Havacılık uzmanları, bundan 8 sene önce ‘Avrupa’da 10 yıl içinde tüm havayollarının 4-5 mega havayolu ekseninde birleşeceği’ şeklindeki öngörüleriyle fazla ciddiye alınmadılar. Kesinlikle yanılmadıklarının en güzel örneklerinden biri ise o tarihte de mega havayolları arasında başta gelen Lufthansa oldu.
Almanya dışından Swiss Airlines, Air Dolomiti (İtalya), Sunexpress (Türkiye), JetBlue (ABD), Luxair (Lüksemburg) gibi havayollarına sahip ya da ortak olarak devleşen kuruluş, geçtiğimiz günlerde Belçika’nın en önemli havayolu olan Brussels Airlines’dan aldığı yüzde 45’lik hisse ile genişleme sürecine devam ediyor.
Aslında efsanevi Sabena Havayolları’nın devamı olan Brussels Airlines, iş planı açısından network taşıyıcısı ile düşük maliyetli havayolu (DMH) modellerinin sentezini uygulayan, Belçika’nın en önemli network havayolu konumunda yer alıyor. AB uçuşlarında daha çok DMH, ancak Afrika gibi uzun menzil uçuşlarında ise network taşıyıcısı modeli ile çalışıyor. Lufthansa, nasıl Swiss Airlines’ı aldıktan sonra iki havayolunu birbirinden tamamen bağımsız işleterek Swiss markasını koruduysa, Brussels Airlines için de aynı planı öngörüyor. Böylece mevcut ana üsleri (hub) olan Münih, Frankfurt ve Zürih’e bir de Brüksel’i ilave ederek Avrupa’da en fazla ana üsse tek başına sahip olma ve yolculara seçenek sunma konusunda bir numaralı konuma yükselmiş oluyor.
65 MİLYON EURO’LUK YATIRIM
Lufthansa, Brussels Airlines’ın yüzde 45’lik hissesine 65 milyon Euro’yu sermaye enjeksiyonu şeklinde yaparken, kalan yüzde 55’lik hisseyi de satın almak için opsiyon hakkını elinde bulundurarak aslında çok stratejik bir hamle yapıyor. Edindiğimiz bilgilere göre yüzde yüz hissenin maliyeti 250 milyon Euro’ya kadar çıkabiliyor. Lufthansa Yönetim Kurulu Başkanı Wolfgang Mayrhuber’e göre, her iki havayolunun network’leri ve ürünleri birbirine uyumlu, birbirini tamamlıyor. Bu nedenle beraberce, daha uygun maliyetlerle müşterilere daha çeşitli ürünler ve farklı seçenekler sunabilecekler. Doğal olarak bu anlaşma AB ilgili otoritelerin onay sürecine tabi. Geçen yıl Lufthansa grubuna ait havayolları 208 noktaya uçup toplamda 63 milyon yolcu taşırken, Brussels Airlines 62 noktaya uçarak toplamda 5,8 milyon yolcuya hizmet vermiş durumda.
Görünen o ki Lufthansa, sekiz yıl önce orta-uzun vade için öngörülenleri haklı çıkarmak ve
AB’deki 4-5 mega havayolundan biri olma doğrultusunda emin adımlarla ilerliyor. Bu arada Austrian Airlines’a ortak olmak için de ciddi bir teklif yaptıklarının altını çizmek gerekir. Şayet bu da gerçekleşirse Orta Avrupa’nın megası Lufthansa demek doğru olacak sanırım.
LUFTHANSA’DAN ÖZEL FİYATLAR
Almanya’nın dev havayolu Lufthansa tarafından yolculara sunulan ekonomik uçuş olanaklarından bazılarını yeri gelmişken bildirmek isterim. Çok cazip olan bu fiyatlar, tüm vergiler ve hizmet bedelleri dahil gidiş-dönüş ekonomi sınıfı uçuşlar için geçerli.
17 Eylül 2008 - 30 Nisan 2009 tarihleri arasında, İstanbul, Ankara ve İzmir’den uçacak yolcular biletlerini 31 Aralık 2008 tarihine kadar satın almak kaydıyla;
Amsterdam’a 363 Euro
Barselona’ya 333 Euro
Berlin’e ve Köln’e 99 Euro
24 Eylül 2008 - 26 Mart 2009 tarihleri arasında, İstanbul, Ankara ve İzmir’den uçacak yolcular, biletlerini 30 Eylül 2008 tarihine kadar satın almak kaydıyla;
Los Angeles’e 795 Euro
New York’a 701 Euro
Miami’ye 804 Euro
Hong Kong’a 695 Euro
Pekin’e 650 Euro
Tokyo’ya 664 Euro ödeyerek seyahat edebilirler.
TUR OPERATÖRÜ KÖKENLİ HAVAYOLLARININ İŞİ AVRUPA’DA ÇOK ZOR
Geçtiğimiz hafta, İngiltere’nin en büyük tur operatörlerinden olan XL, bünyesindeki XL Havayolu ile beraber iflasını ilan etti. Türkiye de dahil olmak üzere yaklaşık 50 farklı destinasyona İngiliz turistleri taşıyan XLTravel, iş planlarındaki hata nedeniyle daralan dünya ekonomisine paralel olarak tarihe gömüldü.
Filosunda toplam 24 uçak olan havayolu, aslında ticarette yumurtaların aynı sepete konulmaması gerektiğine tekrar bir örnek oluşturuyor. Yıllar evvel ülkemizde daralan ekonomi nedeni ile tüm yatırımlarını turizme bağlamış olan İstanbul Havayolları da aynı şekilde iflas etmişti. Yatırımcıların niye öngörüp, sektörel riski doğru dağıtmadan iş yaptıklarını hiç anlamam. ABD’den gelen ekonomik kasırga ile Avrupa’da sadece turizme hizmet ederek tarifesiz uçuş yapan ve filosunda kırktan daha az uçağa sahip tüm havayolları ivedilikle iş planlarını gözden geçirmeliler. Aksi halde ya batar ya satın alınır ya da çok yakında başka havayolları ile birleşirler. Az da olsa düşme trendine giren petrol fiyatları bence kimseyi yanıltmamalı. Dünyadaki ekonomik daralma insanların cebini yakmaya başladıkça ilk iptal veya revize edilecek harcamalar seyahat ve tatil harcamaları olacaktır. Ülkemizde durum AB havayollarına nazaran nispeten daha baş edilebilir gibi, çünkü Türk ekonomisi ve insanı krizlerden daha çabuk toparlandığı gibi, Türk bayraklı taşıyıcılarımızda AB’li taşıyıcılara nazaran daha az rekabet içindeler.
Tolga Turgut / Akşam
Yorumlar