27 Haziran 2008, Cuma 19:14:40

HAVADA KYOTO KURALLARI

TBMM AB Uyum Komisyonu tarafindan Türkiye'nin Kyoto Protokolu katılımının benimsenmesi dikkate alınarak hazırlanan raporda hava araçlarının sera gazları emisyonunun artışında aktif rol aldığı belirtilerek bu yönde alınabilecek önlemler sunuldu.

Japonya'nın Kyoto kentinde 11 Aralık 1997 tarihinde imzalanan, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi'nin Kyoto Protokolü'ne Türkiye'nin katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun tasarısı, T.B.M.M. AB Uyum Komisyonu'nda, bugün  benimsendi. Böylelikle karbon dioksit ve sera etkisine neden olan diğer beş gazın salınımını azaltmaya veya bu yapılamıyor ise, salınım ticareti yoluyla haklarını arttırmaya söz verildi.

 

 

 

Kyoto protokolü, onaylayan ülkelerin 1990'daki sera gazı salınımlarının yeryüzündeki toplam emisyonun %55'ini bulması ile yürülüğe girebileceği ön şartını taşıyor. Protokol; 2008 ile 2012 yılları arasında emisyonlarını 1990 yılına göre %5,2 düşürme, belirlenen seviyeden fazla salım yapacağını anlayan bir şirketin bir şekilde başka yerlerden, oluşan karbon borsası ile "Karbon Kredisi" bulma zorunluluğu getiriyor.

 

 

 

Sera gazlarının salınımında, her geçen gün kullanımı artan hava araçlarının ve gelişen havacılık sektörünün, etkili olduğu biliniyor.

 

 

 

Uçak Mühendisi Can Erel'in hazırladığı rapora göre, havacılığın çevresel etkileri ve alınabilecek önlemler şöyle;

 

 

 

Hava araçları doğrudan kullandığı doğal kaynaklar yanında bu kaynakların kullanımlarının sonucunda oluşan su buharı, karbondioksit, azot oksitler gibi sera gazları, bunların karma sonucu olarak radiyatif zorlama ve gürültü yaratmaktadır. Yeryüzü Dostları (Friends of the Earth, FoE) kaynaklarına göre her yıl 600 milyon ton CO2 gazı yayan uçaklar nedeni ile hava taşımacılığı bugünlerde sera gazı kaynakları arasında en hızlı büyüyeni unvanına sahiptir. Bu miktar Afrika kıtası tarafından yılda yayılan CO2 gazı miktarına eşittir. Havacılıkta kişi başına ortalama CO2 gazı emisyonunda İngiltere 603 kg., İrlanda 434 kg ve ABD 275 kg. ile ilk üç sırayı paylaşmaktadır. Ancak havacilik kaynaklı sergazları emsiyonunun %80'inin 1500 km.den daha fazla uçuşlar yapan hava araçları nedeni ile oluştuğunun dikkate alınması gereklidir.

 

 

 

Havacılıkla ilgili yapılan tahminler kısa vade bu durumun değişeceğini, birkaç yıl içinde tüm insanlık tarihinde uçan insan sayısından daha fazla insanın uçuşla tanışarak gökyüzü ile buluşacağını, bu kitlenin çoğunun da Asya kökenli olacağını göstermektedir.

 

 

 

Biyoyakıtların hidrokarbon bazlı olmalarına rağmen, atmosferik karbondioksitden elde edilmeleri nedeni ile kullanımıları sonucu atmosferdeki net karbondioksit miktarını arttırmazlar. Bu nedenle alternatif yakıt çabaları çok önemlidir. 

 

 

 

Raporda ayrıca, Kyoto Protokolü kapsamında olmamasına rağmen, etki alanının çevre olması dolayı, gürültünün de dikkate alınmasının gerekli olduğu belirtiliyor.

 

 

 

Havacılığın neden olduğu, iklim değişikliğini engellemek için alınabilecek önlemler ise, yönetsel, operasyonel ve teknik olarak üç şekilde sınıflandırıldı.

 

 

 

Yönetsel olarak;

 

 

 

Uygulanabilir havacılık çevre etkileri ve önlemleri konusunda planlama ve standartların oluşturulması, çevreyi koruma maliyetinin genele yayılması yerine, etkiyi yaratana yansıtılmasına dayalı, kendinden denetim sistemleri oluşturulması, verimlilik çalışmalarının teşvik edilmesi, ABD'nin, Kyoto Protokolü imzalamasına rağmen anlaşmayı reddeden durumunu analiz ederek, salınım ticareti ile ilgili olası etki ve faaliyet detaylarının belirlenmesi, havalimanı, uçuş işletmeleri, bakım merkezleri mevcut süreçlerin, kaynakların bugün için iyileştirmeler ve yarın için olası gelişmeler dikkate alınarak şekillendirilmesi,

 

 

 

Operasyonel olarak;

 

 

 

Doğrudan uçuşu engelleyen sınırlamaların yeniden incelenerek, doğrudan uçuş rotalarının arttırılması, araç filoların verimliliği, yüksek motorlar kullanacak şekilde modernize edilmesi, yakıt kullanım verimliliği yüksek motor kullanan ve işletme maliteleri düşük  hava araçlarına yönelim (dluluk oranlarına göre bölgesel jetlere geçiş, menzile göre (800 km ve altı) nispeten kısa uçuşlarda turboprop uçaklara geçiş), ykıt kullanan sistemler yerine, temiz enerji kaynakları ile çalışan sistemlerin kullanımının artırılması ve özendirilmesi,

 

 

 

Teknolojik olarak;

 

 

 

Askeri ve sivil havacılık teknolojilerinin ortak kullanımına yönelik planlamalar yapılması ve uygulanması,  bukapsamda başlayan ve devam eden (Clean Air Engine-CLAIRE, Gared Turbofan –GTF, Subsonic Fixed-Wing-SFW, gelişmiş yanma odası ve türbin, az bakım ihtiyacı gibi) bazıları doğrudan motorların termal, tepkisel ve çalışma verimliliğini artıracak uluslararası faaliyetlere (ilgili kurumların, akademik kuruluşların ve endüstri temsilcilerinin) katılım ve sonuçlarından yararlanılması, havacılık sistemlerinde ünite/parçalar arası, ortam kontrollü tesislerde sızdırmazlık çalışmalarının özendirilmesi.

 

 

 

Zamanında ve soruna yönelik doğru önlemler alınması için hükümet, havacılık endüstrisi kurum ve kuruluşları, ilgili meslek odaları ve sendikaların katılımı ile topyekun çabalar, yakıt fiyat artışı ile mücadele etmek için de önerildiği gibi, önem ve anlam arz etmektedir.

 

HAVADA KYOTO KURALLARI

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000