Isparta’nın Keçiborlu ilçesindeki Türbetepe mevkiinde meydana gelen ve 57 kişinin hayatını kaybettiği uçak kazasıyla ilgili davanın 8. Duruşması bugün gerçekleşti.
Isparta’da meydana gelen ve 57 kişinin hayatını kaybettiği elim uçak kazasıyla ilgili davanın 8. Duruşması bugün Isparta Ağrı Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Davaya ilk kez SHGM Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru ve SHGM Genel Müdür eski Yardımcısı Oktay Erdağı da katıldı.
Duruşmayı izlemek üzere havacılık sektörünün önemli isimleri Isparta’ya geldi. Isparta’daki duruşmayı izleyenler arasında; TAV İstanbul Genel Müdürü Kemal Ünlü, Atlasjet Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ersoy, Onur Air Genel Müdürü Şahabettin Bolukçu, SKY Havayolları Genel Müdürü Tahir Görgülü, Pegasus Havayolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, SunExpress Havayolları Genel Müdür Yardımcısı Hacı Say, TÖSHİD Başkanı İzzet Türkenmez ve TÖSHİD Genel Sekreteri Musa Alioğlu da vardı.
Mahkeme Başkanı’nın iddianameyi Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru ve eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı’nın yüzüne karşı okumasının ardından duruşmaya geçildi. İddialar hakkındaki görüşleri sorulmak üzere ilk söz Oktay Erdağı’ya verildi. Erdağı, daha önceki ifadelerinde belirttiği gibi suçlamaları reddettiğini ifade ederek şöyle konuştu. “Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü olarak her şeyi kanunlara ve onlara bağlı yönetmeliklere göre uyguladık. Bizim yasalara aykırı bir işlemimiz olmamıştır. Havacılıkta bulgu sayısından çok bulguların içeriği önemlidir. Kaza raporundaki gibi pilotlar uçağı pist yerine dağa indirmiştir. Uçakta herhangi bir arıza olduğu pilotlar tarafından bildirilmemiştir”
Savunmasını “Biz görevimizi yaptık. Dolayısıyla ben bu davada sanık olmaktan çok mağdurum. Havacılıkta “bana göre” yoktur. Havacılkta “referans” vardır. Ben SHGM’de 32 yıl görev yaptım. İlk kez böyle bir dava ile karşılaştım” şeklinde sürdürdü.
Oktay Erdağı’nın ardından aynı iddialar konusunda Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru’ya söz verildi. Arıduru, “Bu kaza hiç kimsenin arzu etmediği bir olaydır. Buradan hayatını kaybedenlere tekrar başsağlığı diliyorum. Bundan önce de Türkiye’de başka uçak kazaları olmuştur. Ancak SHGM’ye yönelik bugüne kadar hiçbir dava açılmamıştır. SHGM’de keyfi bir davranış yapmamızın mümkünatı yoktur. Çünkü hem iç denetim hem de dış denetim vardır. Havacılıkta bir vidayı dahi lisanslı personel söküp-takar” dedi.
Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün havayollarının başından polisiye bir konumda olmadığını belirten Ali Arıduru, “Bu dünyada da böyledir. Her uçuş öncesi “pilotu bir check edelim sonra uçsun” diyemezsiniz. İddialarda bahsedildiği gibi yetkisiz bir şirkete bakım yaptırıldığı tespit edilmiş olsa bu rapor edilir ve yasaların öngördüğü şekilde cezalandırılır. Biz uluslararası sivil havacılık kurallarına göre hareket ederiz. Aksi taktirde uluslararası arenadaki konumumuzu kaybederiz” şeklinde konuştu. Arıduru, sivil havacılık sektörünün çok sıkı bir şekilde denetlendiğini ifade ederek iddianamede atfedilen suçun yersiz olduğunu kesilen cezaları örnek göstererek çürütmeye çalıştı.
Kazanın oluş sebebine de vurgu yapan Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, kaza kırım raporunda açıklandığı gibi pilotların 60 derecelik bir rota sapması yaptığını söyleyerek “Pilotlar verileri yanlış girmiştir. Bu raporda da alenen belirtilmiştir. Kamuoyu 17 şirketi yolcu veya kargo taşıyıcısı olarak biliyor. Oysa sivil havacılığa bağlı 150’nin üzerinde havacılık işletmesi bulunuyor. Bu kadar işletmenin bağlı bulunduğu bir genel müdürlüğün taksirli adam öldürme suçundan yargaılanması düşündürücüdür. Bizlerin hata yaparak insan ölümüne sebebiyet vermemiz düşünülemez. Bizler de uçağa biniyoruz. Burada bulunan gerek yolcu yakınları ve gerekse sizlerde uçağa biniyorsunuz. Böyle bir ihmali nasıl yaparız” dedi.
