25 Haziran 2018, Pazartesi
Çetin ÖZBEY
Çetin ÖZBEY [email protected]
  • Kitlere kadro bugün açıklandı TGS yi kapsar mi sizce
  • 211 i cabuk unuttunuz sayin yazar.
  • Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
  • Hitlerin Almanyasını düşünün, ne hakemin ne de karşı takımın hiç şansı yok, bir yanlış hamle direk gaz odası! Aslında her dönem birbirine benziyor, kiminde açık şiddet kiminde gizli, hissettirmeden, can yaka yaka yapılıyor. Özellikle bu devirde manipülasyon! Faulun fiziksel yapılması görünen şiddet, ağızdan yapılması oral şiddet, basın yolu ile yapılması acıtmadan psikolojik ve derin etki yaratan kalıcı şiddet! Top yuvarlak, insanın kafa yası yuvarlak, dünya yuvarlak, İlahi kudret dünyayı hatasız döndürürken, insan kafası topu her türlü hileye başvurarak diğer kaleye atmaya çalışıyor! Hangisi daha ÇETİN ve imkansız! Kimse yediği yemeğin içinde bir tek kıl olsun istemez çünkü midesi bulanır ama menfaate gelince her türlüsünü yemeyi mubah sayar! Şimdi böyle bir dünyada yaşam mücadelesi veren masumlar mecburen faulsüz oynamak zorunda yoksa kasıtlı şarjlar onlara oyun oynama şansı tanımaz! İşte böyle yaşamın ortasında siz yazarken biz çomak sokacağız okuyanlar izlemenin keyfini yada keyifsizliğini yaşarken kasıtlı şarjcilar dünyanın zevkini çıkaracak ama nereye kadar, kişiler kendi kıyametlerine kavuşuncaya kadar! Musalla taşlarının dili olsaydı bugün kasıtlı şarj mezarda olurdu ama bu mümkün değil. Geleceğimize ümitle bakalım kötüleri İlahı Kudrete havale ederken iyilere dua edelim .....
  • Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
  • YORUMUNU YANLIŞLIKLA YAYINLADIM.SEN BANA FIRILDAK DEDİĞİNE GÖRE BEN DE SANA "ARIZALI" DİYEBİLİRİM. SENİN GİBİ İNSANLARIN BENİM İÇİN NE DÜŞÜNDÜKLERİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL. SEÇİM SONUÇLARI ÜLKEYE HAYIRLI OLSUN.ALLAH KAZA, BELA VERMESİN THY'NIN İYİ OLMASI BİZİ MUTLU EDER ANCAK HEM CHP'Lİ OLUP HEMDE TÜRK HAVA YOLLARININ BAŞARISINDAN MUTLULUK DUYMAYI ARIZALI KAFALAR ANLAMAZ.KENDİNİ YORMA.
  • Chp li bay çetin, reis kazandı, thy daha yüksekten uçacak sende çatlayacaksın

Yaşam Maçındaki Kasıtlı Şarjlar Ve Faulsüz Bir Maç Hayali



Bu yazıyı 2003 yılında kaleme almıştım Bir Televizyoncu uçakta yazının yayınlandığı dergiyi almış ve bilahare yurt dışında yönettiği TV programında yazıyı dinleyicilerine okumakla yetinmemiş ve de daha sonra da kitabında da yazıma yer vermişti. Bana kalırsa bunun nedeni yazının güzelliğinden ziyade, her döneme uygun bir anlatım olmasıydı. O dönemde de çalıştığım şirketin belirli kademlerine ve onları yönetenlere uyuyordu. Aradan 15 sene geçti. Aynı yazI şimdi de çalıştığım eski şirketin tepeleri için bir şeyler söylüyor gibi.  Onların bir şey anlamayacağını biliyorum, yine de yazıyı paylaşmanın sağlığa bir zararı yok.

Sahada gole giden rakibini biçen bir futbolcu var.  Tiz  bir düdük sesi duyulur. Ve oyun durur.  Bu faulü yapan oyuncu sarı veya kırmızı kart görür.  Biçme işleminin yapıldığı noktaya göre takımının aleyhine ya penaltı verilir ya da serbest vuruş.

