"HAVACILIK BİR İHTİSAS KONUSUDUR"

Airport TV Yönetim Kurulu Başkanı ve UTED Onursal Başkanı Sefa İnan ile Türk Hava Yolları’nda Teknik Kontrol Müdürlüğü’nden emekli olduktan sonra Onur Havayolları’nda Kalite Müdürü olarak görev yapan ve Uçak Teknisyenleri Derneği (UTED) Kurucu Başkanı olan Erhan İnanç, Türk televizyonlarında konuşulmayanları konuştu.

Programda, son dönemde meydana gelen uçak kazalarından arızalara, MRO bakım kalitelerinden teknik bakımların önemine kadar birçok konu gündeme getirildi.

“THY’YE KISA PANTOLONLA BAŞLADIM”

Uzun yıllardır Türk Sivil Havacılığı’na hizmet veren Onur Air Kalite Müdürü Erhan İnanç, kariyerine çok genç yaşta başladığını belirterek, “Tabiri caizse büyük ağabeylerimizin dediği gibi THY’ye kısa pantolonla başladım. Sene o zaman 1957’ydi. 3 yıl kadar çalıştım ve ardından 1960 yılında yedek subay olarak askere gittim. Geri döndüğümde kriz nedeniyle kadroda yerim olmasına rağmen işe alınamadım. Sonrasında 7 yıl boyunca farklı yerlerde çalıştım. 1967 yılında da Türk Hava Yolları’na geri döndüm. Ondan sonra emekliliğime kadar THY’de görev yaptım ve Teknik Müdür olarak oradan emekli oldum. 2001 yılından bu yana da Onur Air’de Kalite Müdürü olarak çalışıyorum” dedi.

“MÜKEMMEL BİR EKİP ÇALIŞMASI”

Airport TV Yönetim Kurulu Başkanı Sefa İnan’ın “Geçtiğimiz günlerde Hudson Nehri’ne iniş yapmak zorunda kalan uçağın ekibi gerçekten iyi iş çıkardı. Olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna İnanç şu şekilde yanıt verdi:

“Bir uçağın suya inmesi gerçekten zor bir olay ama orada nehre iniş yapmış olmalarının avantajı da var. Durgun suya iniş yapmak denize iniş yapmaktan daha kolay... Uçağı kırıma uğratmadan indirmek için belli bir süzülüş açısı ile uçağın havada kalabilmesi için gerekli hızı korumak da bir marifet. Eğer denize ya da okyanusa iniş yapmak zorunda kalsaydı; Çalkantılı olduğun vuran dalgalar motorları kopartabilir, kanat kaptırılabilirdi. Suya inmek, büyük bir güçle mücadele etmektir.”

Onur Air Kalite Müdürü Erhan İnanç ayrıca, Hudson Nehri’nin çok geniş olmamasında bir faydasını, “Yardım ekipleri olaya 3 dakika gibi kısa bir sürede müdahale etti. Bu olayda mükemmel bir ekip çalışması gördük” şeklinde değerlendirdi.

LUFTHANSA’NIN MOTOR PATLATMASI

AirportHaber tarafından ortaya çıkartılan olayda, Alman milli havayolu şirket Lufthansa’nın İstanbul-Frankfurt seferi sırasında motor patlatmış ve bunun nedeni de “kuş sürüsüne dalma” olarak açıklamıştı. Ancak yine AirportHaber’in olayı irdelemesi sonucu olayın açıklandığı gibi olmadığı ortaya çıkmıştı.

Kara Kutu programını hazırlayıp sunan Sefa İnan’ın bu olayla ilgili görüşlerini sorduğu İnanç, durumu şöyle değerlendirdi:

“Eğer uçakların motorlarında kuş çarpması sonucu bir arıza meydana gelirse motorun ön kısmında hasar oluşması gerekir. Zaten motorun iç kısmını da dışardan çıplak gözle bakıp görmeniz olanaksız. Boroskop kontrolü yapılamadan göremezsiniz. Uzmanlar tarafından bu kontrol yapılır ve motor ondan sonra indirilir. Bu uçak tek motorla da kilometrelerce uçabilirdi. Ama havacılıkta ilk kural uçuş güvenliği olduğu için divert edilerek en yakın meydana emergency iniş yapılır. Tabi havada motor patlaması gibi olaylar milyonda bir rastlanan vakalar.”



SPANAIR KAZASI

Geçtiğimiz yıl Ağustos ayında İspanya’nın başkenti Madrid’deki Barajas Havalimanı’nda kalkışa geçtiği sırada kırıma uğrayan ve 154 kişinin ölümüyle sonuçlanan kazanın da gündeme getirildiği “Sefa İnan’la Kara Kutu” programında İnanç, olayı yorumladı.

