Suriye’de Türk savaş uçağının düşmesinden sonra uçak düştü mü düşürüldü mü tartışmaları yaşandı. Suriye önce uçağı kendilerinin vurduğunu öne sürdü, sonrasında ise uçağın vurulmadığı ve düştüğü söylendi. Enkazdan çıkarılan parçalar incelendiğinde ise uçağa füze isabet etmiş olabileceği kaydedildi. Düşen uçakla ilgili en somut delliller ise su yüzüne çıkan pilotlara ait botlardı. Uçağın düşmesinden sonra basında çıkan spekülatif haberler üzerine Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel, ilginç bir deneyle postalların su yüzüne çıkmasını test etmişti. Uzmanlar eşliğinde büyük bir küvetin içine su doldurulmuş ve postalların su yüzüne çıkması beklenmiş, saatler sonra postallar su yüzüne çıkınca Necdet Özel de ikna olmuştu.
Ancak uzmanlar buna rağmen akıllarda kalan bir sorunun cevabını uzun süre tartıştı. Soru şuydu: “Pilotun ayağında bağlı postal pilot suyun dibinde iken nasıl çıkar? Ayrıca su altında kaldıkça vücut şişer ve şişen ayaktan postalın çıkması nerdeyse imkansız hale gelir. Postal eğer su yüzüne çıktıysa içinde ayak olmalı idi.”
Bir dönem F-4 tipi uçakta görev yapan deneyimli bir pilot olayla ilgili Airporthaber’e şu ilginç yorumu yaptı: Küvetle yapılan deney kamuoyunu kandırmak için yapılan çocukça bir deney.
Enkazdan çıkan parçalara baktığınızda dikkat çeken bir noktada, pilotun sandalyesinin atlama kolu çekilmiş olarak gözüküyor yani pilot bu kolu çekmiş ve uçaktan sağ olarak ayrılmış demektir.
Başka bir detay ise, naaşları çıkaran Natilious ‘un günlügünde yer alıyor. Diyor ki Hercules adlı robot, teğmenin naaşını bulduğunda pilot denizin dibinde yatıyordu. Yani uçaktan sandalye ile atlamamış bir pilot 7 yerinden bağlı bir şekilde sandalyenin üstünde bağlı bulunması gerekirdi, denizin dibinde yatar şekilde değil. Ve bu günlükte anlatılan şey; Hercules adlı robot kolları ile pilotun naaşını pilot kıyafetine bağlı kayışlardan tutarak alüminyum kafese yerleştirdi. Pilotun pilot kıyafetine bağlı olan kayışlardan kasıt şu, RF-4 uçaklarında pilot üzerine harnes diye bir yelek giyer. Yani harici paraşüt yoktur. Atladığında kurtaran paraşüt sandalyede montelidir.Ve pilot uçağın sandalyesine bağlandığında bu harnesini (yelegini ) uçaktaki kayışlar ile paraşüte bağlar.Yani bu yelekte sadece klipsler vardır (bacak arasına bagladıkları hariç) kayışlar yoktur, bu bahsedilen kayışlar sandalyedeki paraşütün kayışlarıdırki bu da o pilotun yeleğine bağlı kayış dediği ise muhtemelen paraşüt kayışlarıdır. Zaten bucda pilotun sandalye ile atladığını ve paraşütün açıldığını ıspatlar çünkü sandalye paraşütü normalde kapalı kutu içindedir. Yok eger pilotun kıyafetindeki kayışlardan bahsediliyor ise yani sandalye paraşütü değilse işte yine bu durumda pilotların atladığını ispatlarki çünkü pilot paraşüt ile atlayıp suya düşmeden önce paraşütten klipsler vasıtası ile kurtulması gerekir. Pilotların denizin 1280 metre dibinde sandalyeye bağlı olmadan denizin dibinde yatıyor olmasının başka hiçbir açıklaması olamaz.”
El Arabiya televizyonunun iddialarının mantıklı ve anlaşılıbilir yönlerinin bulunduğuna dikkat çeken aynı pilot sözlerine şöyle devam etti: “El Arabia’nın haberini teyit eden bir durum da şu: Pilotlar atlamış, yakalanmış, işkence ile öldürülmüş ve enkaz bölgesine paraşütsüz sandalyeye bağlı olmadan sadece üzerindeki yelekler ile atılmış ve cesetler de denizin dibine inmiştir.
Şimdi burda başka bir konu ise kask meselesi. Kask o pilotun kafasına sıkıca kavrayacak şekilde yapılır yani kask kafadan atlama esnasında bile çıkmayacak şekilde dizayn edilmiştir ki suyun içinde kaskın çıkması mümkün değildir. Yani bu da pilotların atlamış ve suya inmeden pilotun kaskını kendisinin çıkardığını teyit ederki enkaz ve pilotlar 1280 metre asağıda ama postal ve kask su yüzünde... Zaten en önemli nokta ise pilotlara uygulanan otopsi raporunun saklanması. Çünkü otopside gördükleri işkence izleri saklanmaktadır ve El Arabia TV’nin bu haberi yapması ise manidardır. Çünkü bu televizyon genel olarak ABD’ye yakındır. Burada yapılan şey Türkiye’yi Suriye üzerine kışkırtmak olabilir. Ama asıl Genel Kurmayın ve Başbakanın açıklaması gereken 2 şey var. Bu uçak sınır dışı görevine TBMM ,Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın emri olmadan çıkamaz. Yani bu uçağa o görev için kim emir verdi ? Ve pilotlara uygulanan otopsi raporu neden saklanıyor?
Yorumlar Tüm Yorumlar (6)