Geçtiğimiz günlerde Pegasus Havayolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı’nın yaptığı “Çok yakında ülkemiz havacılığında sadece THY, Pegasus, Sunexpress ve yarım olarak da Anadolujet; toplam 3,5 havayolu kalır” açıklaması sektörde bomba etkisi yarattı.
2005 yılı itibarıyla Esas Holding bünyesine geçen Pegasus, gerçekten sektörde çok iyi işlere imza atıyor. Taraflı tarafsız herkes Sabancı Ailesi’nin sermayesini havacılık sektöründe görmekten son derece memnun. Ali Sabancı zeki ve girişimci, konvansiyonel olmayan bir işadamı. Sözüm ona ‘alaylı, kıdemli’ pek çok havacı ise sektör dışından olmasını nedense fazla içlerine sindiremiyor. Çoğu medya söyleminde ben kendisinde biraz Ryanair’in CEO’su Michael O’Leary, biraz da Easyjet’in eski CEO’su Ryan Webster’in izlerini görüyorum. Aslında iş planında ilk başlarda daha çok Easyjet’i hedef alan Sabancı, son zamanlarda Avrupa havacılığının sevilmeyen şahsiyeti O’Leary’e benzemeye çalışıyor gibi.
Pegasus’un ana üs olarak en fazla büyüme potansiyeli olan Sabiha Gökçen’i seçmesi, diğer yarı kopya Düşük Maliyetli Havayolları’nın (DMH) aksine tam bir DMH iş planı uygulaması ve filosunu tek tip uçaklarla büyütmesi, Sabancı soyadının yarattığı güven algılaması ile birleştiğinde çok daha fazla yolcu tarafından tercih edilmesine sebep oluyor. Değişik fiyat kampanyaları yolcuları olumlu etkiliyor. Belki de şu anda Pegasus’un Türkiye’de küresel DMH iş planını Sunexpress ile birlikte uygulayan tek havayolu olduğunu söylemek mümkün. Bundan sonra ise yurtiçinde sağladıkları istikrarlı yolcu artışını rekabetin çok daha fazla olduğu uluslararası hatlarda göstermek gibi daha zor bir misyonları var.
SADECE 3,5 HAVAYOLU KALIR MI?
Ali Sabancı aslında böyle demeçler vererek havayoluna çok büyük bir misyon yüklediği gibi sempatisini de zorluyor bence. Zira Avrupa’da benzer iddialı demeçler, şirketin yönetim kurulu başkanından değil profesyonel yöneticilerinden geliyor. Ryanair’in 1991 yılında dümene O’Leary geçene kadar zarar eden bir havayolu olduğunun ve onun bile çok iddialı demeçleri ancak tanınırlıkları Avrupa’da arttıkça, 7-8 sene sonra yapmaya başladığını hatırlamamızda fayda var. Easyjet’e gelince… Onlar her zaman Ryanair’e oranla daha az keskin demeçler verdiler ve bu nedenle her zaman yolcuya daha sempatik gelmişlerdir.
Sabancı’nın stratejisini bilemem, ancak çok iddialı demeçleri havayolu adına profesyonelleri verse daha isabetli olur. Peki, 3,5 havayolu kalması öngörüsünün gerçekleşmesi biz yolcular için ne anlama geliyor? Her şeyden evvel daha az rekabet, daha sık artan bilet fiyatları anlamına gelir. Seçeneklerin fazla olması, verilen hizmetlerin kalitesine yarattığı etki açısından da çok daha iyi. Sabancı’nın öngörüsü kanımca kısa vadeden çok orta vadede gerçekleşebilir. Tabii ki bu olasılığın gerçekleşmesi, pazarın ve diğer havayollarının performansına endeksli.
ABD’den tsunami etkisiyle gelmesi beklenen ekonomik kriz gerçekleşirse ülkemizde de havayolu ile seyahat etmeye olan talep azalabilir. Bu durumda finans gücü fazla olan THY, Sunexpres ve Pegasus gibi havayolları diğerlerinden daha avantajlı olabilirler. Tabii ki bu olasılıkla beraber sektörde birleşmeler de olabilir. Yazılarımda defalarca belirttiğim üzere, 2008 sonu ve 2009 yılı ülkemizde havacılık sektörü için gerçekten bir dönüm noktası olabilir. Dikkatle izlemekte fayda var.
Akşam / Tolga Turgut
Yorumlar Tüm Yorumlar (9)