Muhteşem bir uçaktaydım, aşağıya baktım ve sevdiğim yerleri aradım; İstanbul, maalesef artık gökyüzünden de güzel görünmüyor.
10 yıl kadar önce bir heves uçmaya karar vermiş ve çarçabuk gaza gelen bir arkadaşım sayesinde derslere başlamıştım. Ya daha fütursuzdum o zamanlar ya daha heyecanlı ve tecrübesiz olmaktan mıydı neydi, pek bir sevmiştim İstanbul'u gökyüzünden. Üstelik uçak dökülüyordu, camları bile tam kapanmıyordu ve kontrol paneli kartondan gibiydi.
Gel gelelim bu defa altımızdaki uçak (altımızdaki uçak demek doğru mu acaba?) mükemmel; bir Cirrus SR20. Yani uçakların Mercedes'i demek; en güvenlisi, en havalısı demek. Hani şu düşmeyen uçak var ya, işte o! Herhangi bir tehlike anında uçağın kendi paraşütünü açmak gerekiyor ama o herhangi duruma düşmesin diye de uçağı acayip donatmışlar.
Binmeden önce adrenalinim fırlar ve buna bir zamanlar bağımlı olan bendeniz birkaç ay rahat ederim diye düşünüyordum. Ancak hiç de öyle olmadı...
Astoria Alışveriş Merkezi'nin 1. yılında bir talihlisine hediye ettiği Cirrus, saatte 300 kilometre yapabiliyor ve son derece ekonomik benzin tüketiyor. Uçağın AVM'ye maliyeti 450 bin dolar olmuş bu arada. Uçak o kadar konforlu, rahat ve güvenli ki E-5'te birkaç saniye araba kullanmak Cirrus'un yanında tehlikenin dik alası sayılır.
UÇAĞA AŞIK OLDUM
Biraz bozuldum aslında; çünkü uçağa beraber bindiğimiz arkadaşım Vecihe, son derece kibar davranıp arkaya oturdu ve benim 2. Kaptan olarak kumandaya geçmeme müsaade etti. Etti de ne oldu, hiç heyecanlanmadım ama gelin görün ki uçağa aşık oldum.
Uçağa aşık olmuşken bir yarım saat sonra hafiften kullanmaya karar vermişken, İstanbul'la göz göze geldim. Bunca dakikadır aşağıyla hiç ilgilenmiyordum ne yalan söyleyeyim; İstanbul görmeyeli çok çirkinleşmişti. Bir anda 'acaba İstanbul da beni beğenecek mi, bunca yıl geçti aradan, belki o da beni yaşlı ve geçkin bulacak' gibi tuhaf bir bulut geçti zihnimden. Yok, hemen vazgeçtim, sevdiğim yerleri aradım; sevmediğim yerler arasında kaybolmuşlardı.
Yerel seçimlerin bilmem kaçıncısı yapılacak az sonra ve belediye başkanlarının da bilmem kaçıncısı seçilecek; adayları atsam uçağımın terkisine ve dolaştırsam işe yarar mıydı? Başkan adayları üçüncü-beşinci köprü, monoray, toplu konut çözümleri gibi son derece yerinde sayan ve İstanbul'un güzelleşmesine katiyen katkıda bulunmayacak projelerle bir daha yarışıyorlar... Yarışsınlar bakalım, büyük köyümüz bizi ne kadar ve nereye taşıyacak?
Not: Brangelina da aynı uçağa sahipmiş!
Akşam Gazetesi
Elif Aktuğ
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)