Hakem yapılan faulü farketmez ise tribünler ayağa kalkar.  Seyircinin kalitesine uygun protesto şekillerinden biri duyulur, gökleri inletircesine. Bu protesto çok uzarsa  bu defa seyirci yerine takım cezalandırılır.  Ve de 1,2 veya 3 maç o takım sahasında oynamaz.

Bana göre yaşamında sportif bir müsabakadan pek farkı yok  Aynen futbol maçı veya basketbol maçı gibi.

Bu oyunda da insanlar birbirine faul yapıyor. Bilerek veya bilmeyerek.

Tek fark , yaşam maçında faul yapılan oyuncu dışında diğerleri bazen yapılan bu faulü görmüyor, fark etmiyor. Yaşamdaki  faulleri genelde gizli olarak yapıyor insanlar birbirlerine.

Bazen düşününce yaşam oyununda düdük çalıp maçı donduran, faul yapan oyuncuyu anında cezalandıran bir hakem de yok gibi geliyor insana.  Aslında bir hakem var . Sahada değil,  yukarıdan bakıyor oyun sahasına.

Ama  görülmüyor. Ne oyuncular ne de seyirciler onu görebiliyor.  Yine de onun varlığını hissedebilirsiniz. Yukarıdan düdük çalıyor o da.   Ama  duyulmuyor. Yalnız vicdanınız o sesi duyabilir. Tabii ki  varsa.

Yaşam maçını seyrettikçe  şaşırabilir ve  faul yapan oyuncunun küp gibi sağır olduğunu zannedersiniz. Bakarsınız ki ; duymuyor,  durmuyor, sağı solu omuzlayıp koşturmaya devam ediyor. Nefes nefese.

Yaşam oyununun yüce hakemi de ceza veriyor faul yapan oyuncuya. Ama nedense anında değil. Cezanın etkisini o dakikada hissedemiyor oyuncular. Anlamıyorlar. Çünkü bu hakem oyunu durdurmuyor.  Anlayamıyorlar .Çünkü  maç yine devam ediyor. Gösterilen ise sarı veya kırmızı bir kart.

Yaşam takımının oyuncuları çok becerikli. Uzun yaşam maçı süresince her türlü oyunu oynuyor. Futbol oynuyor, basketbol oynuyor, voleybolde oynuyor.  Ve aklınıza gelen tüm diğer  oyunlar içerisinde ustalıkla yer alıyor. Yeter ki oyun olsun.

Bir eksiği var belli ki. Hafızası iyi değil. Yaşamın bir doneminde çok faullü oynadığı bir futbol maçında alması gereken cezanın bilmem kaç sene sonra oynadığı bir voleybol maçında kendisine verildiğini bir türlü fark etmiyor. Geriye dönüp o futbol maçını düşünmüyor. O maçta neyi hak ettiğini hesaba katmıyor. Söylediği tek şey “ ben bu cezayı hak etmedim “ Hani futbol maçlarında faulü yaptıktan sonra iki elini “ben ne yaptım k i” dercesine havaya kaldırıp hekeme doğru en masum yüz ifadesi ile dönüp bakan oyuncular  var ya. Aynı hesap.  Bilmiyorum ve de anlamıyorum.

Alemi kontrol eden büyük ve yüce güç maçı dondurup yaşam faullerini neden anında cezalandırmıyor ? Maç neden devam ediyor ? Nedeni ortada. O kadar cezalandırılacak oyuncu var ki .Herhalde yüce hakem insan neslinin bir anda  tükenmesini istemiyor. Hırsını alamayıp kendi takımının oyuncusuna faul yapanlar  bile var.

Bu gün bir sıkıntı mı yaşıyorsunuz ? İçinde bulunduğunuz durum sizi üzüyor mu ?

Geriye dönün ve arkaya geçmişinize bakın. Benzeri bir sıkıntıyı hiç kimseye yaşattınız mı ? Onu  bir kez  düşünün. Muhtemelen yaşam maçının birinci devresinde yaptığınız faulün ertelenmiş cezasıdır içinde bulunduğunuz durum. Dua edin ki bu maçın hakemi değişik. Dua edin ki bu hakem yqptığınız kasti faullere rağmen sizi hemen yaşam maçının dışına göndermiyor

Yalnız size sarı bir kart gösterip oyun sahasının dışına çıkartıyor. Ve bekliyor.

