Türk Hava Yolları çalışanlarının bağlı olduğu Hava-İş Sendikası grev eylemini başlatalı 13 gün oldu. Hava-İş Genel Başkanı 13 günlük sürede yaşananları ve gelinen noktayı AirportHaber’e değerlendirdi. Ayçin, greve katılmama kararı alan pilotlar ve sendika yönetimine muhalefet edenler hakkında da konuştu.
İşte Ayçin’in açıklamaları:
“Grevin başladığı günden bugüne her gün biraz daha üzerine koyarak gidiyoruz. Tam yeterli bir seviyeye gelemedi. Bazı eksiklerimiz var. Ancak özellikle izinden dönen ve raporlu olup buraya gelen arkadaşlarımız tek tek katılmaya başladı. Evde oturan kalabalık bir grup var. İşe gitmeyen ancak buraya da gelmeyenler var. Onları burada toplamaya çalışıyoruz. Yavaş yavaş burası rayına oturacak. Katılım açısından bir sıkıntımız yok. İçerden katılım ne kadar az gösteriliyor olsa da katılım ciddi ciddi artmaya başladı. Grevin etkisi çok küçük gösterilip, seferlere herhangi bir etkisinin olmadığı söyleniyorsa da rötarların artmaya başladığını görüyoruz. Bu da ileride oluşabilecek ani bir çöküşün habercisidir. O nedenle her şey Türk Hava Yolları Yönetimi’nin gösterdiği gibi değil...
“UYARIYORUZ”
Artık çalışanların aileleri de aramaya başladılar. “Çocuklarımızı bu şartlarda uçurmak istemiyoruz. Boş günleri dahi ellerinde alındı” diyorlar. Özellikle kaptanlardan çok ciddi şikâyet geliyor. “Boş günümüz kalmadı. Bu ciddi bir risktir. Birilerinin bu işe el atıp durumu düzeltmesi gerekiyor” diye dert yanıyorlar.
Biz bu yaşananları basındaki abluka nedeniyle çok fazla duyuramıyoruz. Ancak bu şekilde giderse oluşabilecek felaketlerden sendika olarak biz sorumlu değiliz. Siz burada 1500-2000 kişiyi bir çırpıda göz ardı edeceksiniz. Dün 1 pilot mazeret izni verirken “uçağımız yerde kalır” diye bahaneler ileri sürerken şimdi nasıl oluyor da 2000 kişinin dışarıda olduğu bir süreçte seferleri nasıl oluyor da risksiz yapıyor? Bunun değerlendirmesini biz kamuoyuna bırakıyoruz. Biz buradan uyarıyoruz. Yarın geriye dönüşü olmayan noktalara gelmeden bu işi çözsünler.
“UMARIM İNSANLARIN CANI YANMAZ!”
Sürece sağlıklı bakan, greve katılacağını ifade eden insanlar için TALPA’nın aldığı karar greve 2 saat kala olumsuz bir dalga oluşturdu. Dolayısıyla kaptanlar bu sürecin içerisinde yok. Ama yine aynı kaptanlar daha düne kadar içinde bulundukları durumdan şikâyetçi olan insanlardı. Gelinen noktada o günlerden daha da kötü bir noktadalar. Birikmiş bir yorgunlukla uçuyorlar. Dinlenme yok. Mecburen uçuyorlar. Ama en basit bir refleksi gösteremeyecek şeklide uçuyorlar. Kabin ve kokpit bunu bize söylüyorsa; bu durumu küllendirip, külün altında tutmak ne kadar zaman kazandırır bilemiyoruz. Umarım bu nedenle bir takım kazalar olmaz ve insanların canı yanmaz.
THY Yönetimi’nin gösterdiği duruş, çok basit bir yönetimin gösterdiği, basiretsiz bir tavırdır. Öfkesiyle, kiniyle ve gururuyla, siyasi hesaplaşmalarla bir şirketi yönetmek kadar basitçe bir yönetim şekli olamaz. O nedenle biz kendilerini bu duyguları terk etmeye davet ediyoruz. Ama kendilerine buradan pek hisse alıp pay çıkarma düşünceleri yok.
“SAYGISIZLIK... TERBİYESİZLİK!”
Buradaki insanların greve katılarak yasadışı eylem içinde olduğunu savunan yönetim geçtiğimiz yıl 305 kişiyi de işten çıkartarak aynı şeyleri savunmuştu. Mahkemeler, bilirkişiler bu iddiaların hepsini yalanlamıştır. “Bu ülkede demokrasi varsa herkes yasa haklarını kullanacaktır” dedi. Şimdi kendi yapamadıklarını mahkemeler üzerinden yapmaya çalışıyorlar.
Bu ülkede olmaması gerekenleri yapmak istiyorlar. Senin işveren olarak nasıl lokavt hakkın varsa çalışanların da grev hakkı var. Ancak yasal bir grevin başlangıç gününde bile buraya 5 bin polis döktünüz buraya... O grev “yasal değil” diyerek kararı bana astırmayabilirdiniz. 10-12 gün duracaksın sonra grevi kırmaya çalışacaksın. Greve katılan yok diyeceksin. Grevle baş edemeyince farklı yollara başvuracaksın. Yani bu yapılanlar çalışanların haklarına saygısızlık ve terbiyesizlikten başka bir şey değildir.”
“MUHALEFET YAPANLAR İŞVEREN GÜDÜMLÜ ŞAHIŞLARDIR”
Hava-İş Sendikası’nın grev sürecinde başarısız olduğunu savunarak muhalefet yapanlar hakkında da konuşan Atilay Ayçin, “Bizim sendika yönetiminde muhalif bir kanat yok ancak Gökkuşağı denilen bir grup var. Bu grup da THY tarafından oluşturulan müfreze bir güçtür. Gökkuşağı hazırkıta askerdir. Kendilerine verilen talimat doğrultusunda sahibinin sesinden yayın yaparlar. Bunlar 8 senedir var. Dün 305 kişi işten atıldığında bizi nasıl ITF’e şikayet edip uluslar arası desteğin kesilmesini istediyseler bugün de benzer şeyler yapmayı çalışıyorlar. Çünkü onlara verilen talimat bu yönde... Biz yılardır bu tür engelleri aşarak geldik. Bundan sonra da bizim önümüzde engel oluşturamazlar. Çünkü engel oluşturabilecek güçleri yok. Talimat alarak sendikacılık yapan adam burada sendikacılık yapamaz. Yapsa yapsa THY’nin Bakırköy Acentesi’nin şefliğini yaparlar. Zaten onu yapıyorlar. Bu toplum da onlara hak ettikleri cevabı veriyorlar. Bakın buraya gelecek yüzleri yok. Burada bir direniş var ama sen çıkıp buraya gelemiyorsun. Neden? Çünkü yüzsüzler! O nedenle bu bizim içimizden çıkan bir muhalefet değil. İş veren tarafından oluşturulan sözde bir muhalefettir” dedi.
Yorumlar Tüm Yorumlar (103)