İstanbul'da 777'yi park edecek yer yok
Cemal Gürsel'in ilk Türk otomobili Devrim hakkında söylediği sözü hatırlamanın tam yeri: 'Garp kafasıyla araba yaptık, şark kafasıyla benzin koymayı unuttuk.'
Önceki gün New York'tan THY'nin kiraladığı yeni Boeing 777 uçaklarla geldim... Uçağımız İstanbul'a indiğinde yaklaşık bir saat içinde bekledik, artık sabırlar tükenmişti ki pilot anons yaptı: '777 bildiğiniz gibi çok büyük bir uçak, kule bizi bir park yerine yönlendirdi ama son anda anladılar ki bu park yeri bu uçak için çok ufakmış. Şimdi yeni bir yere çekeceğiz, bu yüzden de havaalanını baştan dolaşacağız.'
Bu anons sırasında uçaktaki harita pozisyonumuz olarak Eskişehir'de olduğumuzu gösteriyordu! Evet, 777'miz var ama park yeri yok...
TK 002 sefer sayılı uçak havaalanının ücra bir köşesine park etti. Merdivenle indik, otobüslerle kapıya yönlendirildik... Dokuz buçuk saatten sonra, en fazla bu eziyet koydu. Valizlerin gelmesi için geçen bir buçuk saati de ekleyin; üzerine bir de IMF trafiği... Gün resmen bitti.
Yolculardan biri bana 'Siz gazetecisiniz, bu rezilliği yazacak mısınız' dedi.. Ben yazmadan dün hurriyet.com.tr'ye haber olmuştu zaten...
Benim açımdan bir rezillik de yolcuların uçak daha park etmeden ayağa fırlamaları, kabin görevlilerin de onlara hiç müdahale etmemeleriydi. Yaklaşık yarım saat havaalanında taxi pozisyonundaki uçakta ayakta yocluluk etti bazı yolcular; minibüs misali...
Maalesef, THY'nin yeni kabin personeli otorite kurma bakımından hiç yeterli değil... Yolcular cılız anonsları hiç takmadı...
Bunlar olumsuzluklar... New York'a yeni uçmaya başlayan Boeing 777'yle ilgili izlenimlerse yarına...
Not: Hem jet lag, hem de sonrasındaki aksaklıklar dünkü yazımı yazmama engel oldu. Herkesten özür dilerim...
Oray EĞİN
AKŞAM
Yorumlar Tüm Yorumlar (31)