Anadolu Üniversitesi’nin ev sahipliği yaptığı 3. Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı bugün Eskişehir'de yapıldı.
Türk Sivil Havacılığı ile Savunma Sanayii’nin önde gelen kurum ve kuruluşlarının yöneticilerinin de katılımıyla gerçekleştirilen Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı’nın üçüncüsü bugün Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde bugün yapıldı. Konferansa, başta Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Ulaştırma Başkanlığı Müşteşarı Mehmet Habib Soluk, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal, Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Genel Müdürü İsmail Demir, TAI Genel Müdürü Muharrem Dörtkaşlı, Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksek Okulu Müdürü Mustafa Cavcar, Savunma Sanayii Müsteşarlığı Hava Araçları Daire Başkanı Sedat Güldoğan olmak üzere çok sayıda davetli katıldı.
"TOULOUSE GİBİ OLABİLİRDİK"3’üncü Ulusal Havacılık ve Uzay Konferası’nın açılış konuşmasını yapan Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen, “Siyasi nedenlerden dolayı Eskişehir’in havacılık konusunda beklenen noktaya yeterince gelemediğini görüyoruz. Gerekli kolaylıklar ve imkanlar sağlanmış olsa şehrimiz Fransa’nın Toulouse’u gibi olabilirdi. Anadolu Üniversitesi Türkiye’de havacılığın kabesi durumuna geldi” dedi. Büyükerşen, daha sonra konferansa katılan davetlilere geçmişte Türk Hava Kurumu ile birlikte düzenledikleri faaliyetleri ve yaşadığı tecrübeleri anlattı. Büyükerşen’in Anadolu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne giden yola uçak indirilmesi ve araba tamircisiyle yaşadığı havacılık maceralarıyla ilgili anıları katılımcılar tarafından tebessümlerle dinlendi.
Yılmaz Büyükerşen, Havacılık Endüstrisi’nin Türkiye’nin kalkınmasında çok büyük bir önemi olduğunu da sözlerine ekledi.
Konuşmasından sonra Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Yılmaz Büyükerşen’e katkılarından dolayı teşekkür plaketi sunuldu.
ULAŞTIRMA BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI MUSTAFA FIRAT: “YERLİ UÇAK ÜRETİMİ İÇİN ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR”
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Fırat, Türkiye Sivil Havacılık Sektörü’nün son yıllarda yaşadığı gelişmeleri kısaca anlattı.
Fırat, “Ülkemizde her alanda olduğu gibi sivil havacılıkta da gelişmelerin hangi noktalara geldiğini görebiliyoruz. Sayın bakanımızın girişimleri sonucu bölgesel havacılıktaki büyüme gözardı edilemez. Dünya otorilerinin çok uzun yıllarda ön gördüğü büyümeleri bizler 4-5 yıl gibi kısa bir sürede yakaladık. Yaşanan büyümeler sonrasında istihdam sayısı da arttı. Türkiye yolcu taşımacılığında dünya sıralamasında çok gerilerdeyken 13’üncü sıralara kadar yükseldi. Her ile bir heliport projesi, hava ambulans projesi, yeşil havaalanı, ekonomik havaalanı projesi gibi birçok proje de hayata geçirildi. Geçmiş dönemde kapatılan birçok havaalanı son dönemde yapılan atılımlarla yeniden halkın hizmetine sunuldu. Yeni havaalanları için de gereken girişimler yapıldı. Doğu illerimize de yeni havaalanlarının yapılması kararı alındı. Havaalanlarımız yap-işlet-devlet modeliyle daha modern bir yapıya kavuşturuldu. Devlet ve özel sektör birlikteliği sağlanmış oldu” şeklinde konuştu.
“Türkiye SANA ve SAFA Denetimleri sayesinde Dünya’da önemli bir konuma geldi” diyen Fırat, “Yerli uçak üretimi konusunda da çalışmalarımız sürüyor. Tek ve çift motorlu, tüm dünya tarafından tanınan iki uçak üretilmesi için gerekli adımlar atılıyor. Yerli uydu üretimi için de aynı şekilde çalışmalarımız sürüyor” ifadelerini kullandı.
