İşte Milliyet Gazetesi yazarı Mehmet Tezkan'ın yazısı;
HAVAALANI ÇİLESİ!
Bir süredir şikâyet geliyordu.. Rötarsız uçuş kalmadı deniliyordu.. Perşembe akşamı THY’nin 19.00 uçağı ile Ankara’ya gideceğim.. Zor gidersin dediler, hakikaten zor gittim!..
Önce 15 dakika gecikme yazdılar.. Sonra 25 dakika.. Ardından 40 dakika.. Uçağa bindik, hostes bir saatlik gecikmeden dolayı özür dileriz diye anons yaptı..
Saat sekiz olmuştu.. 10 dakika sonra bu kez pilot anons yaptı, bir saat 10 dakikalık gecikmeden dolayı özür diledi, 10 dakika sonra kalkacağımızın müjdesini verdi.. Uçuş süremizin 40 dakika olduğunu söyledi.. 15 dakika sonra kalktık..
Yani.. 40 dakikalık uçuş için 85 dakika rötar yedik!
Sadece biz bu durumda olsak talihsizlik diyeceğim, bula bula bizi buldu.. Neredeyse bütün uçuşlar rötarlı.. Alanda sürekli özür anonsu yapılıyor..
“Tarifeli seferini yapan bilmem ne uçağı alanımıza gecikmeli indiğinden..”
Bütün anonslar böyle..
Havaalanında bekleşirken yanıma iki kişi oturdu.. Adana’ya gidiyorlarmış.. Biri kalktı uçuş panosuna baktı..
‘Bir şey değil dedi, sadece 15 dakika rötar varmış, yemeğe yetişiriz.’
Güldüm, alıştıra alıştıra söylüyorlar dedim.. Biz de 15 dakikayla başladık, 40 dakikaya çıktık; ucu açık bekliyoruz..
Sorunun kaynağı kim bilmiyorum.. Beni de ilgilendirmiyor..
Ortaya çıkan manzara şu.. THY, kriz döneminde büyüdük, Avrupa’nın en iyilerinden biri olduk, yolcu sayımız da, uçuş noktaları da arttı diyor ama uçağı saatinde kaldıramıyor.. Fosluyor!.. Ölü sezonda böyle olursa yazın ne olacak!
Söyleyeyim.. Perişanlık..
Yorumlar Tüm Yorumlar (65)