İşte Hava-İş'ten yapılan o açıklama:
Sendikamız Genel Başkanlığına hitaben, 11.11.2010 tarihinde Sendikamızın Gelen Evrak kayıt defterine kayıt edilen 58 adet delege, 23.11.2010 tarihinde Sendikamızın Gelen Evrak kayıt defterine kayıt edilen 35 adet delege, 27.11.2010 tarihinde Sendikamızın Gelen Evrak kayıt defterine kayıt edilen 1 adet delege tarafından her biride sendikamızın tebellüğ ettiği kayıt tarihi itibarı ile 30 gün içinde Olağanüstü Genel Kurul toplanmasına yönelik;
…“Toplu iş sözleşmesi süresince biriken aidatların tahsiline ilişkin genel kurula verilen taahhütlerin yerine getirilmemiş olması, Toplu iş sözleşmesinde ikale sözleşmesine imkan sağlayarak, sendikal güvenceden yoksun bırakılmam, mali konulara ilişkin şeffaflığı sağlamak adına hiçbir açıklama yapılmamış olması ve nihayet THY’de yeni başlayacak Teknik A.Ş’de ise devam eden Toplu sözleşme süreçlerinin bugünkü yönetim ve yönetim anlayışı ile sendikamız üyelerinin hak ve menfaatleri doğrultusunda sonuçlanmayacağı inancındayım. Bu nedenlerle aşağıdaki gündem uyarınca Hava-İş Sendikası Ana Tüzüğünün 16. ve mevzuatın ilgili hükümleri uyarınca Olağanüstü Genel Kurulun 30 gün içinde toplanmasını aksi halde yasal yollara başvuracağımı Hava-İş Genel Başkanlığı’na önemle bildiririm. Saygılarımla… Şeklindeki gerekçe ve seçim gündemiyle Olağanüstü Genel Kurula davet ihbarnameleri gönderilmiştir.
Sendika Genel Merkez Yönetim Kurulumuz 01.12.2010 tarihinde toplanarak ilgili ihbarnameleri değerlendirmiş;
Bu ihbarnamelerdeki gerekçelerde, mevcut Sendika Yönetiminin Hava-İş tüzel kişiliği niteliğindeki sendikal faaliyetlerinin temel işleyişinin yürütümü ile ilgili Olağanüstü Genel Kurul talebinin dayandırıldığı hiçbir somut gerekçe bulunmadığı, mevcut sendika yönetiminin THY Teknik A.Ş şirketinde uyuşmazlıkla devam eden ve grev kararı alma noktasına gelen bir toplu iş sözleşmesini, yeni örgütlenen TEC işyerinde tüm işveren engellerini aşarak yetki alması ve görüşmeleri başlayan 1.Dönem toplu iş sözleşmesini, yaklaşık 1.5 yıldır sendikalaşma faaliyetimizin sürdüğü işverenin işçi kıyımına gittiği ancak her türlü işveren baskıları ile oluşturulan iş kolu itirazının Yargıtay tarafından reddedilmesi ile başlayacak olan İSG Yer Hizmetleri A.Ş 1. Dönem toplu iş sözleşmesini, yine yetki tespiti başvurusunda bulunduğumuz 01.01.2011 tarihi itibarıyla geçerli olacak THY A.O 23. Dönem toplu iş sözleşmesini, işverenlerin her yönlü sendikal faaliyetleri engelleme ve baskılarının arttığı bir ortamda asıl işlev olarak eksiksiz yürüttüğü, tüm kurul ve kurumsal faaliyetlerini düzen içinde eksiksiz yerine getirdiği bu nedenlerle gönderilen bu ihbarnamelerin iyi niyet taşımadığı, kararda somut bilgi ve belgeler ile açıklandığı gibi; GEREKÇELERİNİN DE gereken inandırıcılık, ciddiyet, haklı neden ve objektif nitelikte olmadığının tespiti sonucu;
Başkanlar Kurulunun da aynı yöndeki tavsiye görüşü dikkate alınarak, Genel Merkez Yönetim Kurulunca, bu konuda yapılacak bir işlem olmadığına ve Olağanüstü Genel Kurul toplantısı ile ilgili bu taleplerin oybirliği ile reddine karar verilmiştir.
Değerli Üyelerimiz;
Örgütlü olduğumuz işkolumuzdaki işçilerin hak ve menfaatlerini koruma geliştirme uğraşı içindeki sendikamız Yönetimi, kurullarımız ve işçilerin, gerçek gündemi ile hiçbir alakası olmayan bu Olağanüstü Genel Kurul talebinin esas planlayıcısı, delegeler olmayıp, kendilerine Gökkuşağı Hareketi adını veren bir grubun sözde sözcüleridir.
