THY'DE GÖRÜNMEYEN ZULMÜN ADI TEMEL...

Herkese şirin, herkese gülen yüz, herkese mavi boncuk. Lakin yaradılmış özellik gibi görünen bu yüzün arkasındaki ego, kibir, fitne. THY emektarlarını kendine rakip gören bir saplantı ve ruh hali. Hepsi Temel Kotil'in aynadaki görünmeyen hali.

Aslında bu yazıyı THY Genel Müdürü Temel Kotil'e bir mektup gibi yazıyorum.

Sayın Kotil,
Biliyorsunuz ki; genel müdür olduğunuz 2005 yılından bugüne kadar makamınıza bir kez girdim. O girişimde sizin ne kadar güvensiz biri olduğunuzu yaptığımız konuşma esnasında gözlerinizi hep başka yerlere kaydırıp, vücut dilinizin ne kadar esnek olduğunu farkederek anladım.

Kendi gölgenizden korkan bir haliniz vardı. İşte o sebepten ötürü ben sizinle sadece medeni ölçüler çerçevesinde selamlaşmayı seçtim. Size şirin görünme derdinde olmadım.  Ben etrafınızdaki şakşakçı gazeteciler veya "ağam, paşam" diyen eli kalem tutanlardan olmadım.

Her makamda olabilirsiniz. Yarın, THY'nin en tepesine gelebilirsiniz veya son bir yıldır duyduğum gibi Turkcell gibi bir dev firmanın başına gidebilirsiniz.

Ankara'da herhangi bir kamunun başına gidebilirsiniz.

Geçen seçimlerde olmadı, bu seçimlerde olabilir ve mebus seçilip Ankara'ya gidip turuncu koltuklarda arkanıza yaslanarak vekillik yapabilirsiniz. Hatta daha da yukarı çıkıp bir bakanlığa oturabilirsiniz.

Ama bu makamları layıkıyla yapmak için önce vicdan sahibi olmalısınız. İnsanları birer düşman gibi görmeyerek, herkesi içinizdeki fitne ile özdeşleştirip kendiniz gibi görmeyerek başarabilirsiniz.

O kadar çok olumsuzluğunuz var ki!

Başkalarını paralel gibi suçlayıp fitne-fücur ile insanları karalayıp, masum insanların kanına girmek sana yakışmaz.

Yöneticilere; "Benden sonra buraya sen genel müdür olacaksın" sözleri ile kendi kendine rakip yaratmak ve sonra da sanki senin yerine oynuyorlarmış gibi onlara karşı hayal kurup, senaryo yazıp oynamak sana yakışmaz.

Mertçe, delkanlıca geçmişte cemaat için yaptıklarını açıkla. "Yanılmışım" de. Binlerce bedava bilet verdiğini söyle. "Haram olsun cemaate verdiğim hizmete" de. Başkaları karşı çıkarken "onları yanlış anladım, ayaklarını kaydırdım, düşman gördüm. Ben onları cemaate karşı sanıyordum oysa onlar beni doğru yönlendirmişler de ben görememişim" de.

Sırf senin egoların yüzünden THY'den kovulan yöneticilerden kamuoyu önünde olmasa bile bir telefon açarak özür dile. Hiçbir şey kaybetmezsin.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan nereye giderse arkasından kovalama. Nereden uçacaksa o meydanda olmak için yırtınma. Bazen trafik nedeniyle geç kaldığın olsa bile merak etme seni taktir ve taltif edecek olanlar THY'deki çalışmalarınla eder. Uğurlamalar karşılamalar sana en fazla vakit kaybettirir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı uğurlamaya gittiğinde bir başka yönetici orada diye kaçma. Birlik olmaktan korkma. Tek olmaktan kork. Yarın ebedi aleme göç ederken yalnız gireceksin dokuz tahtanın altında.

Oğlunun yazdığı twitler saklanıyor. Asıl paralelci, asıl cemaatçi kim o twitlerin içinde gizlidir.

Siz bunları çok iyi biliyorsunuz Sayın Kotil. O güler yüzünüzün hiç solmamasını yüce ALLAH'tan niyaz ediyorum. Lakin size bir tavsiyede bulunuyorum. Yüksek egonuzu törpülemek için OSHO adında bir yazarın EGO adlı kitabını okumanızı tavsiye ediyorum.

Mektubuma son verirken ellerinizden sıkar, başarılı olmanızı, insanları insan gibi değerlendirmenizi istirham ediyorum.

Ve bunları neden yazdım.

Yukarıda da bahsettim. Eminim ki ve bu düşüncem asla değişmeyecektir. Çok sayıda kaliteli, bilgili, eğitimli, ufku açık personeli siz uzaklaştırdınız THY'den. Kendi iç çatışmalarınız THY'ye ne kadar zarar veriyor kimbilir. Sinsiliği değil de THY odaklı çalışmaları eşgüdümlü yapsaydınız THY daha da güçlü bir şirket olabilirdi.

Geçen hafta aynaya baktın mı bilmiyorum ama, çok yanlış yaptın be Temel Kotil.

Ayağına sıktın be Kotil. Ha sizin bu yaptıklarınız Japonya'da olsa harakiri ile, Avrupa'da olsa istifa ile sonuçlanırdı. Rize'de olsa nasıl halledilirdi  bunun cevabını siz verin sayın Kotil.

Yazdıklarımdan birşey anlayabildiniz mi Temel Bey? Sadece sizin anlamanız yeter bu yazıyı. "Arif'e tarif gerekmez" derler. Siz Arif olabilir misiniz Temel Bey?

Hiç zannetmiyorum.

Neden mi?

Kendi şirketinin ayağının altını oymaya çalışan bir zihniyet de ondan. Fazlasını açık etmiyorum.

Kalın sağlıcakla...