19 yılda 22 bakanla çalıştığını söyleyen Fırat, “30 yıllık bir Ulaştırma Bakanlığı çalışanı olarak, bu süreç içersinde son döneme kadar çok fazla kişiyle birlikte çalışma imkanım oldu. Ancak son döneme kadar yaşadıklarımız gerçekten utanç vericiydi. Bundan önce her yıl yapıyoruz-yapacağız diye konuşmalar hazırlarken artık bu ifadelerin yerini yaptık-ettik konuşmaları alıyor. Bu da gelinen noktayı gösteriyor” dedi.
Ulaştırma Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Fırat, bakanlık olarak gelecek dönem planlarına da değindi. Soluk, “Başta İstanbul’a 60 milyon yolcu kapasiteli bir havaalanı olmak üzere başka illere de daha modern havaalanları yapılmasını hedefliyoruz. Daha önce de dediğim gibi 2 adet dünya tarafından kabul gören yerli uçağın üretilmesini hedefliyoruz. Bunun dışında uydu alanında dünya liderleri arasına girmeyi planlıyoruz” diyerek sözlerine son verdi.
GÜLDOĞAN: “STRATEJİK OLARAK DOĞRU YOLDAYIZ”SSM Hava Araçları Daire Başkanı Sedat Güldoğan da 3. Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı’nın programında bahsettikten sonra, Savunma Sanayii’nde insan faktörünün çok değerliği olduğunu söyledi. Havacılık alanında ciddi katmadeğerlerin üretildiği stratejik bir alan olduğunu ifade Güldoğan, sektör içerisindeki oyuncuların çok ileri noktalara ulaştığını belirtti. Güldoğan, Türkiye’nin stratejik anlamda doğru bir yolda ilerlediğini ifade etti.
SSM Hava Araçları Daire Başkanı Sedat Güldoğan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2003 yılında yurtiçi harcamalarının toplam bütçenin yüzde25’i kadar olduğunu ancak 2010 yılında bu rakamın yüzde 50’ye yükseldiğini söyledi.
SİVİL HAVACILIK GENEL MÜDÜRÜ DR. ALİ ARIDURU "TÜRKİYE NE DERSE O"Konuşmacılar arasındaki Türkiye Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru ise UHUK’un Türkiye’de gelişmekte olan havacılık sektörüne büyük katkılar sağlayacağını düşündüğünü belirterek başladığı konuşmasında, Sivil Havacılık Otoritesi olarak Türkiye’nin Uluslar arası alanda söz sahibi ülkeler arasına girdiğini belirtti.
Uluslar arası anlaşma sayılarının her geçen gün arttığını ifade eden Dr. Ali Arıduru, “Sivil Havacılık Sektör Temsilicileri’ni de dahil ettiğimiz toplantılarda yatırımcılarımız kendilerini dünya arenasına tanıtma imkanı buldu. Türkiye’nin birçok Avrupa ülkesinin sahip olmadığı Uçak Bakım Akreditasyonu alması büyük bir sıçrama noktası oldu. Yurtdışına giden ekonomik kayıp önlenmiş oldu. Bu anlaşma sayesinde bakımı yapılan uçaklar akreditasyon için yurtdışına gitmek zorunda kalmıyor. Türkiye’nin çevre ülkelerdeki 2 bin 500 uçağın bakımını yapabilmesi için de çalışmalarımız devam ediyor. Avrupa Sivil Havacılık Örgütü ECAC’ın hiçbir kademesinde yer almayan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi olan 10 yönetim kurulu üyesi dışında 11’inci üyesi olarak Avrupa Birliği dışında yönetime giren tek ülke olduk. Böylece Türkiye’nin şerh koyduğu hiçbir kararın çıkarılması mümkün değil” dedi.
Arıduru, bu alanda düzenlenen akademik toplantıların çok önemli olduğunu ve toplantılara tüm sektör paydaşlarının katılması gerektiğini söyledi. Türkiye’nin 2023 yılında 750 uçaklık bir sivil uçak filosuna sahip olacağının ön görüldüğünü belirten Arıduru, “Bu döneme geldiğimizde Türkiye’nin bulunduğu bölgede havasahasındaki uçak sayısının 5 bin civarında olacağını düşünüyoruz. Bu uçakların da parça tahsisleri ve teknik bakımları için de önemli bir fırsata sahibiz” şeklinde konuştu.