Yaptıkları tüm çalışmaları yasalara ve onlardan doğan yönetmeliklere uygun olarak gerçekleştirdiklerini belirten Dr. Ali Arıduru, “Bizim arkadaşlarımız gece gündüz çalışarak sektörde en küçük hayataya önlemek için çaba sarfediyorlar. İşte bunun göstergesi olarak uluslar arası bir çok havacılık örgütünün yönetimine girdik” dedi.
Oktay Erdağı ve Ali Arıduru’nun savunmalarının tamamlanmasının ardından müşteki avukatlarından Şehnaz Doğan Yüzer söz alarak “Eritre’den getirilen cihazı kim takmıştır, kim teslim almıştır, sayın Ali Arıduru bir vidayı dahi lisanslı personelin taktığını belirtti. Bu arızalı cihazı kim takmıştır” şeklinde soru sordu. Avukat Yüzer’in sorusuna Ali Arıduru “Bahsi geçen cihazın arızalı olduğu söyleniyor. Bu cihazlar arızalı olsa uçak no-go duruma düşer ve uçuşa verilemezdi. Arzu edildiği taktirde SHGM arşivleri mahkeme heyetine açıktır. Cihazın kayıtları da şirket tarafından tutulmak zorundadır. Ayrıca her uçuştan önce pilotların olmazsa olmaz check-list’leri vardır. Bu check-list’ler kontrol edilip uçak çalıştırıldı ise arıza yok demektir. Eğer varsa kaptan pilot, bu uçakla uçmak istemediğini belirtir” diyerek yanıt verdi.
Mahkeme heyetinden söz hakkı isteyen SHGM Genel Müdür eski Yardımcısı Oktay Erdağı kaza sonrası aşırı derece bilgi kirliliği olduğunu ifade ederek, “Yaşanan olaydan sonra çok fazla bilgi kirliliği yaşanmıştır. Avukatlar havacılık alanındaki konulara vâkıf olmadığı halde bilip bilmeden konuşuyorlar. İnsanların gözyaşlarından prim yapılması sizce doğru mudur? Biz de bu davada suçlu kimse, doğru bilgilerle bir an önce tespit edilmesini talep ediyorum” dedi.
Müşteki avukatlarından Yaşar Öztürk de pilotların simulatör eğitimlerinin eksik olduğu yönünde iddialarda bularak, Erdağı’dan bu iddialara yanıt vermesini talep etti.
Erdağı, “Bilirkişi raporlarına göre yola çıkılırsa bir yere varılamaz. Çünkü bilirkişi olarak gösterilen İstanbul Teknik Üniversitesi bu konuda uzman değildir. Bu konu hakkındaki bilgiler Türk Hava Yolları, Türk Hava Kurumu, Anadolu Üniversitesi veya Türk Hava Kuvvetleri’nden alınabilir. 10 bin saaat uçuş olan bir pilotun eğitim süresinin yetersiz olduğu nasıl söylenir. 10 bin saat diyorum” diyerek iddialara yanıt verdi.
Mahkeme heyeti, iddia makamı savcıdan duruşmayla ilgili mütaalasını istedi. Savcı, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasını, dosyayla ilgili yeniden bilirkişi raporu oluşturulması için mahkeme dosyasının İstanbul Teknik Üniversitesi’ne gönderilmesine ve kazanın meydana geldiği gün pilotla en son irtibat kuran kişi olan Çelebi Hava Servisi Çalışanı Basri Yılmaz’ın tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Sanıklar, savcının İTÜ’nün bilirkişi olarak atanması talebine itiraz ederek, havacılık sektöründe fiilen faaliyet gösteren Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu veya THY yada THK gibi kurumlardan faydalanılmasını istedi.
Mahkeme, savcının mütaalasına uyarak sanıklarının tümünün dava duruşmalarına katılmasına gerek olmadığına hükmederek bir sonraki duruşmayı 2 Mart 2011 tarihine erteledi.
Yorumlar Tüm Yorumlar (17)