30 Aralık 2010, Perşembe 11:30:17

ATİLAY AYÇİN SUSKUNLUĞUNU BOZDU

Hava-İş Sendikası Genel Başkanı Atilay Ayçin, uzun süren suskunluğunu bozdu. AirportHaber Haber Koordinatörü Murat Herdem’e konuşan Ayçin, birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
  • İYİ HAFTALAR Yüreğinde Temiz kan dolaşan insanları seviyoruz.Yurdumuzu seviyoruz,Dünyayı seviyoruz,diğer dünyayı paylaştığımız tek hücrelileri,seviyoruz,börtü,böcek,çalı,çırpı,bitki,eşya seviyoruz.İşimizi,şirketimizi seviyoruz.Anne baba,dede,nine kısaca Tüm ATA larımızı seviyoruz.Dil,Din,Irk ayrımı yapanları sevmiyoruz bunu yapanların bizden-sizden ayrışması gözetmeksizin hepsinden nefret ediyoruz.THY,TEKNİK,İSG,TEC Çalışanları olarak iş yerlerimizi seviyoruz.Emeğimiz ve Alınterimizin Yılmaz savunucusu Sayın Atilay Ayçin'i Seviyoruz.Hava İş Sendikamızı ve tüm yönetimlerini,çalışanları seviyoruz.Kısaca Sevgi Güzellik ister GÜZELLİKTE EMEK İSTER.
  • SAYIN ATİLAY BAŞKANIM BİZ NEYİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ MUNZUR'MUŞ BAHADIR'MIŞ HEPSİNİDE ÇOK İYİ BİLİYORUZ VE AMAÇLARINIDA SAYGIN HAVA-İŞ SENDİKASINI BİTİRMEYE VE İŞ VEREN SENDİKASI YAPMAYA ÇALIŞTIJLARINIDA ÇOK İYİ BİLİYORUZ Kİ ALİ SABANCI BAHADIRA BOŞUNA ÜCRETLİ İZİN VERMEDİ BU İŞLERİ TAKİP ETSİN SİZİN AYAĞINIZI KAYDIRSIN DİYE İZİN VERDİ VE BÜTÜN HÜKÜMET VE PATRONLARDA BUNUN İÇİN UĞRAŞIYO BÜTÜN BUNLAR ZATEN SİZİN İŞİNİZİ İYİ YAPTIĞINIZI GÖSTERİYOR BİZ ŞAHSEN İSG OLARAK HERZAMAN ARKANIZDAYIZ Kİ BİZDEKİ ATEŞ DE BÜTÜN TÜRKİYEYE YETER İSG İŞÇİSİ SİZİNLE GURUR DUYUYOR SAYGILARIMLA S.G
  • 2011 Yılının Tüm Dünya ve Yurdumuza Barış Kardeşlik ve Umutlarımızın Yeşerdiği Sağlık ve Mutluluk dolu Günler Getirmesini Dileriz /// EMEKLERİMİZ ve ÇALIŞAN TÜM İNSANLARIN SAYGI GÖRDÜĞÜ.EKONOMİK VE SOSYAL HAKLARIMIZIN TESLİM EDİLDİĞİ-EDİLECEĞİ GÜZEL BİR YIL UMUDUMUZDUR... HAVA İŞ SENDİKASINDA ÖRGÜTLÜ THY TEKNİK İSG TEC ÇALIŞANLARI...EMEK EN YÜCE DEĞERDİR...Saygı ve Sevgilerimizle...
  • Bu noktada Köktener'in sorduğu soruya bir ekleme yapmak istiyoruz: Bahadır Altan,Ali Çiçekçilik,Munzur Pekküleç,bu direnen insanların haklı mücadeleleri üzerinden nemalanmaya çalışmaktasınız.BAHADIR ALTAN Sen Yüksek gelir seviyesinde para kazanan bir insansınız günlerce değil yıllarca sağlıklı koşullarda AHL nin önünde çadır kurup ya da sonrasında açlık grevi, ölüm orucu eylemliliklerini hayata geçirebilirdiniz. Neden yapmadınız? Kaldı ki net olarak hatırlayacağınız gibi Hava İş üyelerinin işten çıkarılmanıza yönelik eylemliliğini siz iptal ettimiştiniz.
  • Pegasus Hava Yollarında çalışan, B.Altan'a, Sn.İbrahim Köktener bir soru yöneltmiş: 'Siz yılların kaptan pilotusunuz bu sendikal mücadele yerine kazancınıza bakmayı düşünmez misiniz?'... TEKEL A.Ş çalışanları 78 gün Karda Yağmur da aç ve susuz çadırlarda direndi... T.Albayrak geçmişten bu güne düşük gelir ile yaşadı ve hiç bir birikimi olamadı. Buna rağmen bireysel olarak sokakta çadır kurarak İşten çıkarılması karşısında inanarak ve cesurca mücadele verdi ve kazanım elde etti..
