Rum basını konuyla ilgili haberlerde, “Doğrudan Ticaret Tüzüğü konusunda izlenen yol Ercan’ın tanınması konusunda da izleniyor” yorumunu yaptı.
Politis “Timbu (Ercan) Doğrudan Ticaret’in İzinde... Alman Avrupa Milletvekili Lefkoşa FIR Hattındaki Rötarlar Hakkında Bilgi İstiyor” başlıklı haberinde, Güney Kıbrıs’ın son zamanlarda Ercan Hava Trafik Kontrol Merkezi’nin yabancı bir stratejik yatırımcıya devredilmesini kabul etmesi yönünde uluslararası unsurdan ve AB’den yoğun baskı gördüğünü yazdı.
Haberde, stratejik ortağa devredilmesinin KKTC Hava Trafik Kontrol Merkezi’ne meşruiyet kazandıracak teknik bir çözüm olduğu, KKTC tanınmadan ve Rum yönetiminin siyasi hassasiyetlerine dokunulmadan hava sahasından gerçekleşen günde yaklaşık 800 uçuşun güvenliği gerekçe gösterilerek FIR hattının yarısının kontrolünün KKTC’ye devredilmesinin gündemde olduğu belirtildi.
Gazete, Türk kökenli Alman Sosyalist Avrupa Milletvekili, AP Taşımacılık ve Turizm Komitesi üyesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komitesi üyesi İsmail Ertuğ’un Eurocontrol’e mektup göndererek, Kıbrıs’ta uçuş ve hava taşımacılığındaki rötar düzeyi hakkında bilgi talep etmesinin durumu daha da endişe verici hale getirdiğini yazdı.
Haberde, Rum hava sahası içerisindeki uçuşların güvenliğinden sonra yaşanan rötarlar konusunun da, Türkiye’nin AB’ı ve uluslar arası unsuru “Ercan’ın tanınması gerektiğine” ikna etmek için kullandığı sorunlardan olduğuna dikkat çekildi.
Gazeteye göre Rum Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erato Kozaku Markulli’nin, Türkiye’yi uluslar arası alanca teşhir etmek amacıyla Rum havayolu şirketlerini Türk hava sahasını kullanmak için girişimde bulunmaya çağırması da, bazı çevrelerce “bumerang” olarak niteleniyor.
Gazete Markulli’nin son zamanlarda, Yunanistan’daki hava trafik kontrolörlerinin grevleri nedeniyle hava sahasında meydana gelen kargaşayı “siyasi açıdan kullanmak” amacıyla yoğun bir diplomatik çaba harcadığını ve bu çerçevede AB üyesi ülkelerin Güney Kıbrıs’taki büyükelçilerine Türkiye’nin “ambargosunu” şikayet ettiğini hatırlattı.
Haberde Türkiye’nin, Türk asıllı Avrupa milletvekilinin mektubu aracılığıyla bu konuyu ilerletmek ve Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nde olduğu gibi bu konuyu da AB’ın gündemine taşımak için mekanizmalarını harekete geçirmiş göründüğü, ancak Türk asıllı milletvekilinin bu hareketinin sonucunun ne olduğunun şu ana kadar öğrenilemediği kaydedildi.
Yorumlar