Havaalanları konusuna da değinen Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru, “Bundan önce ekonomik gerekçelerle kapatılan havaalanları yapılan girişimler sonucu yeniden sektöre kazandırıldı. Zarar ediyor denilen meydanlar karlı hale getirildi” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki yolcu sayısındaki büyümeden de bahseden Arıduru, “Hem iç hat hem de dış hat yolcu sayısının artış görüyoruz. Avrupa’da ve Dünya’da rakamlar eksilere indiği dönemlerde bile Türkiye bu rakamları artı değerlerde tutmayı başardı. Türkiye’de kargo taşımacılığı yok denilirken artık her geçen gün artış gösteren bir kargo kapasitesine sahibiz” dedi.
“BİZ ÖNDEYİZ, ÖZEL SEKTÖR GERİMİZDE... BİZİ YAKALAMALARI GEREKİYOR”
Arıduru, “Çevre ülkelere havacılık alanında SHGM hem de DHMİ olarak eğitim imkanı sağlandık. Bu imkan için de herhangi bir ücret talebinde bulunmadık. Bu eğitimler pahalı olmasına rağmen amacımız o ülkelerin uçak bakımlarını kazanabilmek için ücret talep etmiyoruz” diye konuştu.
Sivil Havacılık Genel Müdürü Ali Arıduru, “Türkiye Sivil Havacılık Otoritesi ikili uçuş anlaşmaları olmayan birçok ülkeyle bu anlaşmalara imza attı. Türk Hava Yolları da devasa reklam bütçesiyle bu anlaşma yapılan ülkelere uçuşlar düzenliyor ve o noktaların tanıtımını yapıyor” ifadelerini kullandı.
Arıduru, “Önceden otorite özel sektörün gerisinden geliyordu. Şimdi ise bizde işler değişti. Biz öndeyiz, özel sektör geriden geliyor. Buradan da özel sektöre sesleniyorum. Bizi yakalamaları gerekiyor” dedi.
DHMİ GENEL MÜDÜRÜ ORHAN BİRDAL: “TÜRKİYE TARİHE GEÇTİ”3. Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı’na konuşmacı olarak katılan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürü Orhan Birdal da katılımcılara önemli bilgiler verdi. Birdal, kuruluş olarak DLH Genel Müdürlüğü ile birlikte yürüttükleri ortaklaşa çalışmalarla, ülkemizdeki milyonlarca yolcuya ve çok sayıda havayoluna hizmet veren meydanların kontrol ve gelişiminden sorumlu oldukları söyledi.
Seyrü Sefer oranları hakkında da bilgi veren Birdal, uçuş trafiğinde artışın ciddi rakamlara ulaştığını ifade etti. DHMİ Genel Müdürü Orhan Birdal, “Tüm Avrupa’da volkanik patlama döneminde uçuş trafiği düşüş yaşarken, Türkiye yüzde 12’nin üzerinde bir artış kaydeden yegane ülke olarak tarihe geçmiştir” dedi.
Smart Projesi hakkında da konuşan Orhan Birdal, “Teknolojinn gerisinde kalırsanız bu trafiği yönetmeniz mümkün değil. Bu yüzden birinci sebebimiz teknolojinin yakalanması. Bunun dışında Türkiye Hava Sahası’nın tek bir merkezden yönetilmesini planladık. Bu hyüzden de Ankara’da bir merkez kurduk. Burada kontrolör başına düzen birim trafik sayısını azaltarak kaliteyi artırmayı hedefledik” şeklinde konuştu.
Birdal, Smart Projesi’yle birbirini yedekleyen bir sistem getireceklerini ve bu projenin 2 aşamada hayata geçirileceğini belirtti.
"CİDDİ İHRACAT RAKAMLARINA ULAŞMAMIZA AZ KALDI"TAI Genel Müdürü Murat Dörtkaşlı, kuruluş olarak gösterdikleri faaliyetlerden bahsetti. 3 bin 400 civarında bir istihdam sağladıklarını ve 1000’in üzerinde mühedisi kadrolarında barındırdıklarını ifade eden Dörtkaşlı, “Yavaş yavaş çalışmalarımızın meyvelerini sunmaya başladık. Çok kısa bir süre sonra da daha yeni ve teknolojik çalışmalarımızı duyuracağız” dedi.
