Haftaya gecikmeli bir cevapla başlayacağız çaresiz...
Hani geçtiğimiz hafta Cengiz Semercioğlu'nun, THY'nin 30 personele 6 aylık zayıflama izni verilmesine vesile olmasıyla övündüğü konu vardı ya,seyahatte olduğum için, Semercioğlu'nun sevgili Ömür Gedik ve benim eleştirilerimi 'ti' ye alması karşısında cevap hakkı kullanamamıştım.
Amacım bu tatsızlığı sakız gibi çiğneyerek, balonunu da en seslisinden patlatmak değil ama 'sinmiş' bir pozisyonda kaldığımın sanılmasını da istemem doğrusu...
MOZAİKLİ KADINLAR
Cengiz Semercioğlu; 'Ülkü Tamer'in tam da buna denk düşen bir lafı var;' hem dersini bilmiyor, hem şişman herkesten' der şair ... Kadın yazarların durumu da böyle... Bana kızıyorlar ama konuyu bilmiyorlar' demiş bizim için...
Konuyu bilmememizden kastı, 30 kabin memurun tamamının 'kadın' kanadından seçildiğini sanmamızdan kaynaklı... Oysa çoğunluğu, yani 15 personel erkeklerden oluşuyormuş... İşe bakın ki, kamuoyuna durum aktarılırken, yüzleri mozaiklenmiş kabin memurlarının kadın olanları seçiliyor. Keza terazi üstünde gramajı alınanlar da...
KAN AKITAN YAZI
Kadın ya da erkek ayrımına girmeye gerek yok zaten. Yola insanı baz alarak çıkınca, yapılan yanlış değişmiyor... Her şeyi bir tarafa bırakın, konunun medyaya yansıtılması bile şık değil... Madem problem haline gelmiş bir fiziki takıntı var, koskoca THY kol kırsa da, yen içinde bırakmalıydı. Hiç değilse, söz konusu personelin onurlarını kırmamak adına...
Eğri oturup, doğru konuşalım; Semercioğlu'nun şikayete dayandırıp ilk kanı akıttığı yazısında da hedefte kadınlar vardı, son yazısında da... Yoksa yabancı havayollarının kabin memurlarını anlatırken 'Yaşlı ve çekilmez' ibaresi kullanmazdı... Erkeklerin lügatında, yaşlanmak yoktur... Onlar sadece olgunlaşır ve son derece çekicidir!.. Kadınlarsa, 25'inden sonra devrini tamamlamaya başlar ve 40'ından sonra 'çekilmez' olurlar... Kendisiyle paylaştığım için gönül rahatlığıyla örnekleyebileceğim bir takıntı konusu da Süper Star'dan.Semercioğlu ile aynı grupta yazdığım ve TV programı yaptığım dönemde Ajda Pekkan'la ilgili bir uyarı almıştım; gerek televizyon programı, gerekse köşe yazdığım gazetelerinin ikinci sayfasında, 35 yaşın üstünde kadın görmek istemediklerini ifade etmişlerdi...
Ama Ajda Pekkan öyle büyülü bir kadın ki; onların bu değer yargılarını allak bullak etti zaman içinde, manşetlere taşıyıp, övgüler yağdırdılar. Belli ki, erkek ağırlıklı yönetim toplantılarında, bu işlerin ziyadesiyle geyiği yapılıyor...
DENİZ'E HÜCUM
Medyanın o meşhur yazı işleri toplantılarına hakim olan genel algıda, Ata Demirer'e, Şahan'a övgüler yağdırılırken, Deniz Seki'nin kilolarına takılma hali evvel ezel kanıksanmış bir durumdur zaten...
30 küsurundaki bir aktörün erken çöken yüzüne değil, 25 yaşındaki bir kadın oyuncunun objektife deforme haliyle yansıyan yüzüne saldırmak adettendir ... Çünkü o toplantılarda, o yönetimlerde hala erkeklerin borusu öter... Eser sayıda kadın meslektaşlarımız da, o pantolonlu tayfaya terfi etmenin gururuyla, 'sizden biriyim' imajı çizmeye zorunlu hisseder kendini...
DAHA ÇOK BOĞULURUZ
Bir erkeğin yaşlı ya da kilolu olması, bir başka erkeğin ilgi alanına girmez çoğunlukla... Hatta yanlarında daha genç ve fit görünme şansı yakaladıkları için durumdan mutluluk payı bile çıkarmaları beklenebilir.... Anlayacağınız, erkek masalarında, kartlar kadınlarla açılıp, kadınlarla vurulur... Diyeceğim o ki, biz dersimizi de biliriz, haddimizi de... Şartlar değişip, teraziler dengeye gelmedikçe bu sular bizi daha çoook boğar çok...
İdil ÇELİKER
GÜNEŞ
Yorumlar Tüm Yorumlar (10)