  • THY de çalışmak bu kadar ozelse Bugun. Bu senin basarindir Atilla Aycin. Emegine Saglik eline koluna diline Saglik..................
  • Sn.Editör,Yaşar Seyman hanıma yanıt niteliğindeki yorumu yayınlamamanızın nedeni ne olabilir?
  • Bazı uğraşların yükü ağırdır.O uğraşları hakkı ile yapanların ödeyeceği bedel de ağır olur.Sendikacılık evrensel bir uğraş olsa da yükü ağır uğraşlardandır.Hakkıyla yapanlar dünyada bu bedeli canlarıyla ödemişlerdir.Ülkemizde bu işi hakkıyla yapanlar da bedeller ödediler.Geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz DİSK kurucusu ve eski genel başkanı Kemal Nebioğlu'da böylesi saygın,mücadeleci bir işçi önderiydi.ıı Eylül akşamı dinlenmek için ülkemizden ayrılan güneş başka ülkeleri belki de o akşam sadece Amerika'yı aydınlatmak için gidip,bizi 12 Eylül karanlığında bıraktı. ABD'yi aydınlatmaya giden güneş uzun yıllar devrimci örgütlerin,devrimcilerin,idam edilen gençlerin üzerine bir daha doğmadı.
  • Güneşi giden örgütlerden biri de DİSK'ti.DİSK ve yöneticileri uzun yıllar güneşsiz kaldılar...Kemal Nebioğlu ile DİSK Başkanı olduğu günlerde ı Mayıslara, sendikal etkinliklere, panellere katıldım. Konuşmalarında emekçilere ve emek dünyasına adanan bir yaşamın izlerini görmek kolay değildi. Çünkü 'ben' kavramını çoktan aşmış 'biri' olmuştu. İnanılmaz engin gönüllü, sevecen ve birikimli biriydi.Kemal Nebioğlu, ile 2000 yılında toplanan 11. Olağanüstü CHP Kurultayı'nda,Parti Meclisi üyeliğine seçildik. Kemal Başkan,CHP parti meclisine büyük umutlarla gelmişti.Zaman zaman yan yana oturur ve CHP parti meclisini izlerdik.Ne çok göz göze gelip,düşüncelerimizi paylaştık anlatamam.Onun,konuşmaları hep emek ağırlıklı oldu...
  • DİSK'in web sit.konan yaşam öykü-sünde'UYAN'adında şiir kitabı var.Bu yazıyı yazmadan önce edinmeyi ve sizlerle paylaşmak istedim,ulaşamadım.Onu,Nazım Hikmet ile analım"Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,/Akarsuyun meyve çağında ağacın,/Serpilip gelişen hayatın düşmanı./Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına;/-Çürüyen diş,dökülen et-/Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler./Ve elbetteki sevgilim,elbet,/dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,/Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:İşçi Tutumuyla/Bu güzelim memlekette hürriyet...Kemal Nebioğlu'nun yaşam öyküsünü okuyunca;görünen işçi sınıfına hizmeti seçmişse-niz öteki Rizeliler gibi başbakan olmak bir yana uzun yıllar sıkıntılı günler ve 12 Eylül darbesi ile dört yıl Metris'te yatma

