2001’de bir konferansta Easyjet’in eski CEO’su Ray Webster’ı izleme fırsatım olmuştu. Düşük maliyetli havayolu (DMH) iş planlarını anlatırken ‘No walls no secretaries/Ne duvarlar ne sekreterler’ şeklindeki insan kaynağı uygulamalarını hayranlıkla dinledim.
Webster, personele ayrı odalar vermek yerine açık ofisler kullanarak hem maliyeti düşürdüklerini hem de takım çalışmasını arttırdıklarını belirtmişti. Easyjet gibi havayollarının hiçbir ofisinde çaycı, ofisboy, sekreter gibi pozisyonlar yok. Self servis bir ortam var ancak buradan elde edilen tasarruf personele çoğu havayoluna göre daha yüksek maaş imkanı sağlıyor. Evvelden bayrak taşıyıcısı, günümüzde ise network taşıyıcısı olarak tanımlanan havayollarının (Lufthansa, British Airways, Air France gibi) belki de o dönemde uygulamaya başlaması gereken bu model, dünyayı etkilemeye başlayan kriz nedeniyle daha yeni dikkate alınıyor.
Gerek ABD gerekse Avrupa’daki havayolları personel çıkartmaya başladıkları gibi mevcut personeli efektif değerlendirebilme konusunda çalışmalar yapıyor. 1 yıldır bu köşede, ekonomik daralma/kriz sinyallerinin havacılık sektörü üzerine çöktüğünden birkaç kez bahsettim. Maalesef yanılmadık. ABD’den gelen iflas ve birleşme haberleri artık Avrupa’dan da duyulmaya başlandı ve artabilir de. British Airways gibi mega havayolları bile kârlılıklarını sürekli kılabilmek üzere arz kapasitelerini azaltacaklarını, her yıl 3 bin personelin işine son verebileceklerini net olarak ifade etmeye başladılar.
Airlingus’tan transfer edilen eski pilot Willi Walsh gibi bir iş modeli dönüşüm ustasını bünyesine kattığından beri British Airways’de maliyet azaltma yönündeki hamleleri sık duyar olduk. Walsh, Airlingus’u kısa menzil uçuşlarda DMH konseptine dönüştürmeyi başarmış, tabii ki bunu yaparken çok sayıda personeli işten çıkartmıştı. Herhalde o günlerde havayolunun koridorlarında dolaşırken çok popüler değildi ancak bugün eğer Ryanair rekabetine rağmen ayakta kalan bir Airlingus ve orada ekmeğini kazanan yüzlerce insan varsa bunun en büyük nedeni yaptıkları olsa gerek.
Şimdilerde de orta-uzun vadede British Airways’in bu daralma ve radikal kararlar sayesinde aldığı önlemlerle güçlenip daha efektif bir yapıya ulaşacağını düşünüyorum. Willie Walsh, bu yıl Heathrow’da çok sorunlu bir şekilde açılan Terminal 5 için sorumluluğu üstüne alarak stratejik bir zamanlama hatası yaptıklarını belirtti. Bu yıl hak ettiği primi de almayarak çok sorumlu ve onurlu bir davranışla hem sektöre hem personeline örnek oldu. Başarıyı hak eden, etmeyen herkes sahiplenir ancak sadece gerçekten önce şirketim diyebilen liderler başarısızlığın da sorumluluğunu omuzlar...
Tolga Turgut / Akşam
Yorumlar