10 Eylül 2009, Perşembe 07:59:36

Yurtdışı yolcularının dikkatine

Yurtdışına gitmek, farklı kültürleri görmek, seyahat etmek güzel ama kötü tarafları da yolculukları zehir edebiliyor. Nedenini soracak olursanız 'uygulanan prosedürler' demek yerinde olacaktır...
  • Havalanlarına sosyalitesi yüksek, üniversite mezunu ve dil bilen polisler ne zaman alınacak.Onlar bizim aynalarımız.polisler hava alanı çaılşanlarını bile potansiyel suçlu olarak görüyorlar.Biraz gazete okusalar kendilerinin içinde de çürük yumurtalar oldugunu görecekler .Vatandaş kontrol ediliyro ama havaalanlarında polisin davranışlarını kim kontrol ediyor?Varsa kontrol merci lütfen buraya yazsında ögrenelim !..
  • Yazıdaki sözü edilenlerin hemen hemen hiç biri başıma gelmedi, ben 40 yılı aşkın yurt dışına, yurt dışında uçtum. Yurt dışında Türk Pasaportu nedeniyle dışlanmaya gelirsek; bunun suçu pasaportun sayfalarını birer bire çeviren pasaport polisine değil, bizi bu konuda şimdiye dek hiç desteklemiyen, arka çıkmayan hükümetlere bulmalıyız. Uyanın biraz daha "Avrupa Kalesine" Türk pasaportlular hiç giremiyecek.
  • Turkiyede kuyruklar demek 15 dakika. Bu yaziyi yazan her halde baska bir gezegende yasiyor. Buna kargalar bile guler. Ustelik Turkiyedeki havaalani polisleri kadar asik suratlisini dunyanin hic bir yerinde gormedim.
  • AHL de 1bucuk saat bekledigimi hatirliyorum... avrupada hic boyle birsey olmuyor.. dogrudan geciyorum en fazla 5 dk suruyor... belki bana oyle denk geliyor.. ama en onemlisi avrupadaki passport kontrol eden kisi sizi guler yuzlu karsiliyor sizi.. turkiyede insalarin yuzleri asik.. o isi istemiyerek yaptigini size yansitiyorlar...
  • Yıllardır Avrupa ülkelerine seyahat ederim, bu anlattıklarınız ile hiç karşılaşmadım. Tek sıkıntı girişteki gümrük polisinin tersliği olur. O da eğer giriş yaparken belgeleriniz vs tamam ise sorun olmaz. Check in yaptırırken hiç istemediğim bir yere oturtulmadım. Zaten artık kendi check in işlemlerinizi kendiniz yapabiliyorsunu. Bir arkadaşım İsviçre'de pasaportunu kaybetti, Zürih'de konsoloslukta yarım günde çıkarttılar. Bagaj konsunda da tabi ki kısıtlamalar olacak. Avrupada hiç bir ülkede 1-2 kilo fazla bagaja ses çıkarttıklarını görmedim. Çok eski değil geçen yıl Köln'den dönerken bir yolcunun 3 tane 10 kiloluk OMO deterjanı koli bantları ile sarıp Türkiye'ye bedelsiz getirme çabalarına tanık olmuştum. Buna da mı müsamaha gösterece
  • Avrupa ülkelerine girislerindeki cileyi anlatan güzel bir yazi olmus.Bir hususu atlamamak da lazim.Tam paraporttan gectiniz, eh es kaza valizinizde geldi. Hadi cikalim artik diyorsunuz.Yok o kadar kolay degil.Daha bunun bir de gümrügü var!A Dünyada olmaz. Bak surdan suraya birakmam, bir de gelip, icini disini dökmeden... Orada anliyorsunuz kara kafali olmanin/Avrupa toplulugunun ne demek oldugunu.Eh bir de ucak olaki cok yogun olmayan Avrupa havalimanina inmisse.A'haninda bunlarin hepsi disardan geliyor, acaba hangisini kontrol etsem diye bakan o bakislar!Discovery Chanel belgeselleri misali.Yaklasik 6-7 yildir disarda yasiyorum. Yilda da 1-3 sefer memlete geliyorum.Her ne kadar yasal da olsam,herbiri ayri bir heyecan, ayri bir lezzet...

Pasaport kontrollerindeki uzun kuyruklar, el bagajına konulabilecek ya da konulamayacak eşyaların ayrımının yapılması en kötüsü de sorulan garip sorular.

Neşeli bir seyahatten ve yeni bir yeri göreceğiniz heyecanıyla hızlı hızlı yürürken bir anda göze çarpan kuyruk korkutmaya başlıyor. Halbuki uçaktan inen herkes koştura koştura havalimanının içine girerken siz de aklınızdan “Amma aceleci insanlar” diye geçiriyorsunuz ama uzun kuyruğu görünce nedenini anlıyorsunuz… Pasaport kontrolü!