Son dönemde muhalefetin eleştiri oklarının hedefinde olan Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin,  sonunda patladı. İlk ve son kez konuşan Ayçin, hem sendikal faaliyetler hakkında bilgi verdi hem de muhalefete ağır eleştirilerde bulundu.

Murat Herdem: Hava-İş Sendikası’nın şu anki faaliyetleri nelerdir?

Atilay Ayçin: Şu an bizim 3 şirkette toplu sözleşme hazırlıklarımız var. Bunlardan bir tanesi Teknik A.Ş. Orada resmi arabulucu dönemi tamamlandı. Resmi arabulucunun raporunu bekliyoruz. Resmi arabulucunun raporu bize ulaştığı andan itibaren, biz yasanın belirlediği süre içerisinde, eğer bu arada işverenlerle bir araya gelip bir anlaşma sağlayamazsak, yasa gereği mecbur biz grev kararı asacağız. Çünkü yasanın emridir bu. Eğer resmi arabuluculuk süresi tamamlandıktan sonra bir anlaşma sağlanamazsa işçi sendikası, resmi arabulucu raporunun kendisine ulaşmasından sonra 6 iş günü içerisinde bekler. İkinci 6 iş günü içerisinde grev kararını asar. Ve bu kararın asılmasından sonra da 60 günlük görüşme süresi başlar.

M.H:  60 gün sürenin dolmasını beklemeniz gerekir mi?

A.A: Resmi arabulucunun raporu bize ulaştıktan sonra yasa maddesi der ki “işçi sendikası bir 6 iş günü bekler, ikinci 6 iş günü içerisinde grev kararını asar”. Eğer asmazsak yetkimiz düşer. Grev kararı asıldıktan sonra da 60 gün süre başlar, o 60 günlük süre içerisinde işverenlerle görüşmelerimizi sürdürebiliriz. Hiç bir araya da gelemeyebiliriz. Yani iki taraf bu konuda uzlaşma sağlamayabilir. Tabi orada hassas olan nokta, 60 günlük süre bitmeden biz 60 günün her hangi bir yerinden 6 iş günü önceden işverene bilgi vermek suretiyle grev kararını uygulayabiliriz. Teknikte geldiğimiz nokta bu. Şu an resmi arabulucunun raporunun bize ulaşmasını bekliyoruz.

M.H: Siz THY Teknik A.Ş.’de bir grevi ön görüyor musunuz? Uzlaşma sağlanabilecek mi?

A.A: Şu ana kadar masada yapılan tartışmalar ağırlıklı olarak üzerinde değişiklik yapılmayan maddelerde bir sıkıntı yok. Ancak değişiklik önerdiğimiz maddeler uyuşmazlık maddeleri üzerinde her iki tarafın uzlaşmaz bir durumu söz konusu. Mesela 01.01.2011 itibariyle THY Teknik A.Ş'de 3. Dönem Toplu İş Sözleşmesi yürürlülük süresi başlayacak. THY A.O’da da başlayacak. Bu THY Teknik A.Ş'de gecikmeli sözleşmeler olduğu için sözleşmeler süreci sıkıntılı. Tabi bu maddelerin biraz da uzlaşılmaz olmasında şirket adının durup dururken gereksiz, yersiz, anlamsız iş kolu ve toplu sözleşmeye yapılan itirazlar var. Bu ister istemez insanları mağdur etti. Kesinlikle ilişkilerin gerginleşmesine neden oldu. Aidatlar ödenmeyerek sendikanın sıkıntı çekmesi sağlandı. Yetkisiz sendika statüsünde olduğumuz için iş yerine giriş çıkışlarımız engellendi, işverenle yazışmalar ortadan kalktı. Yani 2 yıllık itiraz sürecinde, birikmiş üst üste gelmiş ciddi sıkıntılar oldu. Tabi “bu sözleşmenin bu noktaya gelmesinde geçmişte yaşananların rolü var mı?” derseniz, tamamıyla olmasa da kısmen var. Ama biz masada da söylediğimiz şekilde söylüyoruz. Hiçbir zaman geçmişte yapılanlarla geleceği şekillendirmeye çalışmıyoruz. Sonuçta 3 bin sendika çalışanımızın çoluğuyla çocuğuyla yaklaşık 10 bin vatandaşımızın geleceği söz konusudur. Eğer işverenler üzerinden anlaşamadığımız maddeler konusunda adım atarlarsa bu iş biter ki bitmeyecek gibi maddelerde değil. Bizim şirketin yeniden yapılanmasına uygun ve denk düşecek maddelerdir bunlar. THY Teknik A.Ş. üzerindeki varlığı da düşünülürse ve THY'nin de içerisinde bulunmuş olduğu ki bilanço rakamları da bunları kanıtlıyor. Kendi de göz önünde bulundurulsa aslında aşılmayacak maddeler değil. Ama tabi burada niyet önemli... O nedenle de şu ana kadar toplu sözleşmeyi bitirecek yeterlikte bir iyi niyet görmedik. Ama bu saatten sonrada resmi arabulucu raporu ulaştıktan sonra eğer adım atılırsa biz bu anlamda toplu sözleşmeyi bitirmeye yönelik her türlü adımı karşılıklı bir adımımız olduğunu söyledik.

