08 Ocak 2010, Cuma 07:32:17

ESKİ YÜZÜMÜ ÖZLÜYORUM

Diyarbakır'da 75 kişinin yanarak can verdiği uçak kazasından geriye kalan aileler, her 8 Ocak'ta aynı hüznü yeniden yaşıyor...
  • Daha once olan kazalarin detayli incelenip hatalarin tespit edilmesi, ders cikarilmasi ve bir daha olmalarini onlemek icin tedbir alinmasi gerekir. Modern ulkeler boyle yapiyor. Bugun modern ucaklarda kullanilan sistemlerin cogu bir kaza sonrasinda tespit edilen problemleri/aciklari gidermek icin gelistirilmistir. Ama biz de ne yazik ki bu tip olaylarda gercekler aciklanmiyor, hatalar bulunup tedbir alinmiyor. Ayni hatalar cogu kez yapilmaya devam ediliyor ve olay bir sonraki kazaya kadar unutuluyor. Bu kulturun degismesi lazim, yapilan hatalardan ders almayi ogrenmemiz lazim...
  • Dava'yı açarken meydanda ILS sisteminin olmadığını belirtmeyi de unutmayın.

Faciada oğullarını kaybeden Hülya-Süleyman Demirkol çifti, "Ocak ayı boyunca her gün ölüyoruz." diyor. Kazada yüzü yanan Gencer Güneş ise 7 yıldır operasyon geçiriyor. Talihsiz adamın tek hayali, çok özlediği eski yüzüne kavuşabilmek. 

Diyarbakır'da 3'ü bebek 75 kişinin yanarak can verdiği uçak kazasının bugün 7. yıldönümü. Feci kazadan sağ kurtulan Gencer Güneş'in (38) hüzünlü bir hikâyesi var. Gencer, 1990'lı yıllarda Brezilya dizisi 'Roza'nın müdavimiydi. Dizideki en beğendiği karakter İzabella, bir uçak kazasında ağır yaralanır ve yüzü tanınmaz hale gelir. Gencer, yıllar sonra İzabella'nın akıbetine uğrar. Öyle ki o zaman 5 yaşında olan küçük kızı Besra babasını tanıyamaz. "Meğer seneler önce kendime üzülmüşüm." diyen Gencer, yakında 13. defa bıçak altına yatacak. Her operasyonda biraz daha eski haline yaklaşan Gencer'in tek hayali var: Çok özlediği eski yüzüne kavuşmak.

Feci kazanın olduğu tarihte Gencer Güneş'in 5 yaşında olan en küçük kızı Besra babasını tanıyamaz. Yüzü yanan kişiyi kabullenemez. 5 ay boyunca halasında kalır. Bir süre sonra çocukları babalarının eski yüzüne kavuşması için dua eder. Babasına burun ve kulaklarını vermek isterler. Altı çocuğu olan Güneş, 7 yıldır o çok sevdiği yüzüne kavuşmak için tedavi görüyor. Şu ana kadar deri naklinin yapıldığı 12 operasyon geçirmiş. Her operasyonda biraz daha eski haline dönüyor. Yakın bir zamanda 13. operasyon için bıçak altına yatacak.

8 Ocak 2003 tarihinde meydana gelen kazayla ilgili iddiaların ardı arkası kesilmedi. Irak işgalinin devam ettiği o dönemde kimine göre uçak, içindeki 3 Iraklı ajan yüzünden ABD tarafından düşürüldü. Ancak ne bu iddia ne de diğerleri şehir efsanesinden öteye gidemedi. Kazadan geriye acılı aileler ve hüzün dolu hikâyeler kaldı.