YAŞAMDA NELER KAÇIRDIĞIMIZIN FARKINDA DEĞİLİZ.

Evet,  çoğunlukla yaşamda neler kaçırdığımızın hesabını yapmıyor ve bunu düşünmüyoruz.. Dikkatimizden de öte tüm yaşamımızı bir konuya kilitliyor onunla yatıp onunla kalkıyoruz. Aklımızca da olasılık hesapları yaparak günümüzü iyice karartıyoruz,

İsmail Aldemir’in ifade ettiği gibi, “çoğu zaman en büyük üzüntülerimiz öyle olacağını sandığımız şeyler yüzündendir. Genellikle "şu olursa, bu olursa" diye düşünerek kendimizi dar kalıpların ve küçük dünyaların içine hapseder, kafamızda olmamış olaylarla ve başa gelmemiş felaketlerle ilgili binlerce ihtimal yaratırız. Ve kendi yarattığımız ihtimallerle boğuşmanın hayatın gerçekleri ile savaşmaktan daha ağır ve zor olduğunu, bizi daha fazla yıprattığını gözden kaçırırız. Oysa ihtimaller dünyasında çürümektense hayatın gerçekleri ile savaşmak, yüzleşmek ve yaşamın kıyısında seyirci olmaktansa içinde yer almak, zorluklara direnmek lazımdır.” Bu da konuya başka bir pencereden bakış.

Aşağıdaki anlatım bu felsefelerle ilgisi olmayan basit bir örnek. Ancak ortada dikkatten kaçan şu ki;  özellikle müzik severler açısından önemli bir konu var. Bir dostumdan gelen (ppt) maili sizin için metne çevirdim. Fon müziği ile takip edilince daha da etkileyici olduğu mutlak. Bu yalnız bir örnek, bilmem yaşamda kaçırdıklarımızın farkındamıyız?

Washington DC'de Bir metro istasyonunda soğuk  bir ocak sabahı... Bir adam müthiş bir hünerle çaldığı kemanıyla 45 dakika boyunca çok ünlü ve zor eserleri yorumlar...Çoğu memur, bürokrat işine yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi de kemancının önünden geçip, gider. Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam onu fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye durakladıktan sonra da gideceği yere gecikme endişesiyle  hızla yoluna devam eder.   
Bir dakika kadar sonra kemancı ilk bir dolar bahşişini alır.  Genç kadın, yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atar ve geçip, gider.  Az sonra da, bir başka adam duraklayıp, dinlemeye başlar. Ancak saatine göz attığında işine geç kaldığını anlar ve telaşla koşarak yoluna devam eder.   

Kemancıyla en fazla ilgilenen ise, üç yaşlarında bir erkek çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve onu dikkatle izler.En sonunda annesi çocuğu yürümeye zorlar. Çocuk  arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha kemancıyla ilgilenir, Ama hepsi de anne babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.  Çaldıgı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi ise duraklamadan yerdeki küçük sepete para koyar ve, yürümeye devam eder. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise ortama sessizlik hakim olur.Kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.   Hiç kimse onun, dünyanın en büyük keman virtüözlerinden, Joshua Bell olduğunu ve 3,5 milyon dolarlık kemanıyla, en karmaşık, zor eserleri çaldığını fark etmez.   Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden bir  gün önce, Boston Symphony Hall'da verdiği konserin biletleri ortalama 100-120 dolardan satılmış ve konser 23 TV kanalında naklen yayınmıştı. Ve de ertesi gün tüm gazeteler bu sanatçının resimleri ile doluydu. 

Evet; bu Yaşanmış, gerçek bir olaydır
Joshua Bell'in sıradan bir giysi ile metro istasyonunda keman çalması, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal araştırma gereği kurgulanmıştı. 

Sorgulanan şeyler;  1- Sıradan bir yerde mevcut olan güzelliği algılayabiliyor muyuz? 2-Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz? 3- Yaşam maratonuna kısa bir ara verip  ondan keyif alıyor muyuz?

Bu deneyden çıkarılacak ders ise; Dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri, dünyadaki en iyi müzik parçalarını çalarken önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa bu telaş yüzünden yaşamda başka daha neler neler kaçırıyoruz acaba?