M.H: Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki sendikal örgütlenmede sıkıntılar vardı. Oradaki son durum nedir?

A.A: Sabiha Gökçen’de bizimde örgütlü olduğumuz iki şirketimiz var. Bir tanesi daha önce THY Teknik A.Ş. bünyesinde motor atölyesi olarak hizmet üreten kısmı TEC olarak THY ve Pratt&Whitney ortaklaşa bir şirket haline dönüştürülmesi Sabiha Gökçen’de yeni bir üretim alanı olarak orada kullanılması nedeniyle orda yaklaşık 300 çalışan arkadaşım bizim sendikamızın üyesi. Biz her ne kadar yetkisiz sendika statüsünde olsak da arkadaşların işverenle kendilerinin birebir sürdürdükleri bu protokol maddeleri üzerinde mevcut sözleşmedeki hakları geri götürmeyecek bir hale getirdik ve arkadaşların bu konuda kararlı davranmasının sonucunda yani biz bir nevi yetkisiz sendika olmamıza rağmen bitmeyen sözleşme taslağı imzalattılar.

Şimdi zaten orada da iş bulmamıza itiraz yapıldı. Orada da sözleşmemiz gecikmeli başlıyor. İş-Kur’a itirazımız lehimize bitti. Ve şu anda orada da toplu sözleşme görüşmeleri başladı. Birinci turu bitti hatta. İkinci tur görüşmeleri başladı. Ocak 18 itibariyle ilk 60 günlük süre tamamlanacak. İkinci turu da tamamlarsak karşı taraftaki toplu sözleşmeyle ilgili daha nihai bir şey söylememiz mümkün olacak.

İkinci bir şirket var orada örgütlendiğimiz. O da işte bu Limak grubunun bünyesindeki İSG olarak adlandırılan şirketin yer hizmetlerini yapan kuruluş. Orada da biz ilk örgütlenmeye başladığımızda 720 arkadaş çalışıyordu. Bunun 600 kadarını örgütledik çok kısa bir süre içinde. Toplu sözleşme yapmaya yeterlilik sayısına ulaştığımız için bakanlıktan toplu sözleşme yapma yetkisi istedik. Ama orada da İş-Kur tarafından itiraz edildi. Biz İş-Kur’un itirazıyla ilgili davayı sürdürürken bu arada işveren sendika üyesi olan arkadaşlardan 245 kişiyi işten çıkardı. Tabi İş-Kur’un itirazı olduğu için toplu sözleşme prosedürü askıya alınmış durumdaydı. İş-Kur’un itirazı da geçtiğimiz ayda sonuçlandı Yargıtay’dan onandı geldi. Ve biz bakanlıktan toplu sözleşme yapma izni istedik tabi iznimizi de aldık. İşvereni masaya çağıracağız ancak itiraz olup olmaması ile ilgili beklememiz gereken bir 6 günlük süre var. Bu sürenin bitmesini bekliyoruz. O süre içerisinde herhangi bir itiraz olmazsa oradaki işvereni toplu sözleşme görüşmeleri için davet edeceğiz ama tabi bu arada bizim İş-Kur itirazı sonlanıp toplu sözleşme yapma yetkisi bize gönderildikten sonra 93 kişilik bir grubu daha işten attılar. Daha önce atılan 245, daha sonra atılan 93 işçiye çok yüksek olmasa da maddi yardımda bulunuyoruz. O toplu sözleşmesinin olmazsa olmaz maddesi, o arkadaşlarımızın iş başı yapması olacak. Bu işi er yada geç masaya oturup bizimle çözecekler. Bunun başka yolu yok. Buyur gel, otur çözelim. Olabildiğince “işi zorlaştırayım” dersen sonuçlarına da katlanırsın.

M.H: Sendikal örgütlenme hedeflenen başka şirketler var mı?

A.A: Şimdi 2010 yılı itibariyle TGS var önümüzde. Sonra Havaş ve Çelebi var. Bazı faaliyetlerimiz daha var ama burada dile getirmek istemiyorum.