Kazanın hayatını kararttığı ailelerden biri de Demirkol çifti. Hülya-Süleyman Demirkol, hayatlarının ikinci baharını yaşayacakları dönemi hüzün içerisinde geçiriyorlar. Çünkü tek oğulları Ercan'ı uçak kazasında kaybettiler. Acılı karı koca, şimdi özürlü kızları Şirvan ile avunuyor. Emekli öğretmen olan karı-koca için o günden sonra hayat adeta kâbus olmuş. Halen psikolojik tedavi görüyorlar. Hülya Hanım, her gün antidepresan ilaçları alıyor. Çocuğunu anlatırken titreyen Süleyman Bey'e gözyaşlarıyla eşlik ediyor. "Ocak ayı boyunca her gün ölüyoruz." diyen çiftin tek tesellisi, kazadan sonra yetkililerin verdiği oğullarının kırık dökük dizüstü bilgisayarı, cep telefonu, yanmış cüzdan ve parası. Evlatlarının elinin dokunduğu her şeyi saklıyorlar: Fotoğraflar, oyuncaklar, elbiseler ve askerlik künyesi. Çifti üzen bir başka konu da torun sahibi olamamak. Kazadan 1 yıl önce evlenen Ercan'ın çocuğu olmamış. "Bir evlat bıraksaydı acımız daha hafif olurdu." sözleriyle torun hasretini ifade ediyorlar. Uçak gördükleri zaman içlerine bir kasvet çöken karı-koca, kazadan sonra sadece bir kez uçağa binmiş. O da İstanbul'da ağır bir ameliyat geçiren ağabeylerini görmek için.

7 YIL SONRA CEZA DAVASI AÇIYORLAR

Kazanın ardından savcılığın başlattığı soruşturma pilot öldüğü için davaya dönüşmeden kapandı. Diyarbakır Barosu, itiraz edince soruşturma dosyası Siverek Ağır Ceza Mahkemesi'ne gitti. Ancak mahkeme, itirazı reddetti. Bunun üzerine aileler AİHM'ye başvurdu. Ancak 'iç hukuk yolları tüketilmediği' gerekçesiyle dosya geri döndü. O günden beri kazayla ilgili herhangi bir ceza davası açılmadı. Kazazedeler, facianın 7. yıldönümünde havayolu şirketi aleyhine ceza davası açmaya hazırlanıyor.

İddiaya göre psikolojik tedavi gören kaptan pilot Alaattin Yunak (34), mesleğe dönmesi için gereken 'sağlam' raporunu, psikiyatristler vermediği için sağlık ocağındaki bir nörologdan almış. Antidepresan kullananların pilotluk yapamayacağını vurgulayan Süleyman Demirkol, Yunak'a pilotluk yaptıran kişi veya kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacak. Dilekçesini kazanın 7. yıldönümü olan bugün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na verecek. Kazadan sağ kurtulan 3 kişiden biri olan Gencer Güneş de davaya müdahil olacak. Bu arada RJ 100 tipi uçağın üreticisi, sigorta ve havayolu şirketi aleyhine tazminat davası açan 35 aile, davalılarla anlaştı. Ailelere 40 ile 100 bin dolar arasında tazminat ödenecek.

Zaman

ESKİ YÜZÜMÜ ÖZLÜYORUM

Yorumlar

Misafir ~ 14 yıl önce
Daha once olan kazalarin detayli incelenip hatalarin tespit edilmesi, ders cikarilmasi ve bir daha olmalarini onlemek icin tedbir alinmasi gerekir. Modern ulkeler boyle yapiyor. Bugun modern ucaklarda kullanilan sistemlerin cogu bir kaza sonrasinda tespit edilen problemleri/aciklari gidermek icin gelistirilmistir. Ama biz de ne yazik ki bu tip olaylarda gercekler aciklanmiyor, hatalar bulunup tedbir alinmiyor. Ayni hatalar cogu kez yapilmaya devam ediliyor ve olay bir sonraki kazaya kadar unutuluyor. Bu kulturun degismesi lazim, yapilan hatalardan ders almayi ogrenmemiz lazim...

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 14 yıl önce
Dava'yı açarken meydanda ILS sisteminin olmadığını belirtmeyi de unutmayın.

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000