Turkishtime Dergisi, 90'ıncı sayısında SunExpress Genel Müdür Paul Schwaiger'ı ağırladı. Bahar Öztop'un kaleminden SunExpress ve genel müdürü Paul Schwaiger'ın stratejisi...
"Lütfen yerlerinize oturun. Koltuklarınızın dik, servislerinizin kapalı, kemerlerinizin bağlı olduğuna emin olun. İyi uçuşlar dileriz!" Bu anons, bütün hava yolu şirketlerinde standarttır. Peki ya beklentiler ve bunlara verilen yanıtlar? 30 yıl öncesine kadar, üç aşağı beş yukarı onlar da standarttı. Yani, düşük maliyetli hava yolu şirketlerinin (Low Cost Carriers-LCC) yarattığı 'milat' niteliğindeki yeni iş modeli yaratılana kadar. Tüketicilerin beklentilerini kökünden değiştiren formül basitti: Yemek hatta bazen su bile yok, ekstra yok, sadece basit fiyatlandırma, düşük ücret, temel ulaşım hizmetleri, noktadan noktaya, kısa mesafeli rotalar var. Bu yeni iş modelinin temsilcileri, başta JetBlue ve SouthWest olmak üzere, Ryanair, Easyjet, Tiger ve Bangkok Air gibi havayolu şirketleriydi. Bu şirketler, çaylak olmalarına rağmen, kısa zamanda Amerikan Hava Yolları, Delta, Air France gibi 20'nci yüzyılın devleriyle kıran kırana rekabet etmeye başladı. Hal böyle olunca dev havayolu şirketleri çareyi ya bu şirketleri satın almak, onlara ortak olmak ya da yeni bir şirket kurmakta buldu. Tıpkı Türk Hava Yolları (THY) ve Lufthansa'nın yaptığı gibi...
BAŞARILI ORTAKLIKTA 20'NCİ YIL
Biri Türkiye'nin diğer ise Almanya'nın en büyük havayolu şirketi, yüzde 50'şer ortalıkla SunExpress'i kurarak yukarıda sözünü ettiğimiz trende erkenden ayak uydurdular. Bugün SunExpress kendi alanının oyun kurucularından biri. 20 yıl önce Frankfurt ve Antalya arasında charter seferlerle Türkiye'ye adım atan SunExpress, son üç yıldır hem iç hem de dış hatlarda ekonomik havayolu pazarının öncüleri arasında yer alıyor.
Türkiye'deki yolcu trafiğini iyi takip eden şirket, kısa zamanda kendi niş uçuş rotalarını yaratmayı başardı. İlk merkezi olan Antalya Havaalanı'nda pazar lideri olan şirket, ikinci merkezi İzmir'den aldığı olumlu sonuçlarla geçtiğimiz yıl rotasını değiştirecek bir karar aldı ve üçüncü üs olarak İstanbul'u seçti. İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı'nı üçüncü merkez yapan SunExpress, böylece adım çok daha yaygın bir alanda duyurmaya kararlı olduğunu gösterdi. SunExpress Genel Müdürü Paul Schwaiger, yılın ilk yarısında 2,5 milyon yolcu sayısına ulaştıklarını, yılsonunda ise 5 milyonu hedeflediklerini söylüyor. Schwaiger'in deyimiyle herkesin kriz diye bağırdığı bir dönemde, SunExpress bu hedefe kolayca ulaşacak. Genel müdüre göre, bu başarının arkasında iki neden yatıyor. Birincisi, güçlü birtakım ruhu; ikincisi ise şirketin konseptindeki değişikliklerin gelişmelere paralel olarak uyarlanması. "Bu nedenle, pazarda pozitif değişiklikleri yaratma konusunda iyi bir rol aldık, örneğin Antalya'daki turizm potansiyelinin büyümesinde ciddi bir etkimiz olduğunu düşünüyoruz" diyor Schwaiger.