M.H: TİS’teki 8’inci madde çok tartışıldı. Bu maddenin işçi kıyımına zemin hazırladığını öne sürenler oldu.  8’inci madde işçi için ne anlama geliyor?

A.A: Şimdi 8. madde ili ilgili yorum yapanların bir defa algılamada ciddi problemleri olduğunu söyleyeyim. Ben 8. madde ile ilgili olumsuz yönde yorum yapanların yaptığı yorumları gazetelerden belli dergilerden okuyorum, görüyorum. Bir yetkili sendika yönetimi, toplu sözleşme maddesi üzerinde yanlış bir adım da atmış olabilir. Ancak bu maddede bunu söylemek için gerizekalı olmak lazım. Şimdi bir defa 8. maddenin eski haliyle yeni hali arasında siyah ile beyaz kadar fark var. Yasalar, ‘iş yerinin sevk ve idaresi işverenindir’ der. Daha önceden biz düzenlemeyi yapmadan önce iş verinin sizi çıkardığında size bir şey söylüyor siz de mecbur kalıyorsunuz. 3 gün içinde tayin ettiği yere gidip iş başı yapmanız gerekiyor. Gitmediğiniz durumda zaten gerekli yasalar kesilir 3 gün mazeretsiz işe gitmeme gerekçesiyle iş haddinizi kıdemsiz ihbarsız fes edebilir. Siz mahkemeye gideceksiniz, dava açacaksınız, haksız bir işlemle karşı karşıya olduğunuzu söyleyip tazminatınızı alıp alamama konusunda hiç bir garanti yok. Şimdi biz işverenin keyfi tek taraflı uygulamasını önce ‘kısmen veya tamamen kapatılan iş yerinde çalışan personeli şirket bünyesinde barındırmak mecburiyetindedir’ kesin hükmüne çevirdik. O maddenin birinci paragrafı budur. Şimdi işveren örneğin bu yolcu hizmetleriyle ilgili kısmı kapattı. TGS diye bir şirket kurdu. Daha önce kendisinin yapmış olduğu hizmetleri tamamen dışarıdan satın alıyor. Ama oradaki arkadaşlarımızın çoğuna dedi ki, Adana’da, Trabzon’da, Mersin’de şuralarda buralarda görevlendirmek istiyorum. Şimdi arkadaşların bu 8. madde öncesinde tercihte bulunma hakları yoktu. Ya gidip iş başı yapacaklardı ya da iş haddi tek taraflı fes edilecek tazminatlarını bile alamayacaklardı. Yani şirketteki birikmiş geriye dönük hizmet yıllarının karşılığı olan tazminatları neyse yasal hakları bunlar ellerinden alınmış oluyor. Bunlar yaşandı ve biz bununla ilgili Bodrum’dan İstanbul’a tayin edilen arkadaşımızı örnek vererek dava açtık. Yani biz ‘böyle örnek davayı kazanırsak diğer uygulamaların önünü kesmiş oluruz ‘dedik. Mahkeme bizim davamızı reddetti. Ve gerekçe olarak da “burada ne kadar ilden başka bir ile tayin yapılmış ise tayini çıkarılan kişinin iş sözleşmesi ortadan kaldırılmadığı için bir mağduriyet söz konusu değildir. İş yeri sevk ve idaresi işverene ait olduğu gerekçesinden yola çıkılarak ilgili şahsın İstanbul’da işbaşı yapması gerektiği halde işbaşı yapmamıştır. Bu yüzden davanın reddine...”  dedi ilk celsede. Biz yargı yoluyla da bunun önünün kesilemeyeceğini görünce bunun önünü kesecek bir tek yer vardı toplu sözleşme görüşmeleri ve toplu sözleşme masası. Şimdi toplu sözleşme masasında 8. madde üzerinde çok ısrarcılar ve gerçekten 3 paragraftan oluşan yeni bir ilave getirdik.

Diyoruz ki 8. maddede, ‘işveren, her ne kadar yasalar sana sevk ve idaresini vermiş ise de sen kısmen ya da tamamen kapatmış olduğun işyerinde çalışan insanları direkt atamazsın böyle bir keyfiyetin olamaz. Bunların şirket bünyesinde ihtiyaç olunan yerde istihdam etmek mecburiyetindesin. Bakın edebilir değil eder diyor kesin hüküm.