Gamze Palamut bu konuyu çok güzel anlatmış. Yaşam sıkıntılarımızdan, kuşkularımızdan ibaret değil,

 “Okumayı bilmezseniz, yürümeyi bilmezseniz, bir yaprağın güzelliğini takdir edemezseniz, yaşamıyorsunuz demektir. Yaşamın bütününü anlamanız gerek, sadece küçük bir parçasını değil. İşte bu yüzden okumak zorundasınız, işte bu yüzden gökyüzüne bakmak zorundasınız, bu yüzden şarkı söylemek, dans etmek, şiirler yazmak, acı çekmek ve anlamak zorundasınız; çünkü tüm bunlar hayattır.

Tüm bunları yapamadıktan sonra yaşamın bütününü anlamak mümkün mü?. Bence değil. Yarım kalmışlık gibi bir şeydir bunların farkına varmamak, bunları yaşamamak. İnsan hayatında böyle güzel şeylere sahipken neden bunları yaşamayı bilmez ki. Ya işine gelmez, ya umursamaz. Peki; ama insan  hayatındaki güzelliklerin farkına varmadan nasıl güzel yaşar ki..

Hayattan tat alabilmek için, yaşamın bütününü anlamak gerek. Gökyüzüne bakmanın, şarkı söyleyip dans etmenin, hayatı güzelleştirme konusunda birer ihtiyaç olduklarının farkına varılmalı. Acı çekmenin, mutlu olmanın, üzülmenin, sevinmenin, hayatın birer parçaları oldukları unutulmamalı; o duyguları da yaşamalı ki, hayatın ne olduğu anlaşılabilsin. Hem zaten tüm bunlar oluşturmuyor mu hayatı?

Yaşam Maçındaki Kasıtlı Şarjlar Ve Faulsüz Bir Maç Hayali

Yorumlar Tüm Yorumlar (14)

Yorumsuz ~ 6 yıl önce
Kitlere kadro bugün açıklandı TGS yi kapsar mi sizce

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP YORUMSUZ ~ 6 yıl önce
STATÜSÜ İTİBARI İLE KAPSAMAMASI GEREKİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
Tekim ~ 6 yıl önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.
211 ~ 6 yıl önce
211 i cabuk unuttunuz sayin yazar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP 211 ~ 6 yıl önce
HER HAFTA 211'İ, VE DE AYNI ŞEYLERİ YAZMAK KONUDAN BIKTIRIR İNSANLARI. 3 YAZI YAZDIM 211' DEN BAHSETMEYEN. BUNA UNUTMAK DENİR Mİ? M. İNCE FETÖ'DEN ÖTÜRÜ İŞTEN ATILIP SUÇSUZ BULUNANLARIN HEPSİNİ GÖREVLERİNE İADE EDECEĞİZ DEDİĞİ ZAMAN AKLIMA HEMEN 211' LER GELMİŞ VE ÇOK SEVİNMİŞTİM. EĞER YENİ BİR TAKIM ŞEYLER VARSA BİLDİRİN Kİ ONLARDAN BİR YAZI ÇIKARTMAYA ÇALIŞAYIM.
Çetin bey ~ 6 yıl önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
TRI ~ 6 yıl önce
Hitlerin Almanyasını düşünün, ne hakemin ne de karşı takımın hiç şansı yok, bir yanlış hamle direk gaz odası! Aslında her dönem birbirine benziyor, kiminde açık şiddet kiminde gizli, hissettirmeden, can yaka yaka yapılıyor. Özellikle bu devirde manipülasyon! Faulun fiziksel yapılması görünen şiddet, ağızdan yapılması oral şiddet, basın yolu ile yapılması acıtmadan psikolojik ve derin etki yaratan kalıcı şiddet! Top yuvarlak, insanın kafa yası yuvarlak, dünya yuvarlak, İlahi kudret dünyayı hatasız döndürürken, insan kafası topu her türlü hileye başvurarak diğer kaleye atmaya çalışıyor! Hangisi daha ÇETİN ve imkansız! Kimse yediği yemeğin içinde bir tek kıl olsun istemez çünkü midesi bulanır ama menfaate gelince her türlüsünü yemeyi mubah sayar! Şimdi böyle bir dünyada yaşam mücadelesi veren masumlar mecburen faulsüz oynamak zorunda yoksa kasıtlı şarjlar onlara oyun oynama şansı tanımaz! İşte böyle yaşamın ortasında siz yazarken biz çomak sokacağız okuyanlar izlemenin keyfini yada keyifsizliğini yaşarken kasıtlı şarjcilar dünyanın zevkini çıkaracak ama nereye kadar, kişiler kendi kıyametlerine kavuşuncaya kadar! Musalla taşlarının dili olsaydı bugün kasıtlı şarj mezarda olurdu ama bu mümkün değil. Geleceğimize ümitle bakalım kötüleri İlahı Kudrete havale ederken iyilere dua edelim .....

