Eski Başsavcı, AP'nin KTHY kararını yorumladı

Rum eski Başsavcı Alekos Markidis, Avrupa Parlamentosu (AP) Hukuk Komitesi’nin Doğrudan Ticaret Tüzüğü’yle ilgili kararını; Kıbrıs Türk Hava Yolları (KTHY) ve CTA Holidays’in Ercan Havaalanı’na doğrudan uçuş yapılması talebine karşın İngiltere Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği ret kararını onayan İngiltere Temyiz Mahkemesi kararına dayanarak aldığını öne sürdü.

Markidis AB’nin KKTC’yle doğrudan bağlantı kurulmasına müsaade edemeyeceğini, bunu yapması halinde Rum yönetiminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağını ve davayı da kazanacağını iddia etti.

Alekos Markidis; Avrupa Parlamentosu Hukuk Komitesi’nin, KKTC limanlarından AB ülkelerine ticareti düzenleyen Doğrudan Ticaret Tüzüğü’yle ilgili aldığı son kararı Alithia’ya değerlendirdi.

İngiliz Temyiz Mahkemesi etkili oldu

Markidis, AP Hukuk Komitesi’nin Doğrudan Ticaret Tüzüğü’yle ilgili kararını; Kıbrıs Türk Havayolları Şirketi ve CTA Holidays Şirketi’nin; Ercan Havaalanı’na doğrudan uçuş yapılmasına ilişkin İngiltere Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği ret kararını onayan İngiltere Temyiz Mahkemesi kararına dayanarak aldığı görüşünü ortaya koydu.

Ercan’a direkt uçuş yapılmasının “yasadışı olduğuna” ilişkin, gerek İngiltere Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gerek Temyiz Mahkemesi’nin Uluslararası Hukuk’a dayanarak verdiği kararın İngiltere mahkemelerinde artık özgün bir karar haline geldiğini, AB’nin de başka devletlerle, “yasadışı olmamaları koşuluyla” bağlantı kurabileceğini savunan Markidis, “Kıbrıs Cumhuriyeti bu davalara ilgili taraf olarak katıldı. Bu kararlar, AB’nin ve AB ülkelerinde çalışan bütün mercilerin dikkate almak zorunda olduğu kararlardır” dedi.

KKTC’nin “yasadışı bir devlet olduğunu” iddia eden Markidis, bu böyle olduğu sürece Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün uygulanamayacağını, ancak Rum yönetiminin ve yetkililerinin Avrupa Parlamentosu’nda rahat davranmaması gerektiği uyarısında bulunarak şunları söyledi:

“Çünkü Avrupa Parlamentosu’nun son kararı, çok önemli ve hukuki açıdan çok ikna edici olmasına rağmen; işgal bölgeleriyle doğrudan bağlantı kurulması yolu bulunmasında ısrar eden bazılarının tavrından anlaşıldığı üzere bu meselede siyasi bir renk tonu da var.

Ancak Avrupa Parlamentosu’nun kararından sonra bizim cephaneliğimizin güçlendiği kuşkusuzdur. Bu karar; aksi umulmasına rağmen daha sonra doğrudan bağlantı onaylanırsa Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracağına ve böyle bir bağlantıyı bertaraf edeceğine eminim. Birileri meseleyi yeniden Avrupa Parlamentosu’nun gündemine getirmek isterse de başaramayacak.”

Markidis, Avrupalı yetkililerin Rum yönetimine karşı olumsuz tavırlarına neden olanın; 2004 yılında Ada’nın iki tarafında eşzamanlı olarak düzenlenen referandumlarda Rum tarafından çıkan sonuç değil, referandumların ardından Rum yönetimi tarafından uygulanan siyasi vitrin olduğu görüşünü belirtti.

“Müzakereler kesilirse zor duruma düşeriz”

Kıbrıs müzakerelerine de değinen Alekos Markidis, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasında yürütülmekte olan doğrudan müzakerelerin başarısız olması ve zorunlu olarak kesilmesi halinde Rumların çok zor duruma düşecekleri uyarısında bulundu, bunu şöyle izah etti:

“BM Genel Sekreteri ve uluslararası camia, müzakerelerde ilerleme kaydedilememesinin sorumluluğunu bize yüklerse sözde KKTC’nin siyasi açıdan yükseltilmesi yönünde bir çaba harcanacak. Her gün işittiğimiz, Türk uzlaşmazlığına ilişkin bütün açıklamaların uluslar arasında karşılığı olmayacak. Çünkü Türk uzlaşmazlığı olduğu konusunda ikna etmeyi başaramadık. Türkiye; yapıcı bir oyun oynadı, biz bunu etkin şekilde göğüslemeyi başaramadık.”