Bir açıklamada, muhabirlerin sorularından bunaldığını ve o nedenle polise sığındığı ifadelerinin yer aldığını ancak böyle bir durumun olmadığını ifade eden Bayülgen; “Eşim ve ben rahatsızdık. Ama gazeteci arkadaşların sorularından bunalmamız gibi durum olmadı. Sadece çıkışta soru sorabilirlerdi. Biz de bu durumu kaldıracak durumda değildik. O nedenle polisten yardım istedik. Polis de bize yardımcı oldu” dedi.
Yayına telefonla bağlanan Havaalanı Gazetecileri Derneği Başkanı Cemil Yıldız ise; “Biz sizin için orda değildik. Başka bir sebepten dolayı pasaport kontrol noktasındaydık. Ama sizin gümrüklü ve yasak olan kısma geçtiğinizi görünce görüntü aldık. Çünkü yasak olan yere geçmeniz bizim için haber niteliği taşıyor. Acaba olağan dışı bir durum mu var ki Okan bey gümrüklü alana geçti diye düşündüğümüz için sizi çektik. Çünkü bu durum havaalanında haberdir” diye konuşunca Bayülgen şöyle yanıt verdi;
“Benim sizin muhabirlerinizle bir derdim yok. Beni rahatız etmediler. Sadece çıktığımızda soru soracaklar diye ve bu durumu hasta olduğumuz için kaldıramayacağımız için polisten yardım talep ettik ve onlar da bize yardım etti, ayrıca ben İstanbul Emniyet Müdürü Celaleddin Cerrah’la telefonla konuştum. O da bana ve yardımcı olan polis arkadaşlara sahip çıktı ve herhangi bir soruşturmanın söz konusu olmadığını söyledi. Olayın aslı budur” diyerek muhabirlerle bir derdi olmadığını açıkladı.
Fransa’da, havaalanında yaşadığı bir anısını da anlatan Okan Bayülgen; “Bir Türk işçi havaalanında bir görevliye gelerek üzerinde bomba olduğunu söyledi. Ama işçi sarhoştu. Yani üzerine bomba falan yoktu. Fakat bomba olduğunu söylemesinin ardından havaalanı kuşatıldı. Etraf sarıldı. Polislerin hepsi silahlarını işçinin üzerine doğrulttu. Mermiler namluya sürüldü. Ama bizde böyle olsa o işçi alınır ve ayılana kadar bekletilir sonra da serbest bırakılır. Bu bizimle onlar arasındaki insaniyet farkıdır. Doğru olan bizim uygulamamızdır” diyerek Türk polisine sahip çıktı.
©AirportHaber.com
Yorumlar