Görünen o ki dünyanın en büyük iki uçak üreticisi arasındaki rekabet özellikle tek koridorlu dar gövdeli uçak pazarında şiddetlenerek artacak. Bugün itibariyle Boeing, bu kategorideki siparişlerin yaklaşık üçte ikisini Airbus'a kaptırdı. Avrupalı üretici Airbus, pazarda daha erken davranarak havayollarının aradığı daha verimli tek koridorlu uçak pazarında liderliğini tescil etmiş durumda.
Geçtiğimiz günlerde resmi bir açıklama yapan Airbus'ın iki numaralı üst düzey yöneticisi John Leahy, verilen siparişler doğrultusunda, tek koridorlu ve dar gövdeli uçak kategorisinde en fazla tercih edilen modelinin 1.469 siparişle A320 NEO (new engine option) olduğunu açıkladı.
A320'nin rakibiyse şu anda dünya genelinde en çok uçan uçak unvanına sahip Boeing'in B737 modeli. ABD'li üretici Boeing, A320 NEO'nun rakibi olacak B737 MAX modelini 8 aylık bir gecikmeyle anons etmenin bedelini ödeyecek gibi görünüyor. Leahy bu kategoride pazar payının yüzde 60 Airbus ve yüzde 40 Boeing olarak oturacağı öngörüsünde bulunuyor. Öngörülemeyen yakıt fiyatları ve ekonomideki belirsizlik havayollarını zorunlu olarak kilometre başı koltuk maliyet hesaplarını sürekli olarak optimize etmelerini şart koşuyor.
Airbus'ın yaptığı bir diğer önemli hamle ise üretim merkezlerini Avrupa'nın yanı sıra Çin ve ABD'ye yaymak oldu. Zira şu anda Kuzey Amerika tek koridorlu uçak pazarının sadece yüzde 20'sini elinde tutan Airbus, pek yakında Mobile-Alabama'da açacağı üretim merkeziyle bu oranı çok daha fazla artıracağını öngörüyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde Boeing'in en sadık müşterilerinden American Airlines'dan aldıkları yeni A320 NEO siparişleri de bu öngörülerini tesciller doğrultuda.
HAVAYOLU ULAŞIMI HALA EN GÜVENLİ
2012 yılının ilk 10 ayı verilerine göre, dünya genelinde havayolu ulaşımında kaza istatistiğinin her 10 milyon uçuşta bir olarak elde edilmiş olması sektörde yeni bir rekor olarak görülüyor. Verilere göre en fazla kaza sayısı iş jetleri ve turbo-prop (pervaneli yolcu uçağı) kategorisinde izleniyor. Ticari yolcu jet uçağı kategorisinde ise 2012 yılında şu ana kadar irili ufaklı 14 kaza olmuşken, bu sebeple 320 kişi hayatını kaybetmiş durumda. Aslında bu rakam ülkemizde bir yılda karayollarında hayatını kaybedenlerin yüzde 10'undan bile daha az. Yetkililerin bu konudan ders çıkarmayacağına yüzde yüz eminim!
Birleşmiş Milletler'e bağlı olarak faaliyet gösteren Uluslararası Sivil Havacılık Organizasyonu (ICAO) yetkilileri her ne kadar bu istatistiğin sevindirici olduğunun altını çizse de bundan böyle daha fazla bölgesel çözüm odaklı çalışmalar yapacaklarını belirtiyorlar. Zira dünyada havacılık emniyeti kategorisinde kara liste bölgeleri olarak anılan Afrika, Eski Sovyet Bloğu ülkeleri ve Güney Amerika'da çok daha fazla gelişime ihtiyaç var ve denetimlerin de artırılması söz konusu.
DMH'LER ASYA-PASİFİK BÖLGESİNİ DE ETKİLEMEYE BAŞLADI
İş modeli olarak ABD ve AB ülkelerinde başlayıp tüm dünya da pazar payını artıran DMH'ler (düşük maliyetli havayolları), artık Asya-Pasifik bölgesinin dev havayollarını da etkilemeye başladı. Özellikle artan yakıt fiyatları ve öngörülemeyen ekonomik koşullar nedeniyle Singapore, Cathay Pacific ve Thai gibi havayolları artık ultra uzun hatlar (15 saat +) olarak adlandırılan uçuş hatlarını kaldırma kararı alırken, nispeten daha az riskli olan kısa-orta mesafe uçuşlara ağırlık vermeye başladılar. Singapore Havayolları uzun yıllardır gerçekleştirdiği dünyanın non-stop en uzun mesafeli iki hattı olan Singapur-Newark ve Singapur-Los Angeles uçuşlarını durdurma kararı aldı.
Havayolu işletmeciliğinde uçulan mesafe uzadıkça gider kalemleri arasında yakıtın değeri artar. Diğer bir ifadeyle yakıt, fiyat öngörüsü ve kontrolü özellikle bu yıllarda çok zor olan bir gider kalemi. Diğer taraftan premium yolcu olarak adlandırdığımız business ve firstclass yolcuları da bu konjonktürde 8 bin-12 bin dolar civarında değişen gidiş-dönüş bilet fiyatlarını artık ödemekte zorlanınca dünya da beş yıldızlı havayolu kategorisinde olan Singapore gibi havayolları bile zorlanır hale geldi.
Singapore Havayolları'ndan önce Thai Havayolları da Bangkok-Los Angeles hattındaki uçuşlarını durdurmuştu. Her iki havayolu da bundan böyle bölgesel ve uzun mesafeli (-15 saat) uçuşlara daha fazla ağırlık vereceklerinin altını çiziyor. Dilerim bu gelişmeler THY üst düzey yöneticileri tarafından da takip ediliyordur. İstanbul-Los Angeles hattıyla onlar da ultra uzun mesafe uçuşlarına adım attı ve daha fazla destinasyona da uçma niyetindeler. Umarım Singapore gibi çok başarılı havayollarının bile zorlandığı ultra uzun hatlar da onlar daha başarılı olurlar.
Yorumlar Tüm Yorumlar (12)