Dörtkaşlı, TAI’nın 25 yıldan bu yana devletten hiçbir şekilde nakdi destek almadıklarını da söyledi.
ATAK’ın çok ciddi bir proje olduğunu ve yalnızca günlendirilmiş gövde ve motorun İtalyanlardan temin edildiğini onun dışındaki tüm sistemlerin milli yatırım olarak helikoptere dahil ettiklerini söyleyen TAI Genel Müdürü Murat Dörtkaşlı, bu helikopterlerin dünya pazarında müşterilere satışının gerçekleşmesinden sonra tek kalemde çok büyük ihracat rakamlarına ulaşılacağını ifade etti.
Konferansın sonunda katılımcılar, Eskişehir’e haftada 1 sefer düzenlendiğini bu yüzden de iş dünyasının bu uçuşlara talep göstermediğini belirterek günlük sefer düzenlenmesini istediler. Sivil Havacılık Genel Müdürü Dr. Ali Arıduru da konuya ilişkin olarak, "Siz Eskişehir olarak doluluk oranı garantisi verirseniz günlük seferlerin yapılması mümkündür. Ama biz herhangi bir şirketi bu uçuşlar için zorlayamayız. Sonuçta bu ticari bir konudur" dedi.
"SÖK-TAKLA OLMAZ, PARÇA ÜRETİMİ GEREKİYOR"3. Ulusal Havacılık ve Uzay Konferansı’nın öğleden sonraki oturumunda konuşan THY Teknik A.Ş. Genel Müdürü Doç. Dr. İsmail Demir, “Görevim icabı Bakım-Onarım konularına değineceğim. Bu bağlamda havacılık sektörünün iyiye gittiğine dair sinyaller var. Türkiye’nin bu alnadaki en büyük şansı, küresel krizden çok fazla etkilenmemiş olmasıdır” dedi.
Demir sözlerine şöyle devam etti: "Bakım-onarım sektöründen pay alabilmenin olmazsa olmazı var. Bu da yalnızca sök-tak değil parça üretimine de yönelmek olduğunu düşünüyoruz. Öte yandan petrol fiyatları bu kadar yüksekken havayolu şirketlerinin nasıl ayakta durduğu sorusu akıllara geliyor. Yakıt fiyatlarının dışında şirketlerin en büyük gider kalemlerinden biri de bakım-onarıma ödedikleri paralardır. Bunları en düşük fiyata yaptırabilen şirketler ayakta durma imkanı buluyor. Şu anda Türkiye’de 20 uçağı olan bir operatörün bakım-onarım için bize başvurması demek 10 milyonluk bir envantere tekabül ederken, bu işi kendileri yapmak isterlerse 25 milyonluk bir yatırım yapmaları gerekiyor. "
İsmail Demir, ilerleyen dönemlerde dünyanın sayılı MRO merkezlerinden biri haline gelmek istediklerini de sözlerine ekledi.
myTECHNIC Teknoloji ve İş Geliştirme Direktörü Can Erel de "Bizler, daha çok yabancı havayollarına hizmet veren bir yapıya sahibiz. Bizler üç nesildir bakımcıyız. Dedem ayakkabı tamircisiydi, o dönem ulaşım ayakkabıyla sağlanıyordu. Babam araba tamircisiydi. Ben de uçak tamircisi olabildim" dedi.
Türk Hava Sahası'nın içinde bulunduğu bir alan hesaplandığında 16 milyar dolarlık bir MRO pazarının olduğunu söyleyen Erel, "Biz bu paydan yüzde 10 alsak bu rakam 1,5-2 milyar dolar gibi bir rakama ulaşıyor ki bu mevcut payımızın yaklaşık 5 katı kadar bir rakama karşılık geliyor" şeklinde konuştu.
Konferansın sonunda tüm konuşmacılara katılımlarından ve katkılarından dolayı teşekkür plaketi verildi.
©AirportHaber.com
Yorumlar Tüm Yorumlar (16)