Pegasus Havayolları Genel Müdürü Sertaç Haybat, “İstanbul ve Bölgenin Hızla Artan Hava Ulaşım Talebi ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nın Rolü” konulu konferansta Sabiha Gökçen’de yaşadıkları zorluklardan bahsetti.
Türkiye’de ilk defa bir havayolu şirketinin, havaalanıyla birlikte büyüyerek bir yerlere geldiğini açıklayan Haybat, Türkiye’de yurtiçi pazarın son dört yılda yüzde %13 büyüdüğünü, Pegasus’un yolcu sayısının ise %42 artışa çıktığını, 32 uçaklık bir filoyla 10 milyondan fazla misafiri uçurduklarını belirtti.
Yaşadıkları en büyük sıkıntı olarak Atatürk ve Sabiha Gökçen’in yaklaşma kontrollerinin aynı hava sahaları içinde olması olduğunu belirten Haybat, bu sahaların birbirinden mutlaka ayrılmaları gerektiğini ifade etti.
Haybat geçtiğimiz günlerde Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havaalanı’nda uygulanmaya başlayan RNAV projesi ile ilgili şunları söyledi; "Yeni uygulanmaya başlanan RNAV projesi bizim beklediğimiz bir projeydi. Güzel bir uygulama fakat bir yerde bir yanlış var. Pegasus olarak bir araştırma yaptık. Bu uygulamadan sonra uçaklarımızın havada fazladan 5 dakika kaldığını gördük. Şimdi 5 dakika fazla havada kalmak nedir ki? diye sorabilirsiniz. Bu uygulamanın bizim şirketimiz için 15 günlük maliyeti 300.000 doların üstünde. Yani bu uygulama bize yarardan çok zarar getirmiştir.”
Askeri hava sahalarından dolayı yolların uçakların rotalarında uzamalar meydana geldiğini ifade eden Haybat, “Bizim yaptığımız çalışmalar sonucu İstanbul – Bodrum arası uçakla Balıkesir Bandırma askeri havasahaları olmasa bu yol 10 dakika kısalıyor. 10 dakika demek havayolu şirketinin yaklaşık maliyetlerinde %15- %20 azalma demektir. DHMİ ve Askeriye arasında iyi bir iletişim ile bu zararın ortadan kaldırılması gerekmektedir” diye konuştu.
Sabiha Gökçen’de bulunan pistin CAT1 olduğunu, mevcut pistin kategorisini CAT2 yapılabilecek imkanların bulunduğunuda sözlerine ekleyen Haybat “Pistin başlangıcına 500 metrelik bir platform gerekiyor. İki yöne yapmak gereksiz tek bir yöne yapılabilir. Sis varken iniş ve kalkışları oradan yaparsınız. Sis olduğu zaman rüzgarda olmaz. CAT 2 yapılmasının değerlendirilmesini talep ediyorum. 2010’da mevcut pistin kapanması nedeniyle 45 uçağımız divert etmiş. 110 uçuş iptal olmuş. 17823 misafirimiz bu olaydan olumsuz etkilenmiştir. Misafirlerine pistin neden kapalı olduğunu anlatamıyorsunuz.
28 trafik hakkı verilecekse paralel pist neden yapılıyor?
Genel Müdür Haybat, Sabiha Gökçen’e yapılacak ikinci pist hakkında da açıklamalarda bulundu. Haybat; “Paralel pist olayı hakkında açıklama yapmak istiyorum. Sabiha Gökçen’de bir uygulama başlıyor. Pistin kapasitesi 14+14:28’le sınırlandırılmıştır diyorlar. Ayrıca bu uygulama hiç bilgi verilmeden yapılıyor. Bir gün bakıyoruz ucaklar slot yiyor. Eurocontrol slot vermiyor. Pist bomboş uçak pist başında bekliyor. Ama yok saat başı kalkacaksınız. Böyle bir kısıtlama yapılıyorsa önce havayolu şirketi bilgilendirilmelidir. Bugün bu panelde havayollarından bugün çok az bahsedildi. Kusura bakmayın ama bu oyunun kahramanı havayollarıdır. Havayolları olmasa ne havaalanlarına ne hava trafik sahasına ihtiyaç var. Bizim zamanında kalkışımızı en çok etkileyen şey bu kısıtlamalardır. Peki bu kısıtlamalar varken buraya neden ikinci bir pist yapılıyor? Hava trafik sahasının trafik sayılarına göre yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Bunlar yapılmayacaksa paralel pist yapmanın hiç bir anlamı yok” diyerek DHMİ’nin bu kısıtlamaya çözüm bulmasını istedi.
Transit yolcu konusunda ayrım yapıldığını ve Sabiha Gökçen Havaalanı’nın Atatürk Havalimanı’ndan pahalı bir havaalanı olduğunu ifade eden Haybat; “Transit yolcu bizim için önemli bir pazar. Dış hat uçuşlarımızdaki misafirlerimizin %35’i transit yolcu. Türkiye içinden gelip Avrupa’ya devam ediyor. Dolayısıyla burada transit kolaylıklarının arttırılması gerek. Sabiha Gökçen’e transit pasaport kontrol noktası yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
Sabiha Gökçen Havalimanı Atatürk Havalimanı’ndan daha pahalı bir havaalanı haline gelmiştir. Burada bir yanlış yapılmaktadır. Hem Sabiha Gökçen’e uçup hem transit taşımacılık yapıyorsanız baştan kaybediyorsunuz. DHMİ yönetimindeki aynı havaalanından AHL yada SAW’a indiğinizde farklı yurtdışı tax fiyatları ödüyorsunuz. Bu ikili uygulamaya son verilmesi gerekmektedir. Trabzon Havalimanı’ndan çıkarken 3 Euro ödeyerek Sabiha Gökçen’e geldiniz. Buradan da yurtdışına çıkacaksınız. Buradan da 15 Euro ödüyorsunuz. Toplam 18 Euro ödemiş oluyorsunuz. Aynı şeyi Atatürk Havalimanı’nda yaparsanız, Trabzon’dan AHL’ye ödeme yapmadan inebiliyorsunuz. Ayrıca AHL’den çıkışta sadece 15 Dolar ödüyorsunuz. Ben bu uygulamaların yeniden düzenlenerek, havacılık sektöründe özel havayollarının önüne çıkan bu engellerin kaldırılmasını, Sayın Bakanımızın dediği gibi “Havayolunu, Halkın Yolu” haline getirmek istediğimi söylemek istiyorum” diye konuştu.
©AirportHaber.com
Yorumlar Tüm Yorumlar (32)