Birkaç yıllık gecikme sonrasında ilk müşterisi Japon All Nippon Airways (ANA) filosunda, 1 Kasım 2011 itibariyla öncelikle iç hatlarda uçuşlara başlayan Boeing 787, artık Tokyo-Frankfurt arasındaki 11,5 saatlik uzun uçuşlarına da geçmiş bulunuyor...
Pek çok Boeing yetkilisine göre, havacılıkta devrim yaratacak kadar iddialı olan model, yolcular gözüyle pek de büyük fark yaratabilmiş değil. Ticari uçuşlara başlamadan evvel yolculara vaat edilen daha az baş ağrısı, daha az jet-lag etkisi ve hatta bebek yolcuların uçuş esnasında daha az ağlaması gibi hususlar kısmen başarılmış olsa da iddia edilen büyük beklentilerin altında kalınmış gibi... En azından ilk izlenimler böyle. Dünya havacılığının, ağırlıklı olarak kompozit alaşımdan üretilen ilk uçağı olan Boeing 787, şu ana kadar rekor sayıda sipariş almış durumda. Havayolları, özellikle işletme maliyetlerini azaltması, yakıt tasarrufu, uçuş menzili ve ideal koltuk sayısı (200-280 civarı) nedeniyle modele büyük ilgi gösteriyorlar. Kompozit alaşım -en basit tercümeyle 'süper kuvvetli plastik'- nedeniyle yolculara sunulan kabin içi konforun göreceli olarak daha fazla olması bekleniyor. Bildiğiniz gibi sık ve uzun mesafeli uçuş yapan yolcuların en önemli şikayetleri, yolculuk sonrasında aşırı yorgunluk hissi, ciltte kuruma, baş ağrısı ve değişen saat dilimlerinden kaynaklanan jet-lag etkisidir. Boeing 787'nin kabinlerinde yapılan ölçümlere göre rutubet oranı yüzde 10-15 civarındayken diğer uçak modellerinde yüzde 4-7 arasında. Alışılagelmiş nem oranı iki misline çıkarılmış dahi olsa durum henüz beklentileri karşılayabilmiş değil. Yeni modelin sunduğu bir diğer avantajsa daha geniş çaplı pencereler ve ışıklandırma düzeni. Bu sayede yolcuların uzun seyahatler esnasında yaşayabileceği mide bulantısının azaltılması ve jet-lag etkisinin asgariye indirilmesi hedeflenmiş durumda.
Şu ana kadar 59 havayolundan toplam 870 adetlik sipariş almış olan modelle ilgili olarak yolculardan gelen ilk tepkilere Boeing'in yazılı cevabı 'Yolcu konforuyla ilgili sağladığımız gelişme tartışmalı olsa dahi, yeni bir modelde bu kadar yenilik kombinasyonun başarılmış olması kanımızca bir devrim niteliğindedir' şeklinde oldu. 787 Dreamliner modelinin uzun süre gecikmesi ya da çok iddialı olması yolcular nazarında beklentileri artırmış olabilir. Ancak modelin havayolları için sunduğu avantajlar sayesinde tercih edilmeye devam edeceği de kesin. Şu ana kadar THY dahil olmak üzere hiçbir havayolumuz bu modelden sipariş vermedi. Piyasada Dreamliner, tercüme etmek gerekirse rüyaların havayolu olarak anılan bu model özellikleri, menzili, yolcu konforu, işletme maliyetleri avantajlarıyla henüz devrim yaratmamış olsa da bir evrim yaratacak gibi gözüküyor.
(Tolga Turgut/AKŞAM)
Yorumlar Tüm Yorumlar (13)