Pazartesi akşamı İstanbul'a dönmek üzere Bodrum Havalimanı'ndayım. Koltuk numaramı İnternet'ten önceden almış ama yazlıkta yazıcı olmadığı için kağıt çıkışını almamış olduğumdan, biniş kartı almam lazım.
Türk Hava Yolları kontuarlarının önü kalabalık. Kuyruğa girmektense, bomboş duran 'self servis check-in' otomatlarından birine yöneliyorum. Kirli olduğu için algılaması zayıflamış dokunmatik ekranı kullanarak ve her harf için ekranı üç, dört kez dürtmek zorunda kalarak adımı, soyadımı, rezervasyon numaramı girip, koltuk seçimini yapıyor ve 'check-in' işlemini sonunda tamamlıyorum.
Ekranda biniş kartınız yazılıyor diyor ama makineden herhangi bir şey çıkmıyor. Ekran birazdan değişiyor ve biniş kartımı alamadan tekrar başa dönüyoruz.
Otomat başında geçirdiğim boşa zaman zarfında kuyruklar daha da uzamış. Çaresiz, girip bekliyorum. Sıram geldiğinde görevliye, otomatın bozuk olduğunu, biniş kartımı basmadığını söylüyorum.
'Bazen içinde kartı bitiyor, olabilir', diyor. Eğer kartı bittiyse yenilemelerini ya da makineyi kapatmalarını söylüyorum ama ilgilenmiyor. Onun yerine geç kaldığı için uçağa alınmayan ve iki kontuar uzağında zaten başka bir görevli tarafından ilgilenilen müşteriye laf yetiştirmeye çalışıyor. THY kontuarlarındaki diğer tüm görevliler de ilgilerini bu yolcuya yöneltiyor. İçinde biniş kartı kalmamış otomat ise, orada öylece tüm geceyi başına geçip biniş kartı bastırmayı uman zavallı müşterilerin küfürleriyle geçiriyor. Ve kim bilir belki hala müşterileri sinir etmekle meşguldür.
Yurtsan ATAKAN
AKŞAM
Yorumlar Tüm Yorumlar (22)