Bu grup sözcüleri, demokrasi lafını ağzından düşürmediği halde, 26. Olağan Genel Kurulda delegeleri kelle hesabı, matematiksel sayı olarak gördüğünden, daha baştan Genel Kurulu kazandıkları şeklinde bir hayale kapılmış, ancak kendilerinin de hep dile getirdikleri gibi işçi iradesinin asıl ifadesi olan demokratik oylama sonucu seçimi kaybetmişlerdir.
Kendilerini, kesin yönetime geldiklerini inandıran bu grubun sözde yöneticileri konumundaki fikren sağduyularını kaybetmiş kendisi ile bile kavgalı bu kişiliklerinin, seçimi kaybettikten sonra girdikleri kişisel hazımsızlık ve hırs sendromu artık tedavisi mümkün olmayan bir travmaya dönüşmüştür.
Bu grubun sözde yöneticileri işi gücü bırakarak, Genel Kurulun ertesi günü başladıkları bu çalışma ile delegeleri sürekli rahatsız ederek, bir işçinin işyerinden sigara içmek için ayrıldığında bile sorgulandığı bir ortamda THY’nin her işyerinde iş saatlerinde ellerini kollarını sallayarak bu çalışmalarını sürdürmüşler, işverenin e-posta sistemi ile hiç engellenmeden mesaj atmışlar, altında yasal tüzel kişilik imzası olmayan ve sürekli Hava-İş tüzelliğine hakaret içeren bildirilerini işyerlerinde elini kolunu sallayarak dağıtabilmişlerdir.
THY A.O’nun ticari rakibim dediği Pegasüs Şirketindeki bir kişinin, THY Uçuş İşletme dinlenme odalarında hiçbir tüzelliği olmadan, alabildiğine serbestçe, sendikaya karşı açık toplantılar dâhil her türlü yıpratıcı çalışma yapmasına nasıl izin verildiğini sizin takdirlerinize bırakıyoruz.
5 yıldızlı otellerde yaptıkları basın toplantısında, bu travmatik kişilikler, onlarca yıl temsilciliğini yaptıkları, personel olarak maaş aldıkları Hava-İş’in, bu ülkenin sendikal tarihine onurla yazılmış 22 yıllık mücadele tarihini “kirlenmişlik” olarak niteleyecek kadar akıl ve izanlarını kaybetmişlerdir. Elbette tarih bu ihanetin gerçek hesabını bir gün ortaya koyacaktır. Başından beri sürdüre geldikleri çirkin, saldırgan, seviyesiz tutumlarını sürdüren bu grup temsilcilerini sendikamız hiç muhatap almamış bundan sonrada almayacaktır.
Teknik A.Ş, TEC, İSG ve THY A.O işçilerinin Hava-İş’in bayrağı altında işverenlerle boğaz boğaza mücadele ettikleri bir dönemde kime hizmet ettiği belli böylesine bir girişimi biz zaten bunlardan beklemekteydik.
Hele hele ihbarnamede “THY A.O ve THY Teknik A.Ş’de başlayacak ve sürmekte olan toplu iş sözleşmelerinin başarısız biteceğine inandıklarını” belirten gerekçelerinin “kimlerden aldıkları bilgi ve geleceğe yönelik planlarla” oluştuğunu üyelere açıklamak zorundadırlar. Olağanüstü gibi ciddi bir konuya gerekçe gösterilen böylesine ciddi olması gereken gerekçenin de “sağlam kaynakları” olması gerekmez mi? Yoksa bu kaynaklar malum işverenlerin her zaman kendilerine açık bekleyen kapıları olmasın? Böyle bir gerekçe bir vebaldir ve işçi sınıfının ekmeği üzerine girişilmiş çok kirli bir oyundur. Yarın bu olağanüstü talebi üzerine aynen geçen dönem oynanan TİS yetki oyunlarına işverenlerce başlanırsa hiç şaşırmayın…
Aslında davet sahibi delegeleri yönlendirenlerce de inandırıcılığına pek inanılmadığı için olsa gerek hangi işyerinin hangi toplu iş sözleşmesi olduğu bile davet metninde yer almayan bir toplu iş sözleşmesinin (anladığımız kadarı ile THY 22. Dönem TİS’İ) içeriği olan üye aidatının işverenden alınması ve 8. Maddenin iş güvencesini ortadan kaldırdığı şeklinde öne sürdükleri, hukuki olarak mesnetsiz ve çarpıtmaya dayalı gerekçelerinin de bizce hiçbir ciddiyeti yoktur.
Hava-İş sendikası Yönetim Kurulunun gündemi işçilerimizin ekmek mücadelesi gündemidir, bu tür suni ve içeriği bizim gündemimizle hiçbir alakası olmayan gündemlerle uğraşacak ne zamanımız, ne boşuna harcanacak enerjimiz bulunmaktadır.
Saygılarımızla.
HAVA-İŞ GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)