29 Mayıs 2011, Pazar 08:10:46

MASALIN DA SONU OLDU

Geçen hafta İstanbul Boğazı’na düşen polis helikopteri, masalsı bir aşkın da sonu oldu.
Geçen hafta İstanbul Boğazı’na düşen polis helikopteri, masalsı bir aşkın da sonu oldu. Kazada şehit olan pilot komiser Murat Güçlü ve nişanlısı Rumeysa Tekkelioğlu, o güne kadar bir gün bile ayrı kalmamıştı. Düğününe 9 gün kala kaybettiği aşkını Vatan’a anlatan Tekkelioğlu, “O benim kahramanımdı. En son helikoptere binmeden on dakika önce aradı ve 1 saat sonra seni arayacağım aşkım dedi ama o telefon hiç çalmadı” diye gözyaşı döktü

Türkiye’yi yasa boğan helikopter kazasından bir aşk masalı çıktı. Çevresinde cömertliği ve iyiliğiyle tanınan komiser Murat Güçlü geride acılı bir nişanlı ve ‘yiğidini’ kaybetmiş koca bir aile bıraktı. 9 Nisan 2010 günü tanıştıktan sonra bir daha hiç ayrılmadıklarını anlatan Rumeysa Tekkelioğlu, giden aşkının peşinden anılara tutunduğunu anlatırken, göz yaşlarına hakim olamadı.

Tanıştığımız yerde öldü
“Hiç ayrılmadık onunla. Anadolu Kavağı’na gider birlikte gelecek hayalleri kurardık. 1 Nisan’da nişanlandık 29 Mayıs’ta evlenecektik. Her şeyimizi hazırlamıştık. Nikah davetiyemizde bile tanıştığımız ‘Anadolu Kavağı’nın adını yazdırdı ama ne acı tesadüf ki Murat’ım orada can verdi.”

Çok yardımsever biriydi
“Çok iyi bir insandı, bana hep ‘Ben bir verir, on alırım’ derdi. Çevresindeki insanlara yardım etmeyi çok severdi. Hatta benim sınıfımda durumu iyi olmayan öğrencilerime ayakkabı hediye etmişti. En büyük isteği bir çocuğu okutmaktı. ‘Bir gün çok param olursa 100 bin çocuk okutacağım’ derdi hep. Kimse için kötü düşünmez, kötü bir söz söylemezdi.”

‘Hayallerimin prensesisin’
“Birbirimizi tanıdıktan sonra aşkımız her geçen gün daha da büyüdü. Doğum günümde bana, ‘Hüznün lalesidir dünya’ isimli bir kitap hediye etmişti ve ilk sayfasına ‘Bir gün deli gibi aşık olacağım hiç aklıma gelmezdi. Hayallerimi süsleyen prensesime kavuştum. Nice mutlu yıllara bebişimm.. 10.04.2011 - Aşık Murat’ yazmıştı. Biz birbirimiz için vardık ama şimdi o yok!”

‘Hırsızlarımı o yakalamıştı’
“Üç ay önce evime hırsız girmişti. Benim dışımda diğer evlere de girince polis bir operasyon düzenlemiş, Murat da o anda çatıya çıkan ve kaçmaya çalışan hırsızların elebaşısını helikopterden tespit edip kameraya almış ve yakalanmasını sağlamıştı. Hemen beni aradı ve ‘Bebişim sana bir sürprizim var. Senin hırsızları buldum’ diye müjde vermişti.”

‘Sen ölürsen yaşayamam’
“İki hafta önce hastalandım ve acil servise gittim. Genç bir çocuk getirdiler, durumu kötüydü. Kalp masajı falan yaptılar ama kurtaramadılar. O çocuk Murat’ıma çok benziyordu. Ertesi gün Murat’la buluşunca ona sarılıp ağlamaya başladım ölen gencin ona çok benzediğini söyledim ve ‘Sakın sen ölme, eğer ölürsen ben de arkandan geleceğim’ dedim bana ‘Tamam’ dedi. Söz verdim ona. Onu da üzmek istemiyorum ama Allah’a bir an önce onuna yanına gidebilmem için dua ediyorum sadece.”

O çocuğu kurtarmak istemiştir’
“Gazetelerden Murat’ın kuyruğun 2 metre ötesinde bulunduğunu okudum. Eğer öyleyse Murat çocuğun feryatlarına dayanamamıştır. Kurtarmaya gitmiştir. Çünkü kimseyi yarı yolda bırakmazdı. Çok mert bir insandı. Beni de bırakmaz, o yüzden hala geleceğini düşünüyorum. Aile hayatını çok seviyordu. Çocuklarına iyi bir gelecek sunmak en büyük hayaliydi. Sen Leylasın ben Mecnun derdi. Leyla’yla Mecnun gibi kavuşamadık işte. Murat hep, ‘Biz tek kanatlı melekleriz ancak birbirimize sarılarak uçabiliriz’ diyordu. Keşke ben de onunla uçuyor olsaydım o gün.”

O telefon hiç çalmadı...
“En son kazadan dakikalar önce konuştuk. Saat 16.20’ydi. Riva’daydı. Birazdan gelip onu alacaklarını söyledi. Ona bir soru sormuştum. O da bana, ‘Şu an işler çok yoğun, aklım karışık. Ben seni inince 17.30’da arayacağım’ dedi. Ama o telefon hiç çalmadı. Son konuşmamız oldu, son kez sesini duydum.”

30 beyaz güllü kutlama
“Murat başkomiser olduğuna dair yazı gelince tebrik için bana 30 beyaz gül gönderdi. Murat bir gün emniyet müdürü olmak istiyordu. İşini çok severdi ve bana hep, ‘Ben onurlu bir işte çalışıyorum’ derdi. Ben Hüseyin Çapkın’la tanışmak istiyordum o da birgün mutlaka tanıştıracağını söylerdi. Kısmette böyle acı bir tanışma varmış.”

İzin gününü değiştirmeseydi ölmeyecekti
Rumeysa Tekkelioğlu, şehit düşen nişanlısının aslında o gün izinli olduğunu ama bir gün önce en yakın arkadaşının nişanı olduğu için izin gününü değiştirdiğini anlatırken gözleri dolu doluydu: “Nişanda ben beyaz bir kıyafet giymiştim. Bana baktı ve ‘Sen gelin gibi olmuşsun, ben de damat gibi olayım diyerek kendi nişan kıyafetini giydi. Hep hatıralarımda o günkü gibi...”

4 kişiye mezar olmuştu
İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstanbul Havacılık Şube Müdürlüğü’ne ait Alouette 2 model helikopter, 20 Mayıs günü Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali’nden havalandıktan iki saat sonra motorunun durması sonucu Beykoz Anadolu Kavağı açıklarında düşmüştü. Boğaz’ın sularına gömülen helikopteri kullanan Havacılık Şubesi’nden sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Özdemir kazadan mucize eseri sağ kurtulurken; helikopterde bulunan ikinci pilot Komiser Murat Güçlü, İstanbul Emniyeti Bilgi İşlem Şube Müdürü Ragıp Ali Bilgen, 9 yaşındaki oğlu Abdullah Murat Bilgen ve THY Uçuş Akademisi öğrencisi 2. pilot adayı Mehmet Oray Sarıçay yaşamını yitirmişti.
 
(Vatan)
MASALIN DA SONU OLDU

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000