Hatanın kimde olduğunu kesin olarak söylemenin doğru olmayacağını belirten Onur Air Kalite Müdürü Erhan İnanç, “Hatanın kimde olduğunu söylemek zor. Ama ön rapor incelendiğinde uçağın ilk kalkış sırasında flapların 11 derece açıldığı görülüyor. Kaptan ilk kalkış sırasında uçakta bir arıza tespit ettiği için geri dönmüş. Arıza giderildikten sonra tekrar kalkış yapmak üzere tekrar pist başına gelmiş ve kalkış için hızlanmış ve kalkış hızına ulaştıktan sonra uçak çok az bir havalanmanın ardından kırıma uğruyor. Rapor incelendiğinde de ikinci denemede kalkış kuvveti arttırmada büyük etkisi olan flap ve slatların sıfır (0) derecede olduğu görülüyor. Ben burada pilotların bir check-list atlaması yapma ihtimalini düşünüyorum. Çünkü kalkış öncesi flaplar ve slatlar kontrol edilseydi. Uçak arıza sinyali verecekti ve arıza giderilene kadar o uçak kalkış yapmayacaktı” dedi.

Airport TV Yönetim Kurulu Başkanı Sefa İnan da “Olayda teknik bir aksaklık var ancak rapor incelendiğinde kokpit ekibinin check-list yaparken atlama yapma ihtimalini arttırıyor. Buradaki atlama da teknik hatadan daha büyük bir hata...” şeklinde konuştu.



UÇAKTA CEP TELEFONU

Uçaklarda cep telefonlarının çok gündeme getirildiğini söyleyen Sefa İnan’ın “Artık uçaklarda cep telefonu öyle bir hal aldı ki pilotlar meydana gelen arızayı bile ona bağlayarak yolcuları azarlayabiliyor. Bu nasıl bir şeydir ki pilot arızayı cep telefonuna bağlıyor. Siz bu olayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna İnanç, “Cep telefonlarının uçuş emniyetini yüzde 100 etkilediği ispatlanmış değil ama yüzde 100 etkilemediği de ispatlanmadı. Bu yüzden uçaklarda cep telefonu kullanılmaması şimdilik doğru bir karar. Ama pilotların herhangi bir arızayı cep telefonuna bağlamasındaki mantığı çözmek zor” şeklinde cevap verdi.

BAKIM KONUSU

Uçaklarda en önemli şeyin bakım olduğunu belirten Airport TV Yönetim Kurulu Başkanı Sefa İnan’a destek veren Onur Air Kalite Müdürü ve Uçak Teknisyenleri Derneği Kurucu Başkanı Erhan İnanç, “İşletmeci şirket (havayolları) uçurduğu her uçak için bakım yapmak ya da yaptırmak zorundadır. Her uçak yere indiğinde bir bakıma tabidir. Bu mutlaka yapılmak zorundadır. Transit bakımları eğitimini almış pilotlar yapabilir. Ancak yetkileri sadece transit bakım için geçerlidir. Onun dışındaki tüm bakımları teknisyenlerin yapması gerekir” dedi.

Yeni uçak-eski uçak tartışmasının sıkça yaşanmasının doğru olmadığını ifade eden İnanç, “Eski uçak-yeni uçak diye bir şey yoktur. Bakımlı her uçak ilk günkü kadar yenidir. Yalnızca eski uçaklarda işgücü ve bakım süreleri artar. Bu da işletmeci firmaların bakım maliyetlerini arttırır” şeklinde konuştu.

Türkiye’de uçan şirketler içersinde sadece Onur Air filosunda bulunan McDonnell Douglas (MD) tipi uçakları beğendiğini söyleyen Onur Air Kalite Müdürü Erhan İnanç, “McDonnell Douglas tipi uçakları beğeniyorum. MD’ler DC-9’ların gelişmiş versiyonlarıdır. Kabin içi en sessiz uçaklardan birisidir” dedi.

İnanç ayrıca THY'nin düşen DC-10 tipi uçağının AD atlaması yüzünden kazaya uğradığını söyleyerek, "O dönemde AD atlaması yapılmamış olsaydı, o uçak düşmeyebilirdi. Yaşanan kaza, üretici firma Douglas'ı derinden etkiledi. Nitekim o kazanın ardından şirket battı. Şuanda Douglas diye bir firma yok. Daha sonra Boeing tarafından satın alındı. Ama artık Douglas yok..." ifadelerini kullandı.



“BASIN SANSASYON İÇİN YANLIŞ HABER YAPIYOR”

Havacılık sektörüyle ilgili haberler yapılırken ihtisas sahibi olmak gerektiğini belirten İnanç, “Havacılık bir ihtisas konusudur. Bilgisi olmayan kişilerin yaptıkları haberler sansasyon yaratmak, belki biraz fazla okuyucu veya izleyici yakalamak için yapılıyor. Ama sonrasında olayların kamuoyuna yansıtıldığı gibi olmadığı anlaşılıyor. Şirketlerin verdikleri kararlar çarpıtılarak yazılıyor. Bunlar doğru değil” dedi ve ekledi:

“AirportHaber ve Airport TV’yi takip ediyorum. Sektör için büyük bir eksiklikti. Kamuoyunun uzmanlaşmış kişilerin kaleminden haberlere ihtiyacı vardı. Gerçekten büyük bir açığı kapattığınıza inanıyorum. Çalışmalarınızı başarılı buluyorum.”


Kaçıranlar için programın tamamı AirportHaber'de olacak...