HAVACILIKTA HİZMET MODELİ DEĞİŞİYOR
Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin rakamlarına göre, 2007 yılında 70 milyon olan iç ve dış hat yolcu sayısı, 2008'de 79 milyona çıktı. 2009 yılında da, bu rakamın yine aynı oranda artması bekleniyor. Bu artışta SunExpress, Pegasus, Onur Air, AtlasJet gibi düşük maliyetli hava yolu şirketlerinin büyük payı var. Pazarda sürdürülen rekabet çetin olunca, havayolu ulaşımı artık orta ve alt gelirli tüketici grubuna da rahatça hitap ediyor.
Genel Müdür Schwaiger, Air France ve THY gibi büyük şirketlerin, yolcu sayısını ve dolayısıyla trafiklerini önemli ölçüde kaybettiğini, çünkü artık havacılık modellerinin hızla değiştiğini vurguluyor. Yaratılan ekonomi sınıfının yeni yolcularının, zaman kazandıran, aktarmasız ve karmaşık olmayan ürünler talep ettiğini söylüyor tecrübeli yönetici. Ayrıca bu kitlenin her geçen yıl daha da ucuz havayolu şirketini arayacağını da ekliyor. Schvvaiger'in burada ilginç bir tespiti var: "Şaşırtıcı bir durum söz konusu. Yolcular iyi ürün istiyor, ama her yıl bunun için ödemek istedikleri ücret daha da azalıyor" diyor.
REKLAMA 3 MİLYON EURO
Başka bir deyişle, havayolu şirketlerinin işi zor, düşük maliyetli havayolu şirketlerinin işi daha da zor. SunExpress, bu konuda çalışmalarına çoktan başlamış. Araştırma şirketi GFK ile yürütülen ilk yolcu anketi çalışmasında SunExpress, yolcular tarafından üç yıllık genç bir şirket olarak tanındığı ortaya çıkmış. Schwaiger, bunun aşılması gereken bir süreç olduğunu belirtiyor. Schwaiger, bu algıyı değiştirebilmek ve SunExpress'in marka değerini güçlendirebilmek için 3 milyon Euroluk bir reklam ve pazarlama bütçesi ayrıldığı bilgisini veriyor. Şirket hem bu yıl hem de önümüzdeki yıllarda, her reklam mecrasında etkin bir şekilde yer almayı planlıyor.
SunExpress'in diğer bir hedefi de destinasyonlar konusunda. Türkiye'nin hem turizm hem de iş açısından büyük potansiyeli olduğunu anlatan Schvvaiger, buna göre bir rota çizeceklerine dikkat çekiyor. Şirket, bugün 17 olan iç hat uçuş rotasını, önümüzdeki yaz başından itibaren 20'ye çıkaracak. Kış sezonunda başlanacak Erzincan seferlerinin ardından, ikinci seçeneğin Mardin olması planlanıyor. Dış hatlarda da yeni başlanılan İzmir Atina seferlerini takiben, yine İzmir'den ve İstanbul'dan Heraklion (Girit) ve Selanik seferleri de önümüzdeki yaz planları arasında.
Schwaiger, kesin plan yılsonunda açıklanacak olsa da, her yıl beş uçak ile büyümeyi öngördüklerinin özellikle altını çiziyor. Bu vurgu, büyümeye hızla devam edileceğine işaret ediyor. Ayrıca Ortadoğu'da Mısır, Ürdün ve diğer Körfez ülkelerinde keşfedilmeyi beklenen daha çok fırsatın olduğunu ve bu konuda araştırmalarını gün geçtikçe yoğunlaştırdıklarını da sözlerine ekliyor.
SAYILARLA SUNEXPRESS
Filosundaki uçak sayısı: 19
Üç merkezdeki toplam personel: 400
Toplam uçuş sayısı: 190 binden fazla
20 yılda taşıdığı yolcu sayısı: 22,5 milyon
2009 ilk altı ayda yolcu sayısı: 2 milyon 382 bin
2009 ilk altı ay cirosu: 182,7 milyon Euro
2009 iç hat ciro beklentisi: 100 milyon Euro
2009 dış hat ciro beklentisi: 390 milyon Euro
Doluluk oranı: Yüzde 76,8
2009'da tüketilecek yakıt miktarı: 220 bin ton
Yorumlar Tüm Yorumlar (8)