29 Mart 2011, Salı 08:21:12

BİYOYAKIT HAYALİ GERÇEK OLUYOR

Bir F-22 Raptor jetinin gerçekleştirdiği başarılı test uçuşunun ardından ABD Hava Kuvvetleri, (USAF) 2016 yılına kadar uçaklarını yüzde 50 oranında biyoyakıtla uçurma hedefine daha yakın duruyor.
  • Yiyecek gıda bulunamazken mevcut ekim alanlarını biyoyakıt için kullanmak ne kadar akıllıca olur acaba???

Uçak, 18 Mart’ta 12 bin metre yükseklikte ve ses hızının bir buçuk katı hızda gerçekleştirdiği uçuşta yakıtının yarısını, bir çeşit hardal otundan elde edilen biyoyakıtla sağladı. Ancak biyoyakıtların ne kadar çevre dostu olduğu konusunda da tartışmalar var.

USAF’ın Alternatif Yakıtlar Ruhsatlandırma bölümünün direktörü Jeff Braun, uçağın performansının kusursuz olduğunu söyledi.

Bu tip uçaklar ABD’nin askeri operasyonlarında kilit rol oynuyor ve şimdiye kadar henüz kullanılmamış olmalarına rağmen, Libya’daki uçuşa yasak bölgenin denetimini sağlamaları planlanıyor.

USAF’ın test uçuşunun başarılı geçmesi, biyoyakıtların daha yaygın kullanımı için yolu açmış durumda. Bu gelişme, hem enerji güvenliğini, hem de çevre kirliliğine dair kaygıları ilgilendiriyor.

2020 yılına kadar, Avrupa’da ulaşımda kullanılan yakıtın yüzde 10’unun biyoyakıtlardan oluşması hedefi, Avrupa Birliği’nin de önceliklerinden biri. AB’nin 1.6 milyar Euro’luk ‘Temiz Gökler’ programı, 2020 yılına kadar CO2 ve gürültü emisyonlarını yüzde 50, nitro oksit emisyonlarını ise yüzde 80 seviyesinde azaltmayı amaçlıyor. Brüksel’deki Havacılık, Uzay ve Savunma Sanayi Birliği sözcüsü Alexandre Dossat, testin başarılı geçmesini, biyoyakıtların uçaklarda kullanılabileceğine dair bir kanıt olarak olarak değerlendiriyor.

Dossat, EurActiv’e şöyle konuştu: ‘Biyoyakıt yarışında geri kalmamak için Avrupa’da derhal bazı kararlar alınmalı. Üretimin artırılması gerekli. Biyoyakıtların gelişmesini hızlandırmak için siyasi otoritelerin gerekli kanuni altyapıları hazırlaması ve sübvansiyonlar getirmesi gerekli.’

Arazi kullanımı

Ancak biyoyakıtlara şüpheyle yaklaşanlar da var. Greenpeace sözcüsü Sebastian Risso’ya göre, arazi kullanımındaki değişimler, önemli bir kaygı. Risso, EurActiv’e verdiği demeçte ‘Biyoyakıtlar tarımsal ürün temellidir ve bu bitkilerin yetiştirilmesi için çok büyük arazilere ihtiyaç duyuluyor. Ancak dünyadaki tarıma elverişli arazilerin çoğu halihazırda kullanımda. Bu sebeple tarımsal faaliyetlerin başka alanlara kaydırılması, ya da bazı insanların topraklarından olmaları söz konusu olabilir’ dedi. Risso’nun aktardığı araştırma sonuçlarına göre, tarımsal alanlardaki genişleme, sera gazı emisyonlarında artışa sebep oluyor.
USAF tarafından test edilen birinci nesil biyoyakıtta kullanılan bitkinin, diğer tarım ürünlerinin yetiştirilmesine olanak sağlamayan yerlerde dahi yetiştirilebileceği söyleniyor.

UOP Honeywell tarafından üretilen yakıt daha önce de USAF tarafından Green Hornet ve Thunderbolt II modellerinde de kullanılmıştı.

Bazı analistlere göre 2025 yılına gelindiğinde bu tip bir biyoyakıttan yılda 1 milyon galon üretiliyor olacak.

Sektör temsilcileri bu tip bir yakıtın normal jet yakıtlarından yüzde 75 daha az CO2 emisyonuna sebep olduğunu söylese de, küresel ısınmaya etkisi tamamen ortadan kalkmıyor.

Sektörden isminin açıklanmasını istemeyen bir kişi, ‘Biyoyakıtlar, sürdürülebilir oldukları sürece iyi bir gelişme olurlar. Ancak çok fazla enerji tüketiyoruz. Esas sorunumuz enerjiye olan bu devasa talep’ dedi. (EurActiv)

BİYOYAKIT HAYALİ GERÇEK OLUYOR

Yorumlar

Misafir ~ 13 yıl önce
Yiyecek gıda bulunamazken mevcut ekim alanlarını biyoyakıt için kullanmak ne kadar akıllıca olur acaba???

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000