Toulouse'daki Mock Up Merkezinde Bir Gün

Mock-up merkezinde çekim yapmamıza izin verilmediği için kamera ve fotoğraf makinesini araçta bırakıyoruz. Sanırız bu isteğin sebebi henüz geliştirilmekte olan Airbus 350XWB’nin rakiplere gösterilmek istenmemesi…

Airbus’ın Toulouse’daki mock up merkezinde A320, A330, A340, A350 ve A380 tiplerinin birebir mock upları var. Mock up merkezi, Airbus’ın en uzun modeli 340’ı da, en yüksek modeli 380’i de alabilecek boyutlara sahip.

Airbus 350, Airbus’ın rakibi Boeing’in 787 modeline rakip olarak geliştirdiği yeni kuşu. Henüz o gökyüzüyle tanışmadı, 2012 yılında ilk uçuşunu yapana dek tasarım süreci devam edecek.  Üretimi ise yine Toulouse’da yapılacak. Her ne kadar 787’ye rakip olarak geliştirildi denilse de aslında üç modelli A350 ile Boeing’in hem 787 hem de 777 tiplerine karşı alternatif oluşturmak hedefleniyor.

Airbus’ın bu modelinin yüzde 53’ü kompozitten oluşacak. Boeing 787’nin yüzde 25’nin kompozit olduğunu biliyoruz. Görüyoruz ki bu uçakta rakibine göre çok daha fazla kompozit malzeme kullanılmış.



Uçaklarda kompozit malzemeyi de zaten ilk kez Airbus kullanmış. Kompozit miktarını adım adım artırdıkları için bugüne kadar hiçbir sorun yaşanmamış. Etik açıdan rekabet kurallarına aykırı olur mu bilmem ama Airbus mühendisi, Boeing 787’nin gövdedeki yapısal sorunların kompozit miktarının bir anda yüksek oranda kullanılmasından kaynaklandığını söylüyor.

A350’nin, gövdesi, kanatları ve kuyruğu kompozitten yapılmış. Bu ona hem daha fazla menzil hem de daha fazla yakıt tasarrufu avantajı sunuyor.
Boeing, gövde konisini komple kompozit yaparken Airbus, kompozitleri panel halinde kullanmayı tercih ediyor. Gövdeyi tek parça halinde kompozit yapmaktansa herhangi bir zedelenmede durumunda paneli değiştirip yenisini koymanın daha kolay olması için panel tercih ediliyormuş.  Uçağın motorları ise B787’de de kullanılan İngiliz Rolls Royce…

Airbus 350’de uçağın zemini tamamen düz olarak tasarlanmış. Bu alanda da A350 ilk olacak. Koltuklar raylara geçirilecek ve bu hem konfor hem de verimlilik açısından uçağa artı puan kazandıracak. Servis sırasında kabin ekibi de pek zorlanmayacak.
Uçak içi eğlence sisteminde full HD teknoloji sunan ilk uçak da yine Airbus 350 olacak.
 
Yeni nesil uçaklarda konfor ve verimlilik her zamanki gibi ön planda. Zaten bu uçağın sloganı da ‘Shaping Efficiency’… Yani verimliliğe yön vermek…

Üretici firmalar, bir modeli geliştirip doğrudan pazara sunmaktansa müşterilerin görüşleri doğrultusunda uçağı geliştirmeyi tercih ediyor. Örneğin, A350’nin koltuk sayısı müşterilerin isteği doğrultusunda 9 koltuklu olarak düzenlenmiş.

Kabinden içeri girdiğinizde kendinizi uçaktan çok lüks bir otelde hissediyorsunuz. Üreticilerin amacı da zaten, yolcuya uçakta olduğu hissini en az hissettirmeyi başarmak!

A350’de kabin, 320 serisine göre 25 cm daha geniş, tavan ise daha yüksek. 1.86 cm’lik tavan yüksekliği sayesinde rahatlıkla ayakta durulabiliyor. Pencereler, farklı tasarımıyla cam kenarına oturanlara rahatsızlık vermiyor. Omzunuzla pencere hiçbir şekilde temas etmiyor. Yine pencereler müşterilerin isteği doğrultusunda ister mekanik, ister led isterse elektrochrome yapılabiliyor.

Baş  üstü dolapları da biraz daha geniş olarak geliştirilmiş. Orta boy 5 valizi tek dolaba sığdırabilmek  mümkün. Mod light sayesinde gece-gündüz ambüansı verebilecek ışık sistemleri de kullanılabiliyor.

Yolcular için bütün konfor düşünülmüş… Peki ya mürettabat için…
Onlar için de kabinden alan çalmadan dinlenme odaları düzenlenmiş. Hem arkada hem de önde pilot dinlenme odaları var. Pilotlar kokpitten çıktığı anda galley bölümüne geçmeden üst kattaki odalarına çıkabiliyorlar.

Spor kamuoyunda sıkça söylenen bir söz var.  Futbol sadece futbol değildir” diye… Yeni teknoloji uçaklar içinde buna benzer bir cümle kurulabilir. Çünkü uçaklar artık sadece uçak değil! Yolcular için her türlü rahatlık düşünüldüğü için uçaklar artık, eviniz, ofisiniz, yatak odanız...