Kişinin kendisi tayin edildiği yere gitmek istemiyor ise kişi, 6 iş günü içerisinde bu tayin tebligatının kabul etmediğini işverene bildirmek suretiyle kendi sözleşmesini fesheder. Sözleşmede işçiye veriyoruz fes etme yetkisini. Ancak herhangi bir mağduriyet söz konusu olmasın diye bu feshetme kıdem ve ihbar tazminatı ve 6 aylık maaşı tutarında iş güvencesi tazminatı kendisinin hakları ödenmek suretiyle yapılır diyoruz.

Yukarıdaki her iki hükme rağmen işçi kendi sözleşmesini fes etti. İkale sözleşmesini yürürlüğe koydu ve kıdemini aldı, ihbarını aldı. 6 aylık maaşını aldı ayrıldı. Bu arkadaşın yasalardan doğan işe iade davası açarak işe iade istemesinin önü kapatılmamaktadır ve işe iade verilmesi durumunda da oradan doğan tazminatını alabilecektir. Şimdi “bu madde işverenin elini rahatlatıyor işverenin işten çıkartma yetkisi veriyor” diyebilmek için cidden insanların algılama problemleri olmalıdır.



M.H: 8’inci maddenin somut sonuçları var mı? Bugüne kadar işçinin lehine kazanımlar yaşandı mı 8’inci madde sayesinde?

A.A: Bununla ilgili en son THY’den çıkarılan 190 arkadaşımız var. Bunlarla ilgili biz mahkemeye dava açtık. Farklı mahkemelerde yürüyen davalarımız var. Ortalama 2-3 yıl süren işe iade davaları ilk celsede bitmeye başladı. Ve şu anda 190 arkadaşa açtığımız davalarımız ilk celsede bitti. Aralık ayında tüm davalar tek celsede kazanıldı ve mahkemelerin gerekçeli kararında da aynen söylediği budur. Toplu iş sözleşmesinde tarafların imza altına aldığı 8. maddenin 1. paragrafına uygun davranmadığı tespit edildiğinden, işe iade davalarının kabulüne tanık dinlenmesine gerek kalmaksızın karar verilmiştir. E şimdi bu mahkemeler, hadi biz hata yaptık varsayalım. Birinci mahkeme ilk celsede işe iade verdi 38 kişi. İkinci mahkeme işe iade kararı verdi 29 kişi. 3. mahkeme işe iade kararı verdi 21 kişi. Dün biten bir dava 50 kişilik işe iade kararı verdi. 4 mahkemenin de gerekçeli kararının ortak noktası 8. maddenin 1. paragrafı. Başka bir şey daha var. 78 gün Ankara’da direnen Tekel işçisi ne istedi? İşte bunu istedi.  Eğer insanların hırsı, özel çıkarları ve menfaatleri mantıklarını yönlendiriyorsa söyleneni de anlayamazsınız, yazılanı da anlayamazsınız. 8. madde Teknik A.Ş’de de olmazsa olmaz madde. Varsayalım birincide yaptıysam ikincide hata yapmam. 8. madde benim olmazsa olmaz maddem.

‘İŞTEN ATILANLARDAN 8’İNCİ MADDE TEŞEKKÜRÜ’

A.A:  Bakın siz gelmeden önce 3 tane arkadaş vardı. Niye geldiler biliyor musunuz? Teşekküre geldiler. Mağdur buysa neden teşekküre gelsin. THY yeniden yapılanmaya gitmiş. Tekniği özelleştirdi, USAŞ’ı ayırdı. Şunu yaptı bunu yaptı. Bizim burada sendika olarak yapmamız gereken şey şirketin yeniden yapılanma politikası içinde sendika üyesinin mağdur edilmemesidir. Bunu çarpıttılar. Ne acıdır arkadaşların kendilerinin avukatlığını yapan kişi bizim bu madde üzeriden dava aldı. Bizim sendikamızın 2 üyesini şahit gösterdi ve o da kazandı bu davayı. Bu nasıl bir anlayıştır? Muhalefetin avukatı o arkadaşların avukatlığını yapan kişi. O kişi bizim bu şekilde arkadaşlarımızın davasını alıyor ve bize sormadan yönetimden 2 arkadaşımı şahit gösteriyor dava kazanıyor. Bu nasıl oluyor peki? Bunlar çok net orada da... Biz bu konuda bir düzenleme yapmışız, bir kazanış söz konusu olmuş, mağduriyet ortadan kalkmış ve sen muhalefet yapıyorum düşüncesiyle bu maddeyi çarpıtıyorsun. Senin adına ‘avukatçılık’ yapan kişi benim maddemi gerekçe göstererek dava kazanıyor. Hırs mantığı ortadan kaldırmış durumda. Hırs yönlendiriyor.

