Uzun süre Türk Hava Yolları’nda çalışan Ayfer Aras, Alev Doruk ve Emel Örnekol’un katıldığı ‘Kara Kutu’ ilginç hikayelerin yanı sıra dönemin zorluklarını da gündeme getirdi.
Hostesliğe 1973’te başladığını söyleyen Alev Doruk; “Bizim dönemimizde çok fazla seyahat edilirdi ve uzun yatılı uçuşlar olurdu. Çok güzel zaman geçirdiğimiz için isteğe göre fazla uçuşları da kabul ederdik. Dünyanın bir çok yerini gördük ve gezdik. Hayatımız düzensizdi ama onun tadı da çok başkaydı. Bazı uzun uçuşlarda çocuklarımızı da getirirdik ama bu durumu abarttığımız için yasak geldi. Hostesliğin tabi ki eksileri ve artıları da olurdu. Çocuğumun okula başladığı ilk günde yanında olamamıştım. Tabi bu durumlar işin zevkini ve eksi yönlerini dengeleyen unsurlardı” dedi
Dönemin kabin deneyimli kabin amirlerinden olan Emel Örnekol ise; “Hosteslik bir yolcuyu bir noktadan başka bir noktaya güvenli ve keyifli bir ortamda uçurmaktır. Ben maceracı yapımdan dolayı hostes oldum. Ailem bilmiyordu. Hostes olup da aileme açıkladığımda son derece anlayışla karşıladılar. Hosteslik bir insana vizyon katar. Ayrıca bir sanattır. Kimi zaman hastası gelir, kimi zaman üst düzey bir yolcu, kimi zaman yalnız uçan bir çocuk… bu durumlarda bazen hasta bakıcı olursunuz, bazen genel sekreter, bazen de anne. İşte bunların hepsi birleşince hostesin ne demek olduğunu anlayabilirsiniz.
SIRADIŞI UÇUŞ ANILARI
Uçuş sırasında çok enteresan olayların yaşandığını anlatan emekli hostesler, keyifli olmasının yanı sıra zor durumda kaldıklarını da ifade ettiler.
Alev Durak; “Benim ilk uçuşumda uçağın kapısının nasıl kapanacağını unutmuştum. Sonra anonsu da yanlış yapınca kaptandan fırça yemiştim” dedi.
Deneyimli hosteslerden Ayfer Aras ise; “İlk uçuşumda Zurih’e gidiyordum. Uçuşu yatılı sanıp valizimi de hazırlamıştım. Beni valizle gören kabin amiri kızmıştı ve uyarmıştı. Bir keresinde de Frankfurt’tan video almıştım. Hava durumu nedeniyle İstanbul yerine İzmir’e inmiştik. Gümrük kontrolünde videoyu yakalatınca yaptığımın gümrük kaçakçılığı olduğunu söylediler. Sonra onun vergisini ödedim ve tekrar Frankfurt’a yolladım. Bir hayrını göremedim” dedi.
Anılarından bahseden bir diğer kabin amiri olan Emel Örnekol ise; “İçtiğim sigaranın külü kaptana götürdüğüm çayın içine düşmüştü ve o an kendimi çok kötü hissettiğim anlardan biriydi” dedi.
HOSTES ALIMLARINDA TORPİL YAPILIYOR MU?
Hostes alımlarında torpil yapılıp yapılmadığı şeklindeki soruyu yanıtlayan Ayfer Aras; “Bizim dönemimizde de torpil yapılıyordu. Ben de torpille girdim. Şimdikiyle arada pek bir fark yok” şeklinde konuşurken Emel Örnekol ise; “Bizim zamanımızda da torpil vardı. Ben de torpille girenlerden biriyim. Şimdi bu torpilin oranı biraz daha yüksek olabilir. Torpil durumu hiçbir zaman değişmedi” dedi.
DEVLET BÜYÜKLERİYLE UÇUŞ
Devletin ileri gelenleriyle bir çok uçuş yaptığını anlatan Örnekol; “Ben dönemin Başbakan ve Cumhurbaşkanlarıyla çok uçuş yaptım. Normal işinizi yapıyorsunuz ancak biraz abartı tabi ki oluyor. Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller gibi devlet başkanlarıyla uçtum. Kenan Evren ıhlamur, Tansu Çiller ise kuşburnu çayı içerdi. Biraz kaprisli oluyorlardı ancak bu da son derece normal.
”GÜNERİ CİVAOĞLU ÇOK KAPRİSLİ BİR YOLCUYDU”
Ünlü yolcularla olan uçuşlardan bahseden emekli kabin memurları, kimi ünlülerin çok anlayışlı kimilerinin ise son derece kaprisli olduğundan söz ettiler. Ayfer Aras; “Gönül Yazar uçuştan korkardı o nedenle kokpitte giderdi. M.Ali Erbil ve Sezen Aksu ile çok sık uçtum ve son derece keyifli yolculardı ancak Güneri Civaoğlu uçağı kendi uçağı sanardı ve ayaklarını uzatır köpeğini de yanına alırdı. İstediği her şeyi önceden bilmemiz gerekiyormuş gibi davranırdı. Biz kimsenin özel hostesi değiliz. Bütün yolcular için uçakta bulunan kabin memurlarıyız. Ayrıca Nazlı Ilıcak da son derece kaprisliydi. Ama Pekkan kardeşler inanılmaz keyifli ve anlayışlı yolculardı” dedi.
Hosteslerin işten çıkarılma durumlarına da değinen deneyimli amirlerden Alev Doruk; “İşten çıkarılma bizim dönemimizde başladı. İlk önce 25 yılı dolduranlar emekli edildi derken, Ayfer Aras ise; “Emekli edilmeler bizim son dönemimize denk geldi. Ben onların beni işten çıkarmalarına fırsat vermeden kendim istifa ettim ve o zevki onlara tattırmadım” şeklinde görüş bildirdi.
DÜNYANIN EN KANLI UÇAK KAÇIRMA OLAYI
Dünyanın en çok ölümle sonuçlanan uçak kaçırma olayında kabin memuru olarak bulunan Ayfer Aras o anı şöyle anlattı…
”1980 yılında İstanbul-Ankara seferini yapıyorduk. Yolcuların biri kalktı ve bana tuvaleti sordu. Ben de tuvaletin yerini söyledikten sonra silahını çıkardı ve kafasına dayadı. Sonra pilotun yanına giderek uçağını kaçırdığını söyledi. Yolcuların içinden 4 kişi daha ayaklandı ve bir anda 5 kişi oldular. Uçağı İran’a kaçırmak istediklerini söylediler ancak yakıtımız olmadığı için Diyarbakır’a indik. Kaptanımız yolcuları sakinleştirmeye ve güvenli bir şekilde tahliye edileceklerini söyledi. Olay yaklaşık 24 saat sürdü ve uçağın içinde yiyecek ve içecek hiçbir şey kalmadı. Uçak çok sıcak olmuştu ve insanlar ter içindeydi. Ben de korsanlardan birinin yanına gittim ve neden kaçırdıklarını sordum. O da korkacak bir şey olmadığını ve kimseye zarar vermeyeceklerini söyledi. Daha sonra sabaha karşı inanılmaz bir patlama oldu ve kurtarma ekipleri uçağı tarayarak içeri girdiler ve ayakta olanların hepsi öldü. Sanırım 12 kişi hayatını kaybetmişti. Dünyanın en çok ölümle sonuçlanan uçak kaçırma olayıydı” dedi.
Programın tüm detayları ve video olarak tekrarı ilerleyen saatlerde AirportHaber'de olacak...
Yorumlar Tüm Yorumlar (39)