Milliyet gazetesi yazarlarından Mehmet Tezkan, bugünkü yazısında, Sabiha GÖkçen Havalimanı'na iki ay aradan sonra gidişinden bahsetmiş. İşte o yazı...
İki ay oluyor.. Sabiha Gökçen’den uçmuştum.. Güvenliği geçip içeri girmek, uçağa ulaşmak bir dertti.. Tek kapı açıktı, güvenlik elemanı yok denecek kadar azdı..
Haliyle yolcuya beklemek düşüyordu..
O gün yazdım!..
Bugün de yazmam gerek..
Cuma sabahı yedi uçağına bineceğim.. Yine aynı sıkıntı olur diyerek zamanından çok önce gittim.. Alana geldim, binanın dışı araçtan geçilmiyor, inen, binen.. Belli ki o saatte çok sayıda uçak kalkacak..
Eyvah dedim yine ayvayı yedik.. Sinir harbi başlıyor..
İlk güvenlikten nasıl geçtim bilmiyorum, pat diye içerdeyim; Allah Allah nasıl oldu!..
Uçuş kartımı aldım ikinci güvenlik noktasına geldim, kalabalık aynı kalabalık, ama 30 saniyede içerdeyim..
Durdum, bir süre izledim..
Sabahın altısında geçiş noktalarının tümü açıktı.. Göz ucuyla saydım 30 güvenlikçi çalışıyordu.. (Sekiz geçiş kapısı var)
Kutlamak gerek..
Sıfır eziyet..
İki ay önce o eleştiriyi yazdıysam, bugün bu kutlamayı da yazmam gerek..
Not: Sabiha Gökçen sadece bu hizmetiyle değil, yeme-içme merkezleriyle de dört dörtlük olmuş..
Mehmet Tezkan
Milliyet
Yorumlar Tüm Yorumlar (9)