Kontrol işlemi Türkiye’de en fazla 15 dakika sürerken orada bu süre kişi başına 30 dakikayı bulabiliyor. Görevlinin sorduğu sorular ise bir hayli ilginç: “İlk defa mı geliyorsunuz?”, “Neden geldiniz?”, “Yanınızda yetecek paranız var mı?”, “Ne kadar parayla geldiniz?”… Bu sorulardan sonra insan “Acaba bende bir şey mi var, bir suç mu işledim?” soruları aklınızı kurcalayabiliyor. Zahmetli pasaport kontrolü bittikten sonra valizlerinizi almaya yöneliyorsunuz. Orada da büyük bir kalabalık var. Bir türlü valizleriniz gelmiyor. Yarım saat geçtikten sonra bir görevli bulup, “Benim valizim mi kayboldu? Yarım saattir bekliyoruz henüz gelmedi” diyorsunuz görevliden ilginç bir yanıt daha geliyor: “Buranın kuralı bu”…

PEKİ YA DÖNÜŞ NASIL OLUYOR?

Gidişte fazla sorun çıkmasa da dönüş işlemi tam bir rezalet. Gidilecek yerlere göre check in vezneleri ayrılmış durumda. Ancak sabah 09:00’da başlayan mesaileri geciktikçe gecikiyor. Vezneler bir türlü açılmıyor. Tam yarım saat veznelerin açılmasını bekliyorsunuz. Peki bilet işlemlerinizin hızla biteceğinden emin misiniz? Bizce bu kadar emin olmayın. Çünkü burada da çok ilginç olaylar gerçekleşiyor. Bir kere birlikte gittiğiniz kişiyle sakın yan yana oturmak istemeyin. Çünkü vermiyorlar. Hatta eşlere bile uçakta farklı koltuklar veriyorlar. Görevliye sorduğunuzda “Uçakta gürültü yasak” diyor. Ve en kötüsü de valiz işlemleri. 15 kilo ağırlıkta bir valiziniz varsa fazla ağırlık demektir. 10 Euro fazladan ödeme yapıyorsunuz. Eğer ülkeden bir hediyelik eşya aldıysanız valize koymanız kesinlikle yasak. Her aldığınızı ayrı poşetlerde elinizde taşımak zorundasınız.

En kötüsü de el bagajları!

Bagaj ve bilet işlemleri bittikten sonra bekleme salonuna giderken güvenlik sisteminde neredeyse iç çamaşırınızla kalacaksınız hissi veriliyor. Üzerinize fazladan kıyafet giymezseniz sizin için isabet olur. Bir el bagajları kontrol edilirken muhakkak bir pürüz çıkarılıyor. Birçok kişinin el bagajındaki parfüm, deodrant, ilaç, ıslak mendil, kolonya gibi eşyaları hiç acımadan ve hiçbir açıklama yapmadan çöpe atabiliyorlar. Özellikle yanınızdaki parfüm pahalıysa içiniz acıyor ama yapacak bir şey yok.

Özellikle de uçak fobisi olanlar sakinleştirici kullanabiliyor. Bizim başımıza gelen olay da bununla ilgili. Sakinleştiricisini yanında taşıyan birine ilacı uçuştan 2 saat öncesinde içmesine rağmen bir kez daha görevlilerin önünde içiriyorlar. “Zehirlenirsem ne olacak?” sorusunu sorduğunuzda da yine aynı yanıt geliyor: “İçmek zorundasınız kural bu.” O kadar ilaçtan sonra şöyle bir güzel olay oluyor, uçakta ülkenize gelene kadar bebekler gibi uyuyorsunuz.

“TÜRKİYE’NİN GÖZÜNÜ SEVEYİM”

Dönüşte tüm bu olaylara rağmen Türkiye’ye dönmenin sevinci bir başka. Hele ki pasaport kuyruklarındaki azlık, sizi daha da mutlu ediyor. Uçaktan inen birçok yolcu “Türkiye’nin gözünü seveyim, bize ne güzel davranıyorlar” demeden de edemiyor.

YURTDIŞINA GİDECEKLER İÇİN ÖNEMLİ UYARILAR

* Kendinizi kaybedin ama pasaportunuzu kaybetmeyin
* Pasaportunuzu sürekli olarak yanınızda taşımayı ihmal etmeyin, kalacağınız eğer bir otel odasıysa çalınma olayları sıkça rastlanan bir şey
* Seyahat edeceğiniz havayolunun belirlediği standartlara göre bagaj taşıma ağırlığınızı öğrenip ona göre valiz hazırlamalısınız. Valizinizin mutlaka şifreli bir kilidi olması iyi olur.
* Bagajınızda isim, telefon, adres etiketi takın. Karışıklıklar olabiliyor
* Yanınızda taşıdığınız el çantanızda tekerlek fonksiyonunun olmasını tercih edin. Ağır içerikli çantanızı daha kolay tasıma imkanınız olacak.
* First Class ya da Business Class'ta yolculuk ediyorsanız, yolcunun iki el bagajı hakkı vardır . El bagajının boyutları 55 x 40 x 20 cm'yi geçmemeli (katlanabilir çantalarda 57 x 54 x 15 cm) ya da 8 kilodan ağır olmamalıdır.
* Laptoplar ve diğer büyük elektrikli aletler (mesela büyük saç kurutma makineleri) kabin bagajından çıkarılarak ayrı bir şekilde x-ray den geçirilmelidir. Laptop çantası 1 adet kabin bagajı olarak sayılmaktadır.
* El bagajınızda kesinlikle kozmetik malzemeleri taşımayın. Görevliler çöpe yolluyorlar. Yanınıza alabileceğiniz eşyalarsa sakız veya şeker, boyun yastığı,palto veya şal, el çantası, şemsiye veya baston, fotoğraf makinesi /kamera, dürbün, makul miktarda okuma malzemesi,sürekli kullandığınız ilaçlar, uçuş için bebek maması ve bebek sandalyesinden ibaret.
* Valizinizin içinde taşıyacağınız kozmetik malzemelerini ayrı ayrı kilitli poşetlere koymanız en mantıklı yöntem. Çünkü görevliler valizinizi açtırıp içindekileri atabiliyorlar.