Yanıtla

Kalan karakter 1000
"sen KİMSİN" : ~ 6 yıl önce
Bu yorum eleştiri sınırlarını aştığı için sansürlenmiştir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP FIRILDAK ~ 6 yıl önce
YORUMUNU YANLIŞLIKLA YAYINLADIM.SEN BANA FIRILDAK DEDİĞİNE GÖRE BEN DE SANA "ARIZALI" DİYEBİLİRİM. SENİN GİBİ İNSANLARIN BENİM İÇİN NE DÜŞÜNDÜKLERİ HİÇ ÖNEMLİ DEĞİL. SEÇİM SONUÇLARI ÜLKEYE HAYIRLI OLSUN.ALLAH KAZA, BELA VERMESİN THY'NIN İYİ OLMASI BİZİ MUTLU EDER ANCAK HEM CHP'Lİ OLUP HEMDE TÜRK HAVA YOLLARININ BAŞARISINDAN MUTLULUK DUYMAYI ARIZALI KAFALAR ANLAMAZ.KENDİNİ YORMA.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
CVP ASİL FIRILDAK ~ 6 yıl önce
ÖNCE ŞUNU ÖĞRENMEN GEREK ARIZALI BEY. YORUMLARDAKİ İSİM HANESİ SENİ TANITIR. BENİ DEĞİL.1996 YILINDA EMEKLİ OLDUM THY' DEN." 1998' DE GERİ DÖNDÜM. 2002' DE AYRILDIM. o SENEDEN BERİ NE BEN , NE AİLEM HİÇ PASS BİLET ALMADIK. KIZIM VE AİLEM UÇTUĞU ZAMANLARDA ÜCRETİNİ ÖDER VE BİLET ALIRLAR.YİNE TUTTURAMADIN. ARIZALI OLMAK ZOR İŞ.ARTIK YAZIŞMAYI KESELİM OLUR MU?
BayÇetin’e ~ 6 yıl önce
Asil fırıldak pas bilet mesajını ben yazmadım ama maden ben sormadan sen söyledin, kazanılmış hakkın neden kullanmıyosun, hak etmişsin pasınıda zetinide kullan
Çetin bey’e ~ 6 yıl önce
O makara yorumları yapan benim. (Arızalı) (Asil fırıldak hariç) Aslında eğitmli, kültürlü sonuna kadar Atatürkçü, 1923 den beri CHP li bir ailenin çocuğuyum. Can sıkıntısından makara yapmak için o mesajları attım. Aylardır sabırla ve beyefendilikle çizginizi bozmadan her yoruma cevap verdiniz. Özellikle 1 milyon dolara airport haberin satılık olması şakanıza çok güldüm. Sizi saygıyla selamlıyorum. Yazılarınızı bazen sıkıcı bulsamda zevkle takip ediyorum. Bundan sonra size kırıcı mesajlar yollamayacağım. TK nın altın neslisiniz. Saygıyı aşan yorumlar için özür diler size ve ailenize uzun ve güzel bir ömür dilerim. ( Çetinciğim :) ) Ps: Erdal ı görürseniz Coşkun benim, soğan sarımsak şakalarınıda ben yaptım ;)
Fırıldak çtn ~ 6 yıl önce
Chp li bay çetin, reis kazandı, thy daha yüksekten uçacak sende çatlayacaksın

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Asil firildak ~ 6 yıl önce
O bedava pass biletlerin icin yapmayacagin sey kalmaz degil mi

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000