01 Kasım 2010, Pazartesi 16:50:50

"BİYOYAKIT, HAVACILIK SEKTÖRÜ İÇİN BİR ŞANSTIR"

AirportHaber yazarlarından Tevfik Uyar, bu haftaki köşe yazısında biyoyakıt teknolojisini kaleme aldı. Peki, Uyar neler diyor? İşte o yazı...
  • hayal degil gercekleri gorelim. Gecmiste ve gunumuzde hic bir ulke havacilik endustrisinde tek basina var olmamistir. Buna Amerika BIRLESIK Devletleri de dahildir Ayrica, biyoyakit yapmak mesele degildir. Mesele olan bio enerji icin kullanilacak dogal kaynaklarin da ciddi miktarlarda ve surekli uretimi karsilamaktan uzak olmasidir. Saygilar.
  • Bana göre Türkiye uçak imalatının bir yerlerinde olmadığı sürece uzay ve uçak teknolojilerine çok yabancı kalarak genç nufusuna ihanet edecektir. Türkiye bir an önce gençlerini ve eğitim kurumlarını uçak teknolojisiyle tanıştırmalıdır. Sanıyorum seçim havasına giren ülkemizde siyasi otorite bu konuda daha ileri adımlar atacaktır. Bekleyelim görelim. Komşu köşe

Geçtiğimiz günlerde “Gelecek Güzel Şeylere Gebe” yazımla ilgili bir kaç okurumdan aldığım geri dönüş sonrasında kendileriyle yaptığım nitelikli tartışma şöyle bir sonuca ulaşmıştı:

Bugün Türkiye’nin daha önce yapamadığı ancak dünyanın belli bir mesafe katettiği şeyleri gerçekleştirmesi elbette olumlu; ancak sürdürülebilir kalkınma sağlamıyor. Örneğin Türkiye 100 yıl önce kibrit üretmiyordu; ancak bugün üretmemizin de ekonomik olarak çok büyük bir faydası yok.

Ürünlerin yaşam ömrü eskisi gibi değil. Teknoloji inanılmaz bir hızla ilerliyor. İhtiyaçlar, stratejiler, pazar, doktrinler... Hepsi ardışık olarak baştan aşağıya yenileniyor.

O halde sürdürülebilir kalkınma için çok bakir alanlarda çalışma yapmak gerekiyor.

Bakir alanlarda çalışma yaparak, tecrübeye dayalı bir rekabet üstünlüğü elde etmenin tek yolu AR&GE yatırımları. AR&GE’nin özgün ve yerli bir ürün üretmekten çok daha fazla anlamı ve faydası var.

Her şeyden önce teknolojik liderlik sağlıyor; ki bu da sizinle aynı ürünü üretmek isteyen ülkelerin ortaya çıkması halinde, rakipten çok paydaş olarak ve temel teknoloji ve know-how’ı sizden almak zorunda kalan müşteriler ya da küçük çaplı şerikler oluyorlar.

Türkiye İHA konusunda teknolojik liderliği yakalamak üzere; ancak yeterli değil.

Havacılık alanında bakir alan bulmak da kolay değil; zira havayolu işletmeciliği ne kadar oligopolse (oligopol: büyük sermaye gerektiren, girmesi ve çıkması zor, çok az oyuncunun yer aldığı piyasa tipi) aslında ana ürünlerin üreticiliği de bir o kadar oligopol, hatta bazı yönlerden monopol (monopol: tek oyuncunun hakim olduğu piyasa tipi) bir piyasa.

Şu halde dünyada olan gelişmeleri takip etmek, eğer ki özgün bir alanda bir AR&GE faaliyeti başlatılamıyorsa bile, henüz piyasası ya da pazarı oluşmamış, nihai ürün ortaya çıkmamış ve kullanıma girmemiş, ancak kavramsal olarak ya da ürün olarak belli bir mesafe katedilmiş olan alanlara yönelmek gerekiyor.

Bunlardan birisi şu an için biyoyakıt teknolojisi.

AirportHaber yazarlarından Uçak Mühendisi Tevfik Uyar'ın kaleme aldığı yazının tamamı için TIKLAYIN

"BİYOYAKIT, HAVACILIK SEKTÖRÜ İÇİN BİR ŞANSTIR"

Yorumlar

Misafir ~ 13 yıl önce
hayal degil gercekleri gorelim. Gecmiste ve gunumuzde hic bir ulke havacilik endustrisinde tek basina var olmamistir. Buna Amerika BIRLESIK Devletleri de dahildir Ayrica, biyoyakit yapmak mesele degildir. Mesele olan bio enerji icin kullanilacak dogal kaynaklarin da ciddi miktarlarda ve surekli uretimi karsilamaktan uzak olmasidir. Saygilar.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Misafir ~ 13 yıl önce
Bana göre Türkiye uçak imalatının bir yerlerinde olmadığı sürece uzay ve uçak teknolojilerine çok yabancı kalarak genç nufusuna ihanet edecektir. Türkiye bir an önce gençlerini ve eğitim kurumlarını uçak teknolojisiyle tanıştırmalıdır. Sanıyorum seçim havasına giren ülkemizde siyasi otorite bu konuda daha ileri adımlar atacaktır. Bekleyelim görelim. Komşu köşe

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000