"Az kalsın THY uçağını düşürüyorlardı"

"Tahsil cehaleti alır" derler ya, baki kalanı da bizzat gözlerimle gördüm. Antakya Havalimanı'nda tıka basa yolcu dolu THY uçağının az daha düşmesine yol açacak bir olaya tanık oldum. Geçtiğimiz cuma gecesi saat 22.50'de Atatürk Havalimanı'ndan kalkan THY uçağı Hatay Havaalanı'na inişe geçtiği sırada oldu bu olay. Aşağıdan inişe geçen uçağın kokpitine doğru çok kuvvetli lazer ışığı tutuldu ve kaptan pilotun gözlerini aldı bu ışık. Şükür ki usta kaptan yardımcısının da devreye girmesiyle sağ salim indirdi tayyaresini. Sonrasında neler olduğunu gelin görüp izlediğim kadarıyla anlatayım. Sonrası diyorum ama öncesinden beri muttaliim vukuata. Şöyle ki: Hatay hava meydanına araçlarıyla gelenler kısa bir indi bindi süresi dışında bekleme yapamıyor. Ya paralı otoparka girip bekliyor ya da az ötedeki kulvara diziliyor. İşte oraya park etmiştim ben de. İnen uçakta bazı kamera araç gereci getirecek olan arkadaş gelsin de emanetleri teslim etsin diye zaman geçiriyordum. O sırada kaynağının neresi olduğunu kestiremediğim yeşil renkli lazer ışığının tüm araçların üzerinde oynaştığını, ağaçlara, dallara, direklere, reklam tabelalarına sürünüp, sürtünüp kaybolduğunu görüyordum.

"ELLER YUKARI"
Yaklaşık 20 dakikalık gecikmeyle inişe geçti THY uçağı. Az sonra yolcular çıkacak ben de arkadaşı almak üzere harekete geçecektim ki o ne? Biri ters istikametten olmak üzere 2 güvenlik aracı hızla gelip tam önümdeki spor aracı kıskaca aldı. İ O arabadan spor giysileriyle 2 genç çocuk indi. Üstleri arandıktan sonra da biri güvenlik aracına bindirilirken diğerinin yanına 2 görevli oturdu. Hızla hareket ederek liman girişindeki polis birimine doğru yola çıkarıldılar. Ben de takip edip indikleri anda yanlarına yanaştım. Amir Bey'e "Hayırdır?" diye sorunca aldığım yanıta çok şaşırdım. Meğer o lazer gösterisinin düzenleyicisi bu kardeşlermiş. Aynı işgüzarlığı inişe geçen uçağa da yapıp kokpite lazer yöneltmişler. "Yüzlerinden hinlik cinlik afacanlık akan S.A ve T.R adlı 2 delikanlıya ne iş yaptıklarını sordum "İstanbul'da falanca üniversitelerin öğrencileriyiz" demezler mi? Merak edip sordum soruşturdum. Nasihat edilip "Bir daha yapmayın" deyip yollamışlar o gençleri. Başta da dediğim gibi ne de olsa okumuş çocuklar. Tahsil cehaletlerini almış, lazercilik baki kalmış. Peeeh!..

Savaş AY
SABAH