Otomobil fiyatına yakın fiyatıyla Airex 2010’daki fuarın gözdesi Evektor Eurostar uçağından bir Türk işadamı satın aldı. Seyrantepe’deki Galatasaray’ın yeni stadyumunun çatısını da yapan işadamı Rauf Akbaba, yeni uçağını Türkiye’ye getirdi.
İşadamı Rauf Akbaba’nın hayalinde hep askeri pilot olmak vardı. Hava Kuvvetleri’nde pilot olma şansını 1974 yılında Hava Harp okulu sınavlarını kazanamadığı gün yitirdi.
Ancak onun uçaklara olan ilgisi hiç bitmedi. Üniversite sınavlarına girdi ve İTÜ Uçak Mühendisliği bölümünü kazandı. Uçak Mühendisliği bölümünü bitirse de hayat koşulları onu farklı bir sektörde olmaya sürükledi. İnşaat sektörüne adımını attığı için, havacılıkla artık hobi olarak ilgilenmek zorunda kaldı. 30 yıl boyunca çelik konstrüksiyon projelendirme alanında başarılı çalışmalar yaptı. Katar Havaalanı’nın, Seyrantepe’deki Galatasaray Stadı’nın çatısı da onun şirketinin başarılı projeleri arasında yer aldı.
Bu sırada Rauf Akbaba, hobi olarak uçaklarla ilgilenmeyi sürdürdü. Burak Havacılık’ta amatör pilot lisansını yani PPL’ini aldı.
Uçma tutkusu o derece fazlaydı ki, PPL eğitimi aldıktan sonra kendi uçağını satın almaya karar verdi. Geçen yıl nostaljik bir uçak olan 1979 model Bellanca Citabria 7gcbc’yi satın aldı. Ancak bu ihtiyar kuş, sürekli arıza yapmaya başlayınca yeni bir uçak satın almak şart oldu.
Bir gün Esenboğa’da Çek tasarımı ve imalatı olan Evektor Eurostar SLW ile tanıştı. Bir de demo uçuşu yapma şansı buldu. Airex fuarında uçağı tekrar iyice inceledikten sonra satın almaya karar verdi. Sıfır bir uçak için uzunca bir süre beklemek gerektiği nden temsilci Air Albatros Group, 160 saatteki fabrika demo uçağını teklif etti. Bu teklifi Akbaba hemen kabul etti.
Airex fuarında en çok ilgi çeken uçaklardan biri olan Evektor Eurostar model uçağı 85.000 euro’ya satın aldı. Uçak önce bir tır ile İstanbul gümrüğüne, oradan da kurtarıcı kamyon ile Atatürk Havalimanı Genel Havacılık hangarına çekildi. Uçağın kanatları ve gövdesi de burada monte edildi. Uçağa en küçük zarar vermeden monte işlemi başarıyla gerçekleştirildi.
100 beygir gücündeki bu uçak, Rauf Akbaba’nın 150 beygirlik Bellanca tipi eski uçağına göre çok daha iyi performansa ve aerodinamik yapıya sahipti. Üstelik kurşunsuz benzinle de çalışabiliyordu.
İşadamı Rauf Akbaba uçaklara olan sevgisini ve uçma tutkusunu şöyle anlatıyor: “ Jet pilotu olamadım ama şu anda yaptığım uçuşlardan çok büyük keyif aldığımı söyleyebilirim. Aktif iş hayatımı bitirdikten sonra eğer şartlar uygun olursa bir dünya turu yapmayı çok arzu ediyorum. Haftasonumu uçmaya ayırıyorum. Uçaklarım Esenboğa’da olacak. Son zamanlarda seyrüsefer olarak uçuşlarımı yapıyorum. Sinop, Zonguldak, Nevşehir gibi meydanlara iniyoruz.”
Halen 160 saat uçuş tecrübesi olduğunu anlatan Akbaba, “ Tecrübemi arttırmak amacıyla Erdoğan Menekşe Hocam , zaman zaman da Kaptan pilot Hamid Reza Shoaee ile manevraları, yan rüzgar iniş kalkışları , aletli aletsiz seyrüsefer tekniklerini çalışıyorum. Bellanca kuyruk tekerli olduğundan bu uçak diğer burun tekerli uçaklara göre farklı bir teknik gerektirdiğinden bu teknikleri pilot Fuat Ertürk ve yine Erdoğan Hocam sayesinde kazanmaya çalışıyorum” diyor.
Rauf Akbaba, özel uçakla uçmanın çok ağır maliyeti olmadığını söylüyor. Akbaba, “ Herşey normal gider ve büyük arızalar çıkmazsa uçuşlarımın birim maliyeti saat başına yaklaşık 100-150 dolar arası oluyor. Buna normal bakım giderleri, sigorta gideri, yakıt masrafı gibi kalemler” diyerek maliyet konusunda da bilgi veriyor.
Rauf Akbaba’nın maddi imkanı elvermeyen havacılık tutkunu gençlere yönelik bir de projesi var. “Benim gibi uçmayı çok arzu eden ama imkan bulmayan gençlerin uçabilmesi en büyük dileğim. Şahsi olarak buna imkan bulamazsam bile uzun vadede bir genel havacılık kuruluşu aracılığı bunu gerçekleştirmeyi çok arzu ediyorum ama şu anda bu konuda somut atılmış bir adımım yok, şu anda sadece bir dilek , temenni mertebesinde” diyor.
©AirportHaber.com Özel
Yorumlar Tüm Yorumlar (10)