Habertürk

Yurtdışı yolcularının dikkatine

Yorumlar Tüm Yorumlar (6)

Misafir ~ 15 yıl önce
Havalanlarına sosyalitesi yüksek, üniversite mezunu ve dil bilen polisler ne zaman alınacak.Onlar bizim aynalarımız.polisler hava alanı çaılşanlarını bile potansiyel suçlu olarak görüyorlar.Biraz gazete okusalar kendilerinin içinde de çürük yumurtalar oldugunu görecekler .Vatandaş kontrol ediliyro ama havaalanlarında polisin davranışlarını kim kontrol ediyor?Varsa kontrol merci lütfen buraya yazsında ögrenelim !..

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 15 yıl önce
Yazıdaki sözü edilenlerin hemen hemen hiç biri başıma gelmedi, ben 40 yılı aşkın yurt dışına, yurt dışında uçtum. Yurt dışında Türk Pasaportu nedeniyle dışlanmaya gelirsek; bunun suçu pasaportun sayfalarını birer bire çeviren pasaport polisine değil, bizi bu konuda şimdiye dek hiç desteklemiyen, arka çıkmayan hükümetlere bulmalıyız. Uyanın biraz daha "Avrupa Kalesine" Türk pasaportlular hiç giremiyecek.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 15 yıl önce
Turkiyede kuyruklar demek 15 dakika. Bu yaziyi yazan her halde baska bir gezegende yasiyor. Buna kargalar bile guler. Ustelik Turkiyedeki havaalani polisleri kadar asik suratlisini dunyanin hic bir yerinde gormedim.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 15 yıl önce
AHL de 1bucuk saat bekledigimi hatirliyorum... avrupada hic boyle birsey olmuyor.. dogrudan geciyorum en fazla 5 dk suruyor... belki bana oyle denk geliyor.. ama en onemlisi avrupadaki passport kontrol eden kisi sizi guler yuzlu karsiliyor sizi.. turkiyede insalarin yuzleri asik.. o isi istemiyerek yaptigini size yansitiyorlar...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 15 yıl önce
Yıllardır Avrupa ülkelerine seyahat ederim, bu anlattıklarınız ile hiç karşılaşmadım. Tek sıkıntı girişteki gümrük polisinin tersliği olur. O da eğer giriş yaparken belgeleriniz vs tamam ise sorun olmaz. Check in yaptırırken hiç istemediğim bir yere oturtulmadım. Zaten artık kendi check in işlemlerinizi kendiniz yapabiliyorsunu. Bir arkadaşım İsviçre'de pasaportunu kaybetti, Zürih'de konsoloslukta yarım günde çıkarttılar. Bagaj konsunda da tabi ki kısıtlamalar olacak. Avrupada hiç bir ülkede 1-2 kilo fazla bagaja ses çıkarttıklarını görmedim. Çok eski değil geçen yıl Köln'den dönerken bir yolcunun 3 tane 10 kiloluk OMO deterjanı koli bantları ile sarıp Türkiye'ye bedelsiz getirme çabalarına tanık olmuştum. Buna da mı müsamaha gösterece

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 15 yıl önce
Avrupa ülkelerine girislerindeki cileyi anlatan güzel bir yazi olmus.Bir hususu atlamamak da lazim.Tam paraporttan gectiniz, eh es kaza valizinizde geldi. Hadi cikalim artik diyorsunuz.Yok o kadar kolay degil.Daha bunun bir de gümrügü var!A Dünyada olmaz. Bak surdan suraya birakmam, bir de gelip, icini disini dökmeden... Orada anliyorsunuz kara kafali olmanin/Avrupa toplulugunun ne demek oldugunu.Eh bir de ucak olaki cok yogun olmayan Avrupa havalimanina inmisse.A'haninda bunlarin hepsi disardan geliyor, acaba hangisini kontrol etsem diye bakan o bakislar!Discovery Chanel belgeselleri misali.Yaklasik 6-7 yildir disarda yasiyorum. Yilda da 1-3 sefer memlete geliyorum.Her ne kadar yasal da olsam,herbiri ayri bir heyecan, ayri bir lezzet...

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000