YARIN
Otellerde delegelere alem yaptırıldı mı?
Sendika hesaplarının şeffaf olmadığı iddiaları için ne dedi?
Lüks hayat iddiaları doğru mu?
Muhalefete nasıl yüklendi?
Sendika başkanlığını bırakacak mı?
İşe gitmeden 6 ay kim maaş aldı?
Taciz iddialarına ne dedi?

ATİLAY AYÇİN SUSKUNLUĞUNU BOZDU

Yorumlar Tüm Yorumlar (36)

Misafir ~ 13 yıl önce
İYİ HAFTALAR Yüreğinde Temiz kan dolaşan insanları seviyoruz.Yurdumuzu seviyoruz,Dünyayı seviyoruz,diğer dünyayı paylaştığımız tek hücrelileri,seviyoruz,börtü,böcek,çalı,çırpı,bitki,eşya seviyoruz.İşimizi,şirketimizi seviyoruz.Anne baba,dede,nine kısaca Tüm ATA larımızı seviyoruz.Dil,Din,Irk ayrımı yapanları sevmiyoruz bunu yapanların bizden-sizden ayrışması gözetmeksizin hepsinden nefret ediyoruz.THY,TEKNİK,İSG,TEC Çalışanları olarak iş yerlerimizi seviyoruz.Emeğimiz ve Alınterimizin Yılmaz savunucusu Sayın Atilay Ayçin'i Seviyoruz.Hava İş Sendikamızı ve tüm yönetimlerini,çalışanları seviyoruz.Kısaca Sevgi Güzellik ister GÜZELLİKTE EMEK İSTER.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
SAYIN ATİLAY BAŞKANIM BİZ NEYİN NE OLDUĞUNU ÇOK İYİ BİLİYORUZ MUNZUR'MUŞ BAHADIR'MIŞ HEPSİNİDE ÇOK İYİ BİLİYORUZ VE AMAÇLARINIDA SAYGIN HAVA-İŞ SENDİKASINI BİTİRMEYE VE İŞ VEREN SENDİKASI YAPMAYA ÇALIŞTIJLARINIDA ÇOK İYİ BİLİYORUZ Kİ ALİ SABANCI BAHADIRA BOŞUNA ÜCRETLİ İZİN VERMEDİ BU İŞLERİ TAKİP ETSİN SİZİN AYAĞINIZI KAYDIRSIN DİYE İZİN VERDİ VE BÜTÜN HÜKÜMET VE PATRONLARDA BUNUN İÇİN UĞRAŞIYO BÜTÜN BUNLAR ZATEN SİZİN İŞİNİZİ İYİ YAPTIĞINIZI GÖSTERİYOR BİZ ŞAHSEN İSG OLARAK HERZAMAN ARKANIZDAYIZ Kİ BİZDEKİ ATEŞ DE BÜTÜN TÜRKİYEYE YETER İSG İŞÇİSİ SİZİNLE GURUR DUYUYOR SAYGILARIMLA S.G

