin müdahalede bulunmasını talep etmek için Londra’da Türk Büyükelçiliği’ni ziyaret etti. Yapılan bu toplantılara rağmen görüşmeler anlaşıldığı kadarıyla havayolu yönetiminin her iki taraf için de kabul edilebilir bir çözüme ulaşılması konusunda son derece isteksiz davranıyor olması nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Bu, 305 işçinin işsiz kalmaya devam ettikleri anlamına geliyor.
* Bu kampanya Türk Hava Yolları’nın medyada (ve uluslararası kamuoyu nezdindeki) imajı üzerinde ne tür etkiler yaratabilir?
Türk Hava Yolları kendi imajına ve hükümetle yakın bağlantılara sahip olduğu göz önünde bulundurulduğunda ülkenin imajına zarar veriyor. Takındığı tutum, bu havayolunun Avrupa’da ve küresel düzeyde bir lider olma arzusuyla taban tabana zıt düşüyor. Şirket grev yapma haklarını ortadan kaldırmak için hazırlanmış olan ve şirketin talebi doğrultusunda atılmış siyasi bir adım olarak görülen bir kanun değişikliği teklifini, sadece protesto ettikleri için yüzlerce erkek ve kadını SMS, e-posta ve telefon yoluyla işten çıkartarak, aşırı sert önlemlere başvurdu. Bu kanun değişikliği teklifi ILO’nun örgütlenme özgürlüğü ve örgütlenme hakkının korunmasına ilişkin, Türkiye’nin de altında imzasının bulunduğu 87 sayılı sözleşmesine aykırıdır. Kampanyamız bu işçiler için uluslararası dayanışma ve desteği seferber ediyor ve bizim çabamızla kamuoyunun bu konuda giderek daha fazla bilgi sahibi haline geliyor olması, şirketin bu tutumuna yönelik eleştirilerin artmasına neden oluyor.
* Kampanyanıza destek veren başka örgütler (STK’lar vb.) var mı? Uluslararası toplumdan, diğer havayolu işçilerinden, havayollarından ya da müşterilerinden herhangi bir karşılık/tepki/destek (mümkünse spesifik olarak belirtin) aldınız mı?
Tüm küresel sendikalar ailesi bu kampanyaya destek veriyor ve LabourStart kampanyaya bir kamuoyu platformu sağladı. Londra’da yaşayan Türk ve Kürt topluluklarının üyeleri de ITF’in Temmuz ayında Londra’da Türk Büyükelçiliği önünde düzenlediği gösteriye katıldılar ve kampanya için eylemler yapmaya devam ediyorlar. Bu topluluklar diğer Avrupa ülkelerinde de yapılan eylemleri destekliyorlar. Mümkün olduğunca yaygın bir biçimde farkındalık ve destek sağlamak için YouTube üzerinde Brutally Yours başlığını taşıyan ve insanlar tarafından Twitter ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında paylaşılmakta olan bir dakikalık bir kampanya videosu hazırladık. Bu video, yayımlandığı ilk 48 saat içinde, yaklaşık 4.000 kişi tarafından izlendi. Türk Hava Yolları ile ilişkisi olan kuruluşlarla da bağlantıya geçiyoruz; örneğin, bu hafta, her ikisi de şirketin sponsor olduğu ve kurumsal sosyal sorumluluğa bağlılığı yüksek düzeyde olan, Manchester United ve FC Barcelona kulüplerini, şirket üzerinde sahip oldukları etki gücünü kullanmaya çağırdık.
* Kampanyayı yaygınlaştırmaya yönelik planlarınız var mı? Daha başka ne tür adımlar atabilirsiniz?
ITF ihtiyacı olan işçilere destek veren başarılı kampanyalar yürütmek konusunda uzun bir tarihe sahiptir. Sendikalarımız ve müttefiklerimiz üzerinden oluşturduğumuz küresel bir ağa sahibiz ve şimdi elimizde sosyal medya da var. Kampanyamıza destek sağlamak için elimizden gelen her şeyi yapmaya devam edeceğiz ve Türk Hava Yolları ve hükümet üzerinde baskıyı sürdürmek içinde gerekli gördüğümüz ve duruma uygun düşen diğer eylemlere başvuracağız. Şirket yönetiminin görüşmelere başlamak, işten çıkarılmış işçilerin işlerine iadesini sağlamak ve son derece rekabetçi ve istikrarsız bir sektörde havayolunu ileriye taşımak için Hava-İş’le birlikte çalışmaktan dolayı kaybedeceği hiçbir şey yok ama kazanacağı çok şey var.
Yorumlar Tüm Yorumlar (27)