Kıbrıs Postası köşe yazarlarından Eşref Çetinel "Bir türlü keyfimizi bulamıyoruz" başlıklı yazısında KTHY'yi bile kurtaramayanlar KKTC'nin batışına nasıl engel olacaklarını sordu. İşte Çetinel'in o yazısı...
İnsafımızın bam teline vurduğumuzda diyoruz ki “sürekli şikâyet etmeyi alışkanlık haline getirmek her halde gazeteci oluş işlevinde 4. gücü kullanmak refleksinden dolayıdır.”
Buna karşın düşündüklerimizle yaşadıklarımızı aktarırken yine de çok öznel değer yargılarının daracık çerçevesi içinde kalarak KKTC kimlikli yurttaş oluşun bezginliğini yansıtıyoruz.
Ve sonuçta diyoruz ki “marazi bir toplum olduk. Sürekli vizlamazsak yaşadığımızı hissetmiyoruz!”
Kaldı ki olay sadece bize mahsus da değil. Bizatihi yönetenler vizileyip sızlanıyorlar her Allahın günü. Belki battık falan demiyorlar ama “batmamak için şu tedbirleri almak, bunu yapmak zorundayız” nutukları atıyorlar.
Ve bekliyorlar ki inanalım: Tutun ki inandık. İnandık da bir yılı aşkın süredir batmışlığının mevlidi okunmasına karşın hâlâ şu KTHY’nın kadavrasını bile temizleyemedikleri gerçeğine vuran beceriksizliklerinin nesine inanalım? Elde ne uçak kaldı ne de bundan sonra uçabilir düşüncesinde yaşatılacak umut!
Üstelik bir yandan çalışanlarının ne olacağına cevap verilemezken, öte yandan ödenmemiş borcundan dolayı KTP’nin koydurttuğu haciz sonucunda sandalyelerinden masalarına kadar tüm mal varlığı da gidiverdi!
Dikkat edin batan bir bakkal dükkânı değildir. Bir devlet sektörüdür ve batıran da devleti yüceltmek iddiasında iktidara gelen (bizim) yöneticilerimizdir!
(Kıbrıs Postası)
Yorumlar