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
2011 Yılının Tüm Dünya ve Yurdumuza Barış Kardeşlik ve Umutlarımızın Yeşerdiği Sağlık ve Mutluluk dolu Günler Getirmesini Dileriz /// EMEKLERİMİZ ve ÇALIŞAN TÜM İNSANLARIN SAYGI GÖRDÜĞÜ.EKONOMİK VE SOSYAL HAKLARIMIZIN TESLİM EDİLDİĞİ-EDİLECEĞİ GÜZEL BİR YIL UMUDUMUZDUR... HAVA İŞ SENDİKASINDA ÖRGÜTLÜ THY TEKNİK İSG TEC ÇALIŞANLARI...EMEK EN YÜCE DEĞERDİR...Saygı ve Sevgilerimizle...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Bu noktada Köktener'in sorduğu soruya bir ekleme yapmak istiyoruz: Bahadır Altan,Ali Çiçekçilik,Munzur Pekküleç,bu direnen insanların haklı mücadeleleri üzerinden nemalanmaya çalışmaktasınız.BAHADIR ALTAN Sen Yüksek gelir seviyesinde para kazanan bir insansınız günlerce değil yıllarca sağlıklı koşullarda AHL nin önünde çadır kurup ya da sonrasında açlık grevi, ölüm orucu eylemliliklerini hayata geçirebilirdiniz. Neden yapmadınız? Kaldı ki net olarak hatırlayacağınız gibi Hava İş üyelerinin işten çıkarılmanıza yönelik eylemliliğini siz iptal ettimiştiniz.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Pegasus Hava Yollarında çalışan, B.Altan'a, Sn.İbrahim Köktener bir soru yöneltmiş: 'Siz yılların kaptan pilotusunuz bu sendikal mücadele yerine kazancınıza bakmayı düşünmez misiniz?'... TEKEL A.Ş çalışanları 78 gün Karda Yağmur da aç ve susuz çadırlarda direndi... T.Albayrak geçmişten bu güne düşük gelir ile yaşadı ve hiç bir birikimi olamadı. Buna rağmen bireysel olarak sokakta çadır kurarak İşten çıkarılması karşısında inanarak ve cesurca mücadele verdi ve kazanım elde etti..

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
THY de çalışmak bu kadar ozelse Bugun. Bu senin basarindir Atilla Aycin. Emegine Saglik eline koluna diline Saglik..................

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Sn.Editör,Yaşar Seyman hanıma yanıt niteliğindeki yorumu yayınlamamanızın nedeni ne olabilir?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Bazı uğraşların yükü ağırdır.O uğraşları hakkı ile yapanların ödeyeceği bedel de ağır olur.Sendikacılık evrensel bir uğraş olsa da yükü ağır uğraşlardandır.Hakkıyla yapanlar dünyada bu bedeli canlarıyla ödemişlerdir.Ülkemizde bu işi hakkıyla yapanlar da bedeller ödediler.Geçtiğimiz hafta yitirdiğimiz DİSK kurucusu ve eski genel başkanı Kemal Nebioğlu'da böylesi saygın,mücadeleci bir işçi önderiydi.ıı Eylül akşamı dinlenmek için ülkemizden ayrılan güneş başka ülkeleri belki de o akşam sadece Amerika'yı aydınlatmak için gidip,bizi 12 Eylül karanlığında bıraktı. ABD'yi aydınlatmaya giden güneş uzun yıllar devrimci örgütlerin,devrimcilerin,idam edilen gençlerin üzerine bir daha doğmadı.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Güneşi giden örgütlerden biri de DİSK'ti.DİSK ve yöneticileri uzun yıllar güneşsiz kaldılar...Kemal Nebioğlu ile DİSK Başkanı olduğu günlerde ı Mayıslara, sendikal etkinliklere, panellere katıldım. Konuşmalarında emekçilere ve emek dünyasına adanan bir yaşamın izlerini görmek kolay değildi. Çünkü 'ben' kavramını çoktan aşmış 'biri' olmuştu. İnanılmaz engin gönüllü, sevecen ve birikimli biriydi.Kemal Nebioğlu, ile 2000 yılında toplanan 11. Olağanüstü CHP Kurultayı'nda,Parti Meclisi üyeliğine seçildik. Kemal Başkan,CHP parti meclisine büyük umutlarla gelmişti.Zaman zaman yan yana oturur ve CHP parti meclisini izlerdik.Ne çok göz göze gelip,düşüncelerimizi paylaştık anlatamam.Onun,konuşmaları hep emek ağırlıklı oldu...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
DİSK'in web sit.konan yaşam öykü-sünde'UYAN'adında şiir kitabı var.Bu yazıyı yazmadan önce edinmeyi ve sizlerle paylaşmak istedim,ulaşamadım.Onu,Nazım Hikmet ile analım"Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim,/Akarsuyun meyve çağında ağacın,/Serpilip gelişen hayatın düşmanı./Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına;/-Çürüyen diş,dökülen et-/Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler./Ve elbetteki sevgilim,elbet,/dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,/Dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle:İşçi Tutumuyla/Bu güzelim memlekette hürriyet...Kemal Nebioğlu'nun yaşam öyküsünü okuyunca;görünen işçi sınıfına hizmeti seçmişse-niz öteki Rizeliler gibi başbakan olmak bir yana uzun yıllar sıkıntılı günler ve 12 Eylül darbesi ile dört yıl Metris'te yatma

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000