Uçakların hava meydanındaki hareketlerinden başlayarak; kalkış, yükselme, belirtilen uçuş yüksekliğinde seyretme, alçalma ve inişe kadar tüm aşamalarda, pilotların gözü kulağı olmak. Bu meslek, dünyanın en stresli mesleklerinden kabul ediliyor. Çünkü yapılan bir hata, uçakların çarpışmasıyla sonuçlanabiliyor.
Yaşar, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo TV bölümünden mezun olduktan sonra gittiği İngiltere’de duymuş ilk kez bu mesleği. Döndükten sonra Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nin düzenlediği kurslara başvurmuş. İngilizce sınavı, İngilizce mülakat ve mesleğe uygunluğunun ölçüldüğü mülakatın ardından kursa katılmaya hak kazanmış. Yaklaşık bir yılda tamamlanan eğitiminin ardından, sınavları geçerek lisans almış. Atatürk Havalimanı’nda önce asistan kontrolör, bir yılın ardından kontrolör olarak çalışmaya başlamış.
Hava trafik kontrolörlerinin sorumluluk alanı üçe ayrılıyor: Meydan (kule) kontrol, Yaklaşma kontrol ve Saha kontrol. Kule’de görevli kontrolörler, uçakları görerek çalışıyor. Bir uçak, Kule’den gerekli bilgi ve izinleri aldıktan sonra kalkışa geçiyor. Yüksekliği 1000 fite (300 metre) ulaştığında, tüm kararların radarın göstergelerine göre verildiği Yaklaşma kontrolün sorumluluk alanına giriyor. 17.000 fitten (5.180 metre) sonra da, yine radarlarla çalışan Saha kontrolün sorumluluk alanına giriyor. Gülsefa Yaşar’ın bu üç dereceyi toplaması 3 yıl sürmüş. "5’inci yılda artık ya hata yaparsam diye düşünmeden, korkmadan çalışabilmeye başladım" diyor.
Bir hafta kendime gelemedim
"Ben, iniş ve kalkışlara izin veren Yaklaşma kontrolde görevliyim. Burada çalışmak için, ani karar verme yetisinin yüksek olması gerekli. Dört farklı yoldan uçaklar geliyor. Bunları, aynı piste inmeleri için aralarındaki mesafe 5 milden (8 km) daha az olmayacak şekilde sıraya sokmamız gerekiyor. Hesaplamaları akıldan yapıyoruz. Ardından, inişi veren birim olan Kule’ye devrediyoruz. Pilot hızını, yüksekliğini, gideceği yolu kontrolörün talimatları doğrultusunda yapıyor. Bu arada, sorumluluk alanımızda Atatürk Havalimanı’nın yanı sıra civar meydanlar olan Çorlu, Bursa Yenişehir ve Tuzla Sabiha Gökçen de var. Yani aynı anda hem Sabiha Gökçen’e, hem de Atatürk Havalimanı’na uçak indirip kaldırıyorsunuz. Çok boyutlu düşünmek ve hareket etmek zorundasınız."
Peki Yaşar, hiç hata yapmamış mı bugüne kadar? "10 gün önce öyle bir şey yaşadım" diyor: "İki uçak birbirine tehlikeli bir şekilde yaklaştı. Bir hafta kendime gelemememe neden oldu, uyku dahi uyuyamadım. O an TCAS adlı sistem devreye girerek kendi kendine çözüm üretiyor. İki uçağın birbirine yaklaştığını algılayıp, birine alçal, diğerine yüksel diyor. Bu noktada kontrolörün görevi sona eriyor, kesinlikle müdahale etmemesi gerekiyor. Çünkü kontrolör ve cihaz birbirinin tersi komutlar verirse, işler karışabilir. Bu noktada kontrolörün soğukkanlılığını kaybetmemesi, hiçbir şey yapmaması gerektiğini hatırlaması gerekiyor. Ben mikrofonu bıraktım ve izledim. O çaresizlik korkunç bir şeydi. O an soğuk terler boşanıyor, titremeye başlıyorsunuz, kalp atışlarınız hızlanıyor. Ama bu işi yapıyorsanız bunları yaşayabiliyorsunuz." Bu gibi durumlarda komisyon kayıtları inceliyor; hatalı pilotsa uçuşu kısıtlanıyor, kontrolörse maaşı asistan maaşına çevriliyor.
Hava trafik kontrolörleri vardiyalı çalışıyor. Bir gün gündüz, ertesi gün gece çalışıp, sonrasındaki iki gün izin yapıyorlar. Gündüz mesaisi 12 saat, gece mesaisi 13 saat sürüyor. Bir kontrolör, mesaisi içinde 2 saat çalışıp, 2 saat dinleniyor. Yaşar, "Monitör başında olduğumuz iki saat boyunca, kafamızdaki her şeyi silip, sıfır hata kuralıyla, o trafiği idare etmekten başka hiçbir şey düşünmüyorsunuz" diyor. Peki işin tatmin boyutu ne seviyede? Şöyle açıklıyor: "Ana karar mekanizması siz olduğunuz için, 30-35 trafiği birbirinden ayırıp sürekli aktif bir şekilde sorun çözdüğünüz için keyif alıyorsunuz. Hükümranlık gibi bir şey oluyor, o an kendinizi gerçekten farklı ve önemli hissediyorsunuz. O strese rağmen manevi doyum sağlıyor. Yoksa gerçekten dünyanın en stresli işi."
Rüyamda uçakların çarpıştığını görüp uyanıyorum
Çalıştığım sırada, ekrandaki noktaların birer uçak olduğunu, içinde yüzlerce insan taşıyor olabileceğini düşünmüyorum. O noktaların birbirine kesinlikle yaklaşmaması gerektiğini biliyorum. Onları insan olarak düşünmeye, o baskıya insan dayanamaz herhalde. Ekran başındayken, iki nokta çarpışırsa ne olacağı aklıma gelmiyor ama trafik yoğunluğu kapasitemi zorlamaya başlarsa, hata yapabilirim diye düşünmeye başlıyorum. Hızlı görmek, çözüm getirmek zorundasınız. Bu zorundalık, otomatik çözüm geliştirmeyi beraberinde getiriyor. Rüyamda iki uçağın çarpıştığını görüp, kan ter içinde uyandığım çok olmuştur. Onların havadan süzülüşleri, parçalarının kopmalarını görebiliyorum. Meslekteki kişiler için, böyle bir rüya görmemişse tam kontrolör olmamış derler hatta.
Başlıca meslek hastalıkları asabiyet ve sabırsızlık
İlk zamanlar bir sorun olduğunda, eve gidip ağlardım. Zamanla onlar geçti. Stresle baş etmeye alışıyorsunuz. Ama stresin getirdiği hastalıklar var. En sık görülenler ülser, kalp rahatsızlıkları, asabiyet, sabırsızlık. Anlık kararlar verdiğiniz için, mesela bankada bir dakika bekleyin dendiğinde sinirleniyorsunuz çünkü size göre hiçbir iş ertelenemez. Ailelerimizin ortak şikayeti ise yüksek sesle konuşmamız. Sürekli kulaklık ve mikrofonla çalıştığımız için, yüksek sesle konuşmaya alışıyoruz.
Bazı pilotları seslerinden tanıyoruz, onlar da bizi tanıyor. Sesini duyduğumda eyvah bu çok aksi bir adam, her şeyden yakınır ya da bu geç anlar diye düşünebiliyorum. Mesela Fransız pilotları nedense hep geç anlarlar, 3-5 kez söylemek zorundasınız. Arada espriler olur, "İstanbul İstanbul güzel İstanbul" diye bir ses gelir mesela. Espriler de yapılıyor. Bir seferinde mikrofonu bağırış çağırış çalışan bir kontrolörden devraldığımda pilot, "Oh be ablacığım, hoş geldin" dedi. Arada atışmalar da oluyor. Ama onlar havada oldukları için, sinirlendirmemek için hep alttan alan biz oluyoruz. Ne zaman ki o da yere iniyor, o zaman kozlarımızı paylaşıyoruz.
Türkiye’de hava trafik kontrolörlerinin aylık kazancı 2.700 YTL. Üç yıldır bu mesleği yapan da, 20 yıldır yapan da aynı ücreti alıyor. Asistan kontrolör maaşı ise 2.500 YTL. Avrupa’da bu meslek 15-20 yıl yapılabiliyor. Bizde ise bir yaş sınırı yok, 30 yıla yakın süredir mesleğini sürdürenler var. Türkiye’de hava trafik kontolörleri devlet memuru statüsünde, 657’ye bağlı sözleşmeli personel olarak görev yapıyor. Yetişmiş 750 hava trafik kontrolörü var; bunların 640’ı hava meydanlarında, geri kalanı ise kontrolör yetiştirilen eğitim tesislerinde çalışıyor.
Hava trafik kontrolörlerinin kabusu olan, iki uçağın havada çarpıştığı kazalardan sonuncusu, 1 Temmuz 2002’de meydana geldi. Almanya’nın Überlingen kenti üzerinde bir kargo uçağı ve bir Rus yolcu uçağı çarpıştı. İki uçak da aynı irtifada aynı noktaya ilerliyordu. İki kontrolörden biri mola vermişti. Görev başındaki kontrolör, çarpışmadan 50 saniye önce, Rus pilottan alçalmasını istedi. Bu sırada kargo uçağı da, TCAS’ten aldığı ikaz üzerine alçalmaya başladı. Her iki uçak da alçalırken birbirine girmişti. Kurtulan olmadı. Psikolojik tedavi gören kontrolör, kazada yakınlarını kaybeden biri tarafından öldürüldü.
Yenibiris.com
Yorumlar